Ragıp Zarakolu

Ragıp Zarakolu

Ezidiler derken, kitaptan kitaba...

Ben de İskan Tolun gibi kitap kurdu olduğum için, hemen dalarım kitaptan kitaba…

Değerli Ezidi yazar İskan Tolun sayesinde haberim oldu 2018 Nobel Barış Ödülü sahibi Nadia Murad’ın "The Last Girl / Son Kız" adlı  Jenna Krajeski ile birlikte yazdığı kitabının Türkçeye çevrildiğinden. Alt başlık ise "Esaretimin Hikayesi ve İşid’le Mücadelem" (Epsilon Y. 6. Baskı Ocak 2020). Türkçeye Peren Gülmez çevirisi ile. 

Peren Gülmez daha önce de Nietsche-Wagner yazışmalarını (Kanon Kitap Y. 2020)  ve Kafka’nın "Babaya Mektup" (Kafka Kitap Y. 2017) unu kazandırmış Türkçeye. Bu yazışmaları Nietzsche’nin kız kardeşi   Elisabeth Förster Nietsche derlemiş. Kendisi aynı zamanda Nietsche Arşivinin kurucusu. Ben de İskan Tolun gibi kitap kurdu olduğum için, hemen dalarım kitaptan kitaba…(*)

Nadia Murad’ın sunuşunu Zülfü Livaneli yapmış. 

Birden onun genç bir yayıncı oluşu aklıma düştü, 1971 darbesi öncesi. Sürgünlüğünde ilk LP’sini Doğan/İnci Özgüden yayınlamıştı.  Özgüden çiftinin bir başka "ilk"i.

Yanılmıyorsam, William Poweroy’un "Marksizm ve Gerilla Savaşı" adlı derlemesini yayınladığı için açılan davadan dolayı İsveç’e sürgün gitme durumunda kalmıştı. (İkinci baskısını yine kritik bir yıl olan  1992’de Belge Yayınları yapacaktı). 

Livaneli yayıncı olarak, Babil Kitaplarında Henry Miller’in "Sexus-Nexus-Plexus" üçlemesini yayınlayacaktı. Tam da 1971 yılında. Bu da Türkiye Yayıncılığında bir "ilk"ti. Ancak erotik edebiyat bakımından. Yoksa, Memed Fuat Miller’in çok sevdiğim küçümen kitabı "Merdivenin Altında Gülümseyiş’ini De yayınlarında yayınlamıştı daha 1967 yılında. Hem de Tomris Uyar’ın tercümesi ile.  

"Son Kız"ın önsözünü ünlü insan hakları savunucusu Amal Alamuddin (Clooney) yazmış. Zaten aynı zamanda Nadia Murad’ın da her zaman yanında duran avukatı. BM kürsüsü dahil. Türkçede biz Emel diyoruz. Yani bizim Emel!

Amal Clooney, Ezidi halkına karşı 2015 yılında gerçekleştirilen vahşeti ilk olarak soykırım olarak tanımlayanlardan, aynı zamanda ISIS/Daeş’in insanlığa karşı işlenmiş olan bu suçtan dolayı, uluslararası mahkemede yargılanması gerektiğini savunuyor.

Amal Alamuddin aynı zamanda Assange’nin avukatı. En önemlisi, Doğu Perinçek’in İsviçre/AİHM şovunda Ermeni halkının savunucusu.

Azerbeycan’da da Aliyev diktasının hapsettiği gazeteci Hatice İsmailova’nın avukatlığını üstlenen Amal Alamuddin, 2 yıl hapislikten sonra onun Azerbeycan Yüksek Mahkemesi tarafından tahliyesini sağlamıştı. 

Azerbeycan basını, Amal Alamuddin’e saldırmakta gecikmemişti, "Ermeni Dölü" diye. Perinçek Davasına girdi ya, Lübnan kökenli ya!  Ermeni soykırımında sağ kalanların hikayelerini en iyi Suriye ve Lübnan bilir. Cemal Paşa üstelik tüm Lübnan’lıları açlığa mahkum etmişti, bütün mahsule el koyarak. 100 bin kişi yaşamını yitirmişti açlıktan. Beyazıd Meydanında Paramaz ve arkadaşları darağacına çekilirken, Beyrut’ta Arap aydınları idi darağacına çekilen. Mim Kemal geri kalır mı, o da Pontos aydınlarını çekmişti darağacına. 7 ay sonra Mustafa Suphilerin Karadeniz sularında boğdurulmasından 1921 Ocağında. 

Ermeni soykırımında sağ kalanların hikayelerini en iyi Suriye ve Lübnan bilir. Cemal Paşa üstelik tüm Lübnan’lıları açlığa mahkum etmişti, bütün mahsule el koyarak.

