24 Eylül 2021’de Beşiktaş’ı 2-1 yendiği günden beri ligde maç kazanamayan Altay Fenerbahçe’nin rakibiydi. Sürekli çıkış arayan Sarı Lacivertliler için kâğıt üzerinde bundan daha iyi bir rakip herhalde olamazdı…
Yeni teknik direktör İsmail Kartal’ın 2. maçında sahaya süreceği onbiri merakla bekleyenler vardı.
İsmail hoca, pozisyon fakirliği çekilen Antalya deplasmanında Mesut’u 60’lı dakikalarda oyundan almıştı.
Pereira’nın takımla bağının kopma nedenlerinden biri Mesut takıntısıydı. İsmail Kartal hoca da 2. maçında Mesut’u yedek soyundurmuştu.
İnsanın ister istemez aklına geliyor… Fenerbahçe’nin bu kadrosunda Mesut’tan başka o mevkide beklenti içinde olunabilecek bir formül var mı?
Yok, bu Mesut’u sindirme taktiği falansa… Çok tehlikeli… İrfancan golünü attıktan sonra İsmail hocayı da pas geçip Mesut’a koşuyorsa, bu işin rengi farklı demektir!
Mesut ise bu kez 70’lerden sonra şans bulabildi…
Antalya deplasmanında ilk ortası 72’de gol olana kadar oyunuyla çok eleştirilen Fenerbahçe dün gece de 35 dakikayı pas geçti, bu arada golü de yedi. Yediği ile silkelenip beraberliği bulduktan sonra maça başlayabildi…
Bir korku, bir telaş her şekilde hissediliyor Sarı Lacivertlilerde. Oysa gereksiz… Ligden ziyade aslında odaklanılması gereken, hedef için kupa, prestij için Konferans Ligi…
İsmail hoca zor süreçle beraber çok daha zor bir göreve soyundu. Düşünün ki Fenerbahçe teknik direktörlüğüne getirilmişsiniz ama tüm camia önümüzdeki sezon hocanın kim olacağı merakında, bekleyişinde… Ayıp, saygısızlık vs… Ne derseniz deyin…
Ne gerçekleşen transfer var, ne de söylentisi… Bu ortamda alınan her galibiyet çok daha anlamlıdır…
Tribünler de süreçten kopmuş… Yeni bir hoca heyecanının esamesi yoktu Saraçoğlu tribünlerinde.
Ama biraz maça asılma, biraz mücadele Altay karşısında Fenerbahçe’ye 3 puan getirdi…
Öyle ya da böyle… Trabzonspor’un puan kaybettiği bir hafta galibiyet Fenerbahçe’ye moral oldu. Aradaki farkı düşünürsek ne olur bilinmez ama bu görüntü bile Fenerbahçe’nin artık bir silkinmesi için etken olabilir…