Ragıp Duran
Gazeteciler Meclislerini artık kuruyoruz
1999 yılındayız. Demek ki neredeyse 20 yıl olmuş. Çok iyi tanıdığım bir gazeteciyi Trakya’nın bir ilçesindeki cezaevine yolcu ediyoruz. Bir otobüs ile 10-15 araçlık bir konvoy. Çok canlı bir ortam var, ateşli tartışmalar ve bol gırgır. Bir ara BBC World Service canlı yayın için aradı. Stüdyodaki "British guy’’ otobüsdeki şen şakrak havanın sesini duymuş olmalı ki, anlamadı: "Orada daha çok düğün havası var sanki’’ dedi. Gazeteci yanıtladı: "Türkiye’de erkekler doğar, sünnet olur, okula gider, sonra askerlik ardından bir sebeple hapse girer, sonra da evlenir… Hayatın ritmi ve ritüeli bu!’ Neyse…
Yaklaşık iki saatlik yolculukta bir ara, o zamanlar pembe ceket giymeyip yeşil gözlük takmayan, Lumumba kod adlı bir meslekdaşımız, "İstanbul’a dönüşte toplanalım, Gazeteciler Meclisi bünyesinde bir komite kuralım, bu komite her gün gazetelerde çıkan haberleri tarasın ve yalan-yanlış haberleri teşhir etsin" önerisini sundu. Ben hemen karşı çıkmıştım: "Abi bu söylediğin çok zor iş. Bence tersini yapalım. Her gün gazetelerde yayınlanan sadece düzgün, etiğe uygun, hakiki haber diyebileceğimiz haberleri bir araya getirelim. Nasıl olsa çok az böyle haber var. Zahmetsiz bir iş, şöyle bir tarayınca hemen çıkar en fazla 5-10 haber’’.
Bu olayı hatırlamamın nedeni 1998-2000 yıllarında da kendi çapında faaliyet göstermiş olan Gazeteciler Meclisi. Sözünü ettiğim cezaevine meslektaş gönderme etkinliğinin yanı sıra bir Babıâli Şenliği yapmıştık, birkaç panel ve seminer de düzenlemiştik. Doğan grubunda yemek boykotunu da Gazeteciler Meclisi örgütlemişti.
Tam zamanı tam zamanı şimdiii…
Bugünkü medyanın hali 20 yıl öncesine kıyasla çok daha kötü. Hapisteki gazeteci sayısı ile işsiz gazeteci sayısı bu saptamanın somut delilleri.
Gazeteciler Meclisi’nin (GM) yeniden inşası sözkonusu. Bunu da işsiz gazeteciler, çalışan gazeteciler