Çok düzeyli yanıt vermişti, "Ermeniliğine" ilişkin saldırılara Amal Clooney. Ayrıca AİHM’in Perinçek’i haklı bulmadığını, Ermeni soykırımı olgusunu zaten tartışılmayacak ön veri olduğunu kabul ettiğini belirtmişti.

 "Aslında benim kökenim Ermeni değil ama bunun neden önemli olduğunu anlamıyorum" diyen Clooney, "Fakat şu bir gerçek ki Ermenistan’ı savunmuş olmak, Uluslararası Adalet Divanı’nında Kamboçya’yı savunmuş olmanın beni Kamboçyalı yaptığından daha fazla Ermeni yapmaz" diye konuştu.

Madem soya bu kadar meraklılar. Açıklayım: Süper bir gazeteci olan annesi, Baria Alamuddin, Beyrut’ta çıkan Al Hayat gazetesi için dünya liderleri ile yaptığı röportajlar ile nam salmıştı. İndira Gandhi mesela, öldürülmeden önce son röportajını onunla yapmıştı. Cengiz Çandar gibi Orta doğu konusunda uzman sayılan bir gazeteci. Bu ay çıkan en son yazısının başlığı: "Lübnan’da Öfke Büyürken, Gerçek Yanıt için Zamana Gerek var". Dünya İslam Forumunun gözde konuşmacılarından biri…  Eşi, Babamla aynı ismi taşıyan Remzi Alamuddin ise bir ara kadim Beyrut Üniversitesinin rektör yardımcısı idi. Soya sopa, dine imana meraklı olanlar için söyleyeyim: Baria Alamuddin, Sünni Müslüman. Remzi Bey ise Dürzi.

Ermeni soykırımı gerçekliğini savunan bir avukatın, Ezidi soykırımından sağ kalan Nadia’nın hikayesine yabancı kalmayışı da şaşırtıcı değil. 

Yazar Mazlum Özdemir, 2011 Kasımında tutuklanan 36 Özgür Gündem gazetecisinden biriydi. 2014 yılında serbest bırakıldıktan sonra çalıştığı Dicle Haber Ajansı ise 2016 Ağustosunda OHAL kararnamesi ile kapatıldı. 

Ezidi halkı, 1915’de Ermeni yetimlerine sahip çıktığı için Sincar’da bombalanmıştı. O yetimlerden birinin oğlu olan Tomas Çerme’den dinlemiştim hikayesini. Ve Sincar 100 yılda Isis/Daeş’in işgali altına giriyordu. Özgürlük hareketinin direngenliği olmasa, çok daha büyük sayılara ulaşacaktı kurbanların sayısı.

Ermenilerle bir kader birliği yaşamış, bir çok Anadolu Ermenisi gibi, çiçeği burnunda Ermenistan Cumhuriyeti topraklarına sığınmışlar ve sürdürmüşlerdi yaşamlarını. Ve kimlikleri ilk kez burada tanınmıştı. Erivan radyosundan yayınlanmıştı ağıtları. Ezidi yazarlar ve araştırmacılar ilk burada yükselmişti.

Bu son Ferman, bir anlamda Ezidi halkının tarih boyu yaşadığı kıyımlara, zülme, sürgünlere dikkat çekmiş ve gündeme gelmesine olanak sağladı.

Bilgi Üniversitesi, 2014 yılında Ezidiliğe ilişkin Türkiyede ilk akademik araştırmaları yayınladı. (*) Nice engellemelerden sonra 2005 yılında ilk Osmanlı Ermenileri Konferansına ev sahipliği yapması gibi. İlk kamuya açık 24 Nisan panelini de orada düzenlemiştik. İlk Süryani kimliği sempozyumu da orada yapılmıştı. Şimdi o Bilgi’yi ara da bul!

2015 yılında, Belge gazeteci Mazlum Özdemir’in , "Fermanlara Direnen Halk Ezidiler" adlı kitabını yayınladı. 2011 yılında Kandıra’da onunla komşu olmuştuk. Şimdi yanılmıyorsam sürgün…

İskan Tolun’un 2016 yılında çıkan kitabı

(*) Kitap okuma tutkusunu, İskan Tolun, "Gerçek Hikayeler ve 444 kitabın Özeti" adlı ilk kitabında çok iyi yansıtır. (Ozan yayıncılık 2016). Kendisiyle de zaten Kitapseverlerin Kabesi diye tanımladığım Frankfurt Kitap Fuarında tanışmıştım.

(**) Amed Gökçen, Osmanlı ve İngiliz Arşiv Belgelerinde Yezidiler, 2012; Amed Gökçen, Ezidiler:Kara Kitap, Kara Talih, Ed. Fahri Aral, 2014; Amed Gökçen, Kadim Bir Nefes/Ezidi Ağıtları (+7 CD), Nisan 2015.

Kapak fotoğrafı: Amal Alamuddin ve Nadia Murad Birleşmiş Milletler kürsüsünde

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ragıp Zarakolu Arşivi