Deniz Derinsu
Erken viraj öncesi Fenerbahçe keyifsiz
Transfer yağmuru sürerken lige umutlu bir başlangıç yapan Fenerbahçe’nin konuğu Hatayspor’du…
Yıllardır alt liglerde başarılı ve istikrarlı mücadele verirken arkasındaki destek kısıtlı ve belli bir ekip Hatayspor. Trabzon’dan kaçan Sorloth’un ‘Türkiye’de şampiyonu siyaset belirliyor’ açıklamasını dikkate alırsak ve böyle bir desteği kabul edersek, bunu minimum yaşayan takımlardan biri olarak hep dikkat çekti Hatayspor…
Birçok futbolseverin sempatisini topladı, Süper Lig’e çıkana kadar… Ancak bu sezon teknik direktör seçimi topladığı sempatiyle ters orantılı oldu. Şampiyonluk yaşadığı teknik direktörü Mehmet Altıparmak’ı Süper Lig’e yetersiz görmüş olsalar gerek, yolladılar. Yerine hiç Süper Lig tecrübesi olmayan Ömer Erdoğan’ı tercih ettiler!
Perhiz – lahana turşusu gibi…
Bu arada Mehmet Altıparmak Kasımpaşaspor’a teknik adam oldu. Göztepe’nin başında ise Hatayspor’u ciddi yola sokan ama neden gönderildiği anlaşılamayan bir isim, İlhan Polat var…
Yani Süper Ligde Hatayspor izleri fena sayılmaz. İlk hafta son şampiyon Başakşehir’i yenerken oldukça da beğeni toplayınca Fenerbahçe ile oynayacakları maç, haftanın son ama merakla beklenen karşılaşmalarından biri oldu.
Merakla beklenen bir konu da Fenerbahçe’nin onbiriydi. 3 günde 1 transfer gerçekleştiren Sarı Lacivertlilerde Erol Bulut’un kimin oynatacağı için tahminler her saat değişir haldeydi. Son yıllarda bazı mevkilerde orijinal ismi bile bulunmayan Fenerbahçe’de artık her mevkide 2-3 orijinal oyuncu mevcut.
Forma savaşı ciddi olacak…
Gecede Fenerbahçe adına en dikkat çekici isim Lemos oldu. Gelişiyle savunmanın göbeğini ciddi toparlamış gözüktü. Önünde Gustavo bile dörtlünün daha iyi olmasıyla oyununu ileriye taşıyacağının sinyalini verdi. Yeni kurulan bir takımın yapılaşmasının savunmadan başlayacağını düşünürsek, bu açıdan Fenerbahçe için iyi görüntü.
Aylar sonra bir resmi maçta Altay’a pozisyon gelmedi. Bu son yıllarda ender görülen bir Fenerbahçe görüntüsüydü!
Orta alan daha karışık, forvet oturmamış. İlk 2 maç itibarıyla düş kırıklığı yaşadığım isim Ferdi oldu. Geçen yıl yoklukta parlamaya çalışan genç futbolcu, yeni yapılanmada kendini gösteremezse yazık eder!
Önce 10 sonra 9 kişi kalan rakibi karşısında kazanamayan Fenerbahçe doğal olarak eleştirilir. Tek savunma ‘Bu kadar yeni isimden oluşan takım bunları yaşar’ olabilir ama Fenerbahçe camiası böyle bir şeyi kolay kabullenemez. Zaten maçın bitimiyle sanal medyada hemen en ağır eleştiriler başlamıştı bile!
Fenerbahçelilerin bir yumuşak karnı da genellikle teknik direktörleri oluyor. Teknik direktörü eleştiren, laf eden hemen hain, Fenerbahçe düşmanı oluveriyor.
Gözümü karartıp Erol hoca ile ilgili bir şeyler deme ihtiyacı duyuyorum…
Evet, takımların ekonomik durumları çok ağır. Bir yabancı teknik adam, isteyeceği transfer bütçesiyle çok ağır gelebilir. Ama bu kadar transfer sonrası bir araya gelen yıldız kadrosu söz konusu. Belki yıldız değillerdi ama Fenerbahçe’ye gelip o havayı soluyan futbolcu kendini hemen yıldız sınıfına koyuverir. Ve bu futbolcular kenara baktıklarında daha korkacakları ve saygı gösterecekleri bir isim görmek isterler. Erol hoca bu ortamı sağlayamazsa işi çok zor. Bu kadar yıldız ve eski oyuncudan denge kurmak onun için çok zor olabilir.
2. haftadan Fenerbahçeli enseyi karartırsa Ali Koç’un işi çok zor. Sahte vaatler de artık kimseyi kesmiyor…
Ve derbi de çok erken geldi…
İlk virajın bu kadar erken gelmesi, Fenerbahçe için ya büyük avantaj olur ya da tam tersi…
Gerçekçi olmak gerekirse… Fenerbahçe son 2 yıl sonrası takımına küsmeye çok daha yatkın bir kimliğe büründü…