Biri kupa olmak üzere son 6 maçında galibiyet alamayan Fenerbahçe bu süreçte teknik direktörünü yitirmiş, şampiyonluk yolunda da büyük yara almıştı.
Bu tablo da doğal olarak tribünlere yansıdı. Kombineli bölümlerde büyük boşluklarla Denizlispor karşısına çıktı Sarı Lacivertliler...
Ersun Yanal’ın yerine kimse gelmeyince gizli teknik direktörlüğün Emre - Volkan ikilisine kaldığı herkes tarafından biliniyordu... Ancak onlar da çare olamadılar...
İlk onbir merak konusuydu. En dikkat çekici nokta Ferdi’nin onbirde başlaması oldu. O da sanki ‘Onbirde başlasam da yatsam’ havasında oyundaydı. Nerede sonradan oyuna girip takımı ileriye taşıyan Ferdi... Nerede dün onbirdeki Ferdi...
Basın tribününde önümüzdeki monitöre Emre yansıdı. Teknik adam görüntüsünde oyunu süzerken Ferdi’ye kızgınlığı sanki hissediliyordu. 2. yarıya da Ferdi - Tolga değişikliği ile başladı... Herhalde kendisinden de fazla beklentisi olmadığından!
Kadıköy’de şampiyonluk havasının kaçması sahaya, tribünlere, her yere yansımıştı. Durgun oyunda Fenerbahçe golü bulup öne geçtiğinde ‘Bu Denizlispor karşısında artık rahat kazanırlar’ görüşü doğdu... Ama rahatlık Fenerbahçe’nin en büyük huzursuzluğu... Bir penaltı, bir de kırmızı derken her zamanki gibi stres Saraçoğlu’na hakim oluverdi!
Penaltı kararı da ilginç. Hakem oynattı. Oyun durdu, VAR’a gidildi. Yetmedi, hakem de kenara gitti. Net bir pozisyon için bunca teferruat ilginç. Hakem başka bir meslekten olsa, geçici görevle atanmış kambiyocu veya boyacı olsa anlayacağım da... Bu kadar net bir pozisyonu çalamamak Türk hakemlerine olan güvensizliğin bir örneği... Yine altını çiziyorum, aynı hakemlerin Trabzonspor ve Alanyaspor lig maçlarında Fenerbahçe hakkındaki kararları Sarı Lacivertliler adına yarışta olumsuz belirleyici etkenler olmuştu. Yani öyle ya da böyle, hakemler kötü yönetimleriyle kader değiştiren isimler oluyorlar...
Tekrar Fenerbahçe’ye dönersek... Federasyon kötü, hakemler kötü, basın kötü.. Herkes kötü ama Fenerbahçe de onlar kadar kötü. Daha da kötüsü, Fenerbahçeli futbolcular kendilerini kurtarmak adına ciddi anlamda tribünlere oynamaya başladılar... Tekrar izleyin karşılaşmayı, örneği çok... Son dakikalarda kurtarılan puanlara sevinen takım olmamalı Fenerbahçe...
Artık Sarı Lacivertlilerin tek umudu kupayı kazanıp Avrupa kapısı açmak. Ama bu futbol, bu yönetim söz konusu olunca kimsede umut gözlemleyemiyorum.
Sürekli umut tacirliği yapanlar Fenerbahçe’nin önünün kesildiği bakışıyla gidiyorlar da... Bir de sağlıklı düşünenler var... Onlar ‘Önce iyi takım olalım, ardı gelir’ görüşünde... Mantığınıza kalmış tercihiniz...
Ligin kalan bölümü Kadıköy’de zor gecelere gebe...
Ve başkan Ali Koç... Durumu kurtaracak sağlam bir hamle, bir çıkış bulamazsa... Taraftarına umut verecek bir yolun sinyalini vermezse...
Onun işi herkesten zor...
