Cehennem memleketten zebani kareler

Akıl ve ruh sağlığını korumak giderek zorlaşıyor bu memlekette: Kayyıma Latin Amerika’dan protesto, S400 hem işçi ücretine zam hem de Kemalist, rüşvetçiden sefir, sonra da halk cahil!

İktidar, HDP’nin yüzde 50’lerin üzerinde oyla kazandığı üç Kürt Belediyesine kayyım atadı. Çok güçlü, kitlesel olmasa da ve en önemlisi farklı kesimlerden gelmese de belirli bir tepki gelişti, gelişiyor. Protestoların siyasi içeriğine bakıyorum: Hak, hukuk, Anayasa, demokratik rejim, meşruiyet gibi kavramlar sık geçiyor sözkonusu bildiri ve açıklamalarda. Ben gerçekçiliğin karamsarlığından yanayım: Bu tutum, Nazi Toplama Kamplarında sendikal hürriyetin kısıtlandığını söyleyenlerin yaklaşımına benziyor.

*   *   *

Türkiye’nin ne kadar büyük bir global güç olduğunu kanıtlayan bir haber: ‘’Uruguay hükümet cephesi Frente Amplio senatör ve milletvekillerinden kınama:’ Türkiye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun İçişleri Bakanı tarafından bugün HDP belediyelerine kayyum atanarak yapılan saldırıları ve siyasi avı kınıyoruz’’ .

 *   *   *

ABD, BM ve AB gibi global güçlerin resmi kurumları ile bağımsız araştırmacılar son rapor ve çalışmalarında IŞİD’in, Irak ve Suriye’de bütün saha egemenliğini kaybetmesine rağmen, halen hem Afrika ve Doğu Asya’da eylem yapma kapasitesini koruduğunu, daha da vahimi Irak ve Suriye’de özellikle kamplarda ve sivil alanlarda ideolojik varlığını, yeraltı örgütlenmesini muhafaza ettiğini hatta geliştirdiğini somut örneklerle açıklıyor. IŞİD son olarak üç Belediyeyi ele geçirmiş olmasın?

*   *   *

Peş peşe okuyunca bazı açıklamaları akıl, mantık ve sağduyunun nasıl da çöküp gittiğini görüyor insan:

Mikrofonun açık olduğunu bilmeden Bakana işçi haklarını nasıl sattığını söyleyen sendika başkanı eleştiriye uğrayınca ne dedi, biliyorsunuz"Bugüne kadar başınızı aşağı düşürecek bir şey yapmadım, yarın da yapmam ama bu ülkeye S-400'ü getirenlere de teşekkür ederim, tebrik ederim çünkü bu ülkenin S-400'e ihtiyacı vardı, bunu da söylerim.’’. Başkan bağlantıyı aslında çok iyi kurmuş: Türkiye S400 aldığı için işçi ücretlerine doğru dürüst zam yapmıyor. Bunu da söylerim.

Bir şahıs var, bugün hala medyada kendine yer bulabiliyor. Bu durum da ancak iktidar, egemen ideoloji ve yandaş medyanın varlığı ile açıklanabilir. Kendisi, 50 yıldır siyaset piyasasında kılıktan kılığa girmesine rağmen hiçbir seçimde yüzde 1 oy oranına bile ulaşamadı. O da S400 alımını ‘Türkiye, Atlantik sisteminin bağlantılarından çıkmaya başladı. Bu, Atatürk devrimlerinin tamamlanacağı bir iklime yerleşmek demek. S400 de bu sürecin çok önemli bir olayı.’’ olarak değerlendirmişti. Atatürk ve S400’ü birlikte anmak? İnönü de SU-57 mi oluyor? 

Son açıklaması şöyle: ‘HDP'ye belediye Mehmetçiğe kurşundur.’’. Rojava’da IŞİD’den ele geçirilen bir kasabada AKPli bir belediyenin aracı bulunmuştu. Onu mu kast ediyor acaba? Yoksa MİT tırlarını mı? Pardon MİT, belediye değil, değil mi?

*   *   *

Üniversite kimliği tartışmalı okullardan mezun olup avukatlık ruhsatı alan kişileri ekranlara ‘’Hukukçu’’ diye çıkarıyorlar. Onlar da bu sıfatla iktidar propagandası yapıyor. Ece Ayhan, boş yere "Türkiye’de hukukçu yok, avukat var" dememişti. Özel Timin kadim mensupları, Mavi Bereli eskiler de ‘’Güvenlik Uzmanı’’ oldu. Maşallah hepsi terör eksperi. Normal, insan en iyi, yaptığı işi bilir.  

Onlardan biri, bu bölümün son yıldızı. Siyasal bilimler ve demokrasi literatürüne katkıda bulunmuş: "O sandıklardan çıkan sonuçları irade gibi görmemekte büyük fayda var. Oradaki insanlarımızın birçoğu baskı ve korkudan, birçoğu da cehaletinden dolayı böylesine sonuçlar çıktı seçim sandıklarından’’. Bu cennet vatanın bir mankeni de (Türkiye’de siyasal bilimci yok, manken var) vakti zamanında bir cevher yumurtlamıştı: ‘’Çobanla üniversite mezununun eşit oy hakkına sahip olması normal değil’’. Kendisi anormal olunca, çevresinde gördüklerini de anormal sanıyor.

*   *   *

Saymakla bitmez Saray rejiminin dingolukları: Zarrab olayında rüşvet alan eski bakanı Büyükelçi atayacaklarmış. Osmanlı eskiden muhaliflerini Sadaret’ten uzaklaştırmak için ücra vilayetlere gönderirdi. Şimdi Saray, suçortağı sırdaşlarını taltif etmek için sefarete gönderiyor.

Cahil ve küstah bir yandaş, bir millete hakaret ettiği için uzaklaştırıldığı ekranlara geri dönecekmiş. İktidarı savunmak bu tür hırtlara kaldıysa gerçekten zor durumdalar demektir. 

*   *   *

Tabii bu arada ormanlar cayır cayır yanıyor, altın arayacağım diye dağları, ormanları delik deşik ediyorlar, çalışanlar maaşlarıyla ayın yarısını bile getiremiyor, her şeyin fiyatı acaip artıyor, kime ne?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ragıp Duran Arşivi