Mühdan Sağlam
Erdoğan-Putin görüşmesi: Aynı konular, benzer yanıtlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile mevkidaşı Vladimir Putin arasında uzun süredir beklenen görüşme birçok ertelemenin ardından nihayet 4 Eylül’de Soçi’de gerçekleşti. İki liderin gündeminde Tahıl Anlaşması, enerji ve Suriye’deki çatışmaları da içeren bölgesel gelişmeler vardı. Türkiye’de özellikle medya tarafından sık sık gündeme getirilen görüşmeden nasıl sonuçlar çıktı? Putin’in tahıl anlaşması konusunda neden ikna edilemedi? Türkiye’den Avrupa’ya gaz satışı yapacak olan hub konusunda görüşmelerden ne sonuç çıktı? Erdoğan söyleşisinde bu konuda neye vurgu yaptı? Bu sorulara yanıt arayalım.
TAHIL KORİDORU İÇİN BEKLENDİĞİ GİBİ SONUÇ ÇIKMADI
Rusya, Türkiye, Ukrayna ve BM arasında yapılan Karadeniz Tahıl Koridoru (Karadeniz Tahıl İnisiyatifi) anlaşması Rusya’nın çekilmesiyle askıya alınmıştı. Türkiye bu süreçte BM ile beraber anlaşmanın uzatılmasına dönük girişimlerini sürdürmüş ancak beklendiği üzere Rusya anlaşmaya şartları yerine getirilmezse dönmeyeceğini, dahası tahıl taşısın taşımasın Karadeniz’de Odessa limanını kullanan gemileri askeri hedef olarak ele alacağını açıklamıştı. Erdoğan ile Putin arasında yapılan görüşmede bir ilerleme kaydedilir mi beklentisi, aslında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a yaptığı görüşme sonrasında netlik kazanmıştı. Erdoğan ile Putin görüşmesinde de Rusya’nın aynı zeminde yer aldığı görüldü.
Putin Erdoğan’a görüşmede daha önce açıklandığı gibi Rusya’nın şartlarında bir değişiklik olmadığını, kendilerinin kandırıldığını söyledi ve şartlarını yeniden sıraladı. Kısacası Rusya, ülkesinden kalkan gemilere sigorta yapılmasını engelleyen yaptırımın kaldırılmasını, Erdoğan’ın Ziraat Bankası örneğini vererek ifade ettiği gibi, Rusya Tarım Bankası’nın SWIFT sistemine dönmesini istedi. Son olarak Putin, Togliatti (Rusya) ile Odesa (Ukrayna) arasındaki amonyak boru hattının (gübre için önemli) yeninden işletime açılması talebini yineledi. Bu noktaya kadar beklendiği gibi gitti görüşme denebilir. Aslında Rusya’nın şartları konusunda bir ilerleme sağlanamadığı için ne Türkiye ne BM ne de Ukrayna, Rusya’nın anlaşmaya dönmesini bekliyordu, ancak diplomasi kanalı açık tutulmaya devam ediliyor. Erdoğan, BM ile yeni bir alternatif üzerinde çalışıyor ifadesi kullandı ama bu alternatifin kapsamı ve Rusya’nın şartlarında nasıl bir esneme yaratacağı net değil.
Katar’ın mali desteğiyle Rusya’dan 1 milyon ton tahılın Türkiye’de un haline getirilip özellikle Afrika kıtasındaki ülkeler başta olmak üzere yoksul ülkelere ulaştırılmasına Putin yeşil ışık yaktı, ancak bu tahıl koridoruna alternatif değil notunu ekledi. Elbette değil, ancak bu anlaşma Rusya’nın tahılını ülkeden çıkarmasını sağlarken Ukrayna’yı devre dışı bırakıyor, dahası Rusya bu günlerde darbeler ve isyanlarla gündemde olan Afrika’ya yanınızdayım mesajı vermiş oluyor. Kremlin açısından bu anlaşma bir anlamda stratejik ve jeopolitik açıdan prestij ve güç kazanmak demek.
HUB KONUSUNDA İLERLEME YAVAŞ, NETLİK HALA YOK
Görüşmede merak edilen bir diğer konu Türkiye’de kurulması planlanan doğalgaz hubıydı. Putin, Türkiye ile Rusya arasındaki gaz ilişkileri konusunda şunları ifade etti:
"Doğalgaz kullanımında işbirliği yapıyoruz. Rusya geçen sene Türk Akım ve Mavi Akım boru hattından 21.5 milyar metreküp gaz sevk etti. Ayrıca bu yılın ilk 7 ay içerisinde 10 milyar metreküp doğalgaz sevk ettik. Rusya doğalgaz sevkiyatında güvenilir ve sorumlu bir ortak olmaya devam edecektir. Gelecekte Türkiye'ye ucuz ve kaliteli yakıtı sevk etmeye devam edeceğiz ve Türkiye üzerinden üçüncü ülkelere de transit olarak gaz sevkiyatı gerçekleştirmeye hazırız. Bu nedenle Türkiye'ye gaz merkezi kurulmasını teklif ettik. Gazprom şirketi, Botaş'a bununla ilgili yol haritasını paylaştı ve bu merkezin kurulması için ortak çalışma grubu oluşturulmasını konuştuk”
Putin konuşmasında aslında bir çalışma grubunun oluşturulduğu, görüşmelerin Gazprom ile Botaş arasında gerçekleştiği bilgisi dışında bir bilgi yer almıyor. Bu girişim gündeme geleli neredeyse bir yıl olmasına karşın çok yavaş bir ilerleme kaydedildi. Hub olmak için birden fazla satıcının gaz satışı yapması, para birimi, kuruluş süreci, finansal ve enerji alt yapısına dönük hiçbir cümle kurulmadı. Erdoğan’ın Rusya dönüşü gazetecilere uçakta verdiği söyleşi de konuya dönük Türkiye’nin beklentilerini aktaran bir tarif var.
