Dalkavukluk kurumu  (Biz ve belediyeler)

Kaliteli danışman yerine dalkavuk istihdam ederseniz, Cumhurbaşkanı de merkezi idareden bahsederken 'biz', yerel idare için 'onlar'  diyebiliyor.

Kurumsal yapıları küçümsemeyelim.

Hele Osmanlı Saray kurumlarını.

Dalkavukluk da bir tür Osmanlı Saray kurumu.

Cumhuriyet döneminde bu dalkavukluk kurumu doğal olarak ortadan kalkmış.

Bürokraside de danışmanlık adı ile yeni bir kurum ihdas edilmiş (Osmanlı son dönemlerinde de danışmanlık müessesesi var).

Ancak, dalkavukluk kurumunun kısmen de olsa tekrar kafasını kaldırması ve hatta danışmanlık kurumunu tamamen esir alması çok zor olmamış Cumhuriyet döneminde.

Bugün de yeni bir Sarayımız var ve o Saray’da da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanları (!) mevcut.

Bir bölümünü de şahsen tanımış olduğum bu danışmanların (!) daha doğrusu sözde danışmanlık kurumunun görevini nasıl yaptığı çok uzun süredir dikkatimi çekiyor.

Bu sözde danışmanlar vergi mükelleflerinin gayretleri ile ödenen vergilerden maaş alıyorlar.

Dolayısıyla, iş tanımlarının iyi yapılması lazım, bir örnek vereyim.

Bir dizi anlamsız nedenden Cumhurbaşkanı Erdoğan fiyatlar genel seviyesinin düşürülmesi için öncelikle faizlerin düşürülmesini savunuyor.

Yanlış ama bir görüş nihayetinde.

Cumhurbaşkanının etrafında iktisat eğitimi görmüş danışmanlar var.

Bu danışmanlar aldıkları maaşları hakkedebilmeleri için Erdoğan’a bu enflasyon-faiz ilişkisinin (!) yanlış olduğunu söylemeleri gerekiyor.

Şayet bu danışmanlar Cumhurbaşkanına "Ne kadar doğru buyuruyorsunuz Cumhurbaşkanım" diyorlarsa aldıkları o maaşın meşruiyetini nasıl anlatacaklar?

Erdoğan bu acayip fikre zaten inanıyor, bu sözde danışmanların bu durumda bu sürece katkıları ne oluyor ki?

Normaldir, son sözü siyasal otorite (Cumhurbaşkanı) söyler ama o son söze kadar da danışmanların uğraşması, hatayı önlemeye çalışmaları lazımdır.

Sürecin böyle işlediğine inanan var mı?

Demek ki o maaşları boşuna alıyorlar.

Dalkavukluk dediğim tam da bu.

Geçerken, dalkavuk kelimesinin kökenine de bir girelim:

"Kavuk" Türkçe bir kelime, "kap" fikrinden türemiş, "kafa kabı" gibi bir şey. Fakat "dal" bildiğimiz ağaç dalı değil. "Dal" fiil kökü "çarpmak, çırpmak" gibi anlamlarda kullanılmış… Mesela "dalkılıç", "kılıç sallayan" anlamına gelmiş. Aynı mantıkta "dalkavuk" da "kavuk sallayan" oluyor. Ama bizce burada kastedilen direkt kavuklu kafayı sallamak. Yani birinin dediği her şeye "evet efendim, sepet efendim" diye emme basma tulumba misali kafa sallayan olsa gerek dalkavuk. "Sizce de öyle değil mi efendim? Pek tabii efendim. Öyledir efendim"."

Bu hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan orman yangınlarına ilişkin öyle bir ifade kullandı ki, bu dalkavukluk meselesi yine fena halde sırıttı.

Malum dalkavuklukta aranan şey danışan kişiyi (Padişah, Cumhurbaşkanı) bilgilendirmek değil, sadece "evet Efendim, sepet Efendim, sizden büyük yok" demek.

Cumhurbaşkanı da "Sizden büyük yok" diyenlere (TV’de kulaklarımla duydum) "En büyük Allah" diye yanıt veriyor.

İşte ben buna tevazu derim.

Anlaşıldı ki Sayın Cumhurbaşkanı devlet kavramı üzerine hiç düşünmemiş, okumamış.

En az bunun kadar vahimi de sözde danışmanları, dalkavuklar da kendisini tashih edemiyorlar (daha büyük bir ihtimal de onların Erdoğan’dan da daha ya da onun kadar bilgisiz olmaları).

Yangınlara müdahale konusunda merkezi yönetim (Tarım ve Orman Bakanlığı) ve yerel yönetimler (belediyeler) arasında görev, yetki tartışmasına ilişkin Cumhurbaşkanı aynen şöyle dedi maalesef: "Orman alanlarında yetki BİZDE, meskun bölgelerde yetki belediyelerde".

"Bizde"yi büyük harflerle yazdım çünkü çok büyük, çok vahim bir devlet hatası, danışmanlardan biri de çıkıp, "Cumhurbaşkanım hata yapıyorsunuz" diyemiyor, ödleri patlıyor.

Cumhurbaşkanı mevcut anayasal sistemde devletin başı, devlet de merkezi yönetim ve yerel yönetimden müteşekkildir yani Cumhurbaşkanı "Orman alanlarında yetki BİZDE" derken, sadece merkezi yönetimi kastediyorsa vahim bir idari hata yapıyor çünkü Cumhurbaşkanı yerel yönetim sisteminin de başı.

Ancak, Cumhurbaşkanı ve anlaşılan cahil dalkavukları da devleti (idareyi) sadece merkezi yönetim zannediyorlar, çok yazık.

Anayasa Madde 126 ve 127 İdarenin Kuruluşu üst başlığı ile yazılmışlar ve 126 Merkezi İdareyi, 127 de Mahalli İdareleri düzenliyor.

İdare üst başlıklı Madde 123 ise şöyle başlıyor: "İdare kuruluş ve görevleriyle bir bütündür."

Cumhurbaşkanı idarenin başı mı, değil mi?

Kaliteli danışman yerine dalkavuk istihdam ederseniz, Cumhurbaşkanı de merkezi idareden bahsederken 'biz', yerel idare için 'onlar'  diyebiliyor.

Dalkavukluk çok vahim bir meseledir Türkiye’nin başında.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi