Kupa maçları bazen zevkli bazen de eziyet haline dönüşüyor…
Fenerbahçe ilk maçı İstanbulspor’a karşı 4-0 kazanmış. 2. maçtan kim ne bekler bilemem ama bu maçlar akıl karıştırmaya çok daha uygun oluyorlar…
Maçların daha çekici hale gelmesi için farklı uygulamalar olabilir. Eskiden tek maç olması bir çözüm gibi durmuştu. İki ayaklı maçları, örneğin 3 ve üzeri farkla bir takım kazanırsa rövanşı iptal olsa, acaba karşılaşmalara farklı bir boyut getirir mi diye aklımdan hep geçer durur…
Neyse.. İşimiz bu değil…
Akıl karıştıran maçlar dedik…
Şimdi sokaktaki taraftar gözüyle bu maça bakarsak…
‘Koskoca Fenerbahçe daha iyi futbolla kazanmalıydı’ diyen olabilir…
‘Fenerbahçe’nin yedeklerinden bir şey olmaz’ diyen olabilir…
‘İstanbulspor ilk maçta da böyle direneydi ya’ diyen olabilir…
‘Yedekler bu maçı ciddiye almadı’ diyen olabilir…
Olabilir de olabilir… Her kafadan bir ses çıkabilir…
Sonuçta oynanması gereken bir maçtı…
Esenyurtlular bayram yaptı… 2 günde önce Galatasaray’ı sonra Fenerbahçe’yi semtlerinde gördüler…
Fenerbahçe için konuşmak gerekirse…
Bazı oyuncular en fazla bu seviyede Sarı Lacivertli formayı giyebileceklerini bir kez daha gösterdiler. Onları bilen biliyor. Artık tekrara gerek yok…
Son haftalarda doğan ortam nedeniyle muhtemelen çoğunluğun gözü Ferdi’deydi. Maç eksiğini kapatması için iyi fırsat oldu Ferdi’ye de… Gerçek sınavlarda oynatılır mı, bilinmez. Oynatılması gerektiğini düşünenlerdenim. Top yapma, teknik özelliklerinin yanı sıra Fenerbahçe formasını hazmetme özelliği bence ona büyük avantaj. En azından şimdilik öyle gözüküyor!
Alper ve Jailson formayı özlemiş, Deniz ve Tolga onbirde yer bulma hesapları içinde gözüktüler. Diğerleri günü savdılar…
Fenerbahçe son yıllarda istikrarlı bir yapıya ulaşamamanın sıkıntısını yaşıyor. Fenerbahçeli herkesi suçluyor, kendisi hariç…
TFF suçlu… Hakem suçlu… Futbolcu, teknik adam suçlu… Medya suçlu…
Evet, bunların hepsi suçlu ama Fenerbahçeli de çok suçlu…
Vazgeçmediler 1 maçta takımı havalara uçurup 1 maçta yerin dibine sokmaktan… Yöneticiler de nabza göre şerbet verdikçe Sarı Lacivertli takım kimlik sahibi olamıyor sahada…
İlk yarının bitimine 2 maç kaldı… Ona göre bir rüzgar eser.. Ardından transfer dönemi… Medya destekli havaalanında havalarda karşılayıp ‘Şöyle muhteşem böyle şahane futbolcu’ deyip şampiyonluk şarkıları söyleme süreci… Sonrası da aynı…
Hem de herkes için aynı…
Daha mantıklı ve yapıcı bakamadıktan sonra futbolun hali bu kadar olur işte…
Futbolun bayramı en fazla Esenyurt’ta yaşanır…