Erdoğan “Enerji ürünlerinin ülkemiz üzerinden Avrupa’ya ve dünyaya ulaştırılması için farklı projeleri hayata geçireceğiz. Türkiye’de kurulacak doğalgaz merkezi ile hem enerji nakil hem de fiyatlandırma konularında ilerleme sağlanacaktır….Bu konuyla ilgili Türkiye olarak değişik bir plan sunuyoruz. İstanbul’daki Finans Merkezimiz gibi, Londra’da, Hamburg’da belli işler için kurulmuş merkezler örneğinde olduğu gibi doğalgazla ilgili de bir merkez kurma planımız var. Rusya ile bu planımızı görüşeceğiz. Trakya’daki hatların ötesinde ülkemizi böyle bir merkez haline getirelim istiyoruz. Bu merkezi de sadece doğalgaza hitap eden değil, enerjiye, madenciliğe hitap eden bir merkez olarak planlıyoruz. Geniş çaplı hedefleri olan bir merkez oluşturalım istiyoruz. Enerji, doğalgaz, madencilik gibi konularda kim ne yapmak istiyorsa bu merkeze gelsin istiyoruz. Ataşehir’de Finans Merkezi’mizin bir bloğunda bu merkezi kurabiliriz. Bu işi finansın, paranın merkezinde örgütleyebiliriz” ifadeleriyle Türkiye’nin beklentisini aktardı.
Türkiye henüz doğal gaz ayağı netleşmeden madeni de içeren bir geniş proje yapısı içine giriyor ve İstanbul Finans Merkezi’ni örnek gösteriyor. Söz konusu merkezin etkinliği ve yarattığı etki henüz ölçülemiyor çünkü çok yeni. Eğer hub planlamayla yapılacaksa doğal gazın kendisi bir hayli yüklü bir yasal dönüşüm ve değişimi getirirken buna madenciliğin kollarının eklenmesi biraz aceleci. Üstelik kurulacak merkezin İstanbul Finans Merkezi’ne hayat vermesi isteniyor. Türkiye, bu konuda henüz Rusya ve onun dışındaki satıcılarla bir yol haritası oluşturabilmiş değil. Bu noktada madenciliğin gelmesi, acaba gaz konusunda hubda sıkıntı var mı sorusunu akla getiriyor.
GÖRÜŞME RUSYA’YA YARAYACAK
Özetlersek, Türkiye’nin merakla beklediği görüşme, sonunda büyük bir anlaşmaya, yeni bir alanda iş birliğine dönük net cümleler kurulmadı, hedefler sıralandı, var olan durum özetlendi. Ankara’nın gündeminde olan tahıl koridoru açısından yeni bir ilerleme sağlanamadı ve Rusya bir kez daha taleplerini sıraladı. Ancak Türkiye bu ziyarette, Rusya’nın özellikle Afrika’da elini güçlendirecek 1 milyon ton tahılın yoksul ülkelere gitmesine olanak sağlayan bir aracı ülke oldu, Katar ise finansör. Bir anlamda Türkiye, böyle düşünmese bile, bu niyetle hareket etmese bile, Afrika’da Rusya’nın imaj tazelemesinde kolaylaştırıcı olacak.
Türkiye’nin ana motivasyonu yoksul ülkelerin Türkiye üzerinden un aldığını, ekmeğe kavuştuklarını göstererek kendi prestijini ve elini güçlendirmek, ancak sonuç daha çok Rusya’ya yarayacak gibi duruyor. Beklenen doğal gaz hubi konusunda ciddi bir ilerleme olmadığı görülse de çalışma grubu kuruldu. Dikkat çekici olan iki lider zaten sık sık telefonda görüşüyorken, bakanlar arası ziyaretler yapılıyorken neden yüz yüze görüşmede ısrar edildiği, toplantıdan çıkan sonuç ve açıklamalar buna net bir yanıt sunmuyor.
Mühdan Sağlam: Doktorasını Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda “Rusya Federasyonu’nun ve Rus Dış Politikasının Dönüşümünde Enerjinin Rolü” başlıklı teziyle 2021’de tamamladı. 2014-2017 arasında AA Energy Terminal’de enerji analistliği yaptı. 2018-2021 arasında Gazete Duvar’da dış politika/ekonomi, enerji analisti ve köşe yazarı olarak çalıştı. Enerji şirketleri devlet ilişkisi, Rusya enerji politikası, enerji ekonomi politiği, ekonomi politik temel ilgi alanıdır. Bu alanda pek çok makalesi, uluslararası yayını vardır. 7 Şubat 2017’de çıkan 286 KHK ile Barış için Akademisyenler: Bu Suça Ortak Olmayacağız isimli bildiriyi imzaladığı için üniversitedeki görevinden ihraç edilmiştir. Gazprom Rusya’sı: Rusya’da Devletin Dönüşümü isimli kitabın yazarıdır.