DEVA’da kürt ve alevi meselelerine eksik yaklaşım

DEVA partisi bu iki konuya ilişkin, haksızlık etmeyelim, kulağa hoş gelen, umut veren sözler söylüyor ama artık, bu hoş ama nokta atışı yap(a)mayan sözlerden çok sıkıldım, bıkkınlık geldi.

Haksızlık yapmayalım, siyasi beklentilerimizde maksimalist, ödünsüz olmayalım.

Maksimalist olmayalım, ödünsüz olmayalım ama bu satırların yazarı Türkiye’nin alevi ve kürt meselelerinde iki konuya girilmeden kalıcı, anlamlı bir çözümün olanaksız olduğunu çok iyi biliyor.

Bu iki konu da şu: Alevi meselesinde mesafe almak için Diyanet İşleri Başkanlığı’na (DİB) kurumsal bir çözüm gerekiyor, kürt meselesinde çözüme adım atmak için de öncelikle Anayasanın 66. Maddesi (Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türktür) anayasal vatandaşlık maddesi haline getirilmeli, muhtemelen tamamen kaldırılmalı, etnik referanslar çıkarılmalıdır.

DEVA partisi bu iki konuya ilişkin, alevi ve kürt meseleleri, haksızlık etmeyelim, kulağa hoş gelen, umut veren sözler söylüyor ama artık, kendi adıma konuşuyorum, bu hoş ama nokta atışı yap(a)mayan sözlerden çok sıkıldım, bıkkınlık geldi.

Biliyorum, mesela alevi meselesi için DİB’in kapatılması önerisi Siyasi Partiler Kanununun (SPK) 89. Maddesi tarafından engelleniyor ama en azından bu ihtiyaç hissediliyor ise işe SPK 89’un kaldırılması ile başlanacağı sinyali verilmeli idi diye düşünüyorum.

Alevi meselesi cemevlerinin statü meselesi değildir, tam tersi, camilere resmi statü verilmiş olması, imam ve müezzinlerin vergi gelirleri ile maaş alması meselesidir.

Kürt meselesine ilişkin de doğrular söylenmektedir DEVA’da ama Anayasa 66 kaldırılmadan bu konuda da adım atmak imkânsızdır.

Aşağıda, Artı Gerçek’te yayınlanan DEVA haberinden geniş bir alıntı yapıyorum, dikkatli okursanız "nokta atışı yapmak gerekiyor artık" ifademin ne demek olduğu daha iyi anlaşılacaktır. 

"Vatandaşlarımızın inanç, kültür ve referans ekseninde hak ve özgürlük taleplerini adalet temelinde karşılayacak, ötekileştirme hissi doğuracak uygulamaları ortadan kaldıracağız. Alevi vatandaşlarımızın başta Cem Evlerine ilişkin talepleri olmak üzere inanç, düşünce ve davranış temelinde birikmiş sorularının çözüme kavuşturulması için gerekli adımları atacağız. …

"Türkiye’nin insan haklarına dayalı demokratik bir hukuk devleti olma konusundaki eksiklikleri, Kürt sorununun da kaynağında yatan temel faktördür. Uzun bir tarihi arka plana sahip olan bu sorun, iktisadi, siyasi ve insani açılardan pek çok olumsuz sonuç doğurmaktadır. Hayati öneme haiz bu konunun birçok boyutu bulunmakla beraber esasında bu sorun Kürt vatandaşlarımızın demokratik hak, özgürlük ve eşit vatandaşlık taleplerinin karşılanmasıyla ilgilidir.

"Demokrasi ve Atılım Partisi olarak Kürt sorununu vatandaşlarımıza güven temelinde siyasi kanalları açık tutarak, taleplerin rahatlıkla tartışıldığı demokratik zemini inşa ederek, özgürlük alanlarını genişleterek ve hukuku tahkim ederek çözeceğiz.

"Kürt sorununun çözüme kavuşturmuş bir Türkiye’nin demokraside ilerleyeceğine, kaynaklarını ihtiyaç duyduğu alanlarda kullanarak ekonomisini güçlendireceğine, hukuki standartlarını yükselteceğine, dış politikada hareket alanını genişleteceğine ve sosyal dokusunu kuvvetlendireceğine olan inancımız tamdır.

"Bu bağlamda öne çıkan en önemli konu, anadilin korunması, kullanılması ve geliştirilmesidir. Vatandaşlarına resmi dili öğretmek ve kullanmalarını sağlamak her devletin hem hakkı hem de görevidir. Bununla birlikte, demokratik devletler, vatandaşlarının anadillerine yönelik taleplerine cevap üretmekle de yükümlüdürler. Bu yükümlüğün yerine getirilmesinin hem toplumsal çoğulculuğun muhafazasını sağlayacağına hem de vatandaşların ilkelerine olan aidiyet duygularını pekiştireceğine inanıyoruz.

"Demokrasi ve Atılım Partisi olarak anadilin bir çatışma konusu haline getirilmesini doğru bulmuyoruz. Resmi ve ortak dilimiz olan Türkçenin iyi öğretilmesi esas olmakla birlikte anadile ilişkin talepleri vatandaşlarımızın kültürel farklılıklarının tanınması, temel bir insan hakkı ve pedagojik bir gereklilik olarak ele alıyoruz. Bu itibarla, anadil hakkı kapsamında bütün vatandaşlarımızın anadillerini kullanmaları ve geliştirmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmayı hedefliyoruz.

"Demokrasi ve Atılım Partisi olarak etnik, dini, mezhebi ve kültürel çeşitliliğimizi dikkate alarak toplumdaki tüm farklılıkları kapsayacak ve kuşatacak bir vatandaşlık anlayışını savunuyoruz. Ülkemizde bugüne kadar herkesi kucaklayan bir vatandaşlık anlayışının hayata geçirilmemesi hem Kürtlerin hem de diğer bazı toplumsal grupların kendilerini dışlamış hissetmelerine yol açmıştır. Bu yüzden daha kapsayıcı ve kuşatıcı yeni bir vatandaşlık anlayışının geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Böylesine güçlü bir vatandaşlık anlayışının hâkim kılınmasının, hiç kimsenin bir ayrımcılığa maruz kalmamasını ve herkesin kendini bu ülkenin eşit ve özgür bir vatandaşı hissetmesini sağlayacak temel dayanaklardan biri olduğuna inanıyoruz."

Türkiye alevi ve kürt meselelerinin çözümlerini erteleyerek çok vakit, enerji, insan, para kaybetti, artık somut çözümlere yönelmemiz lazım.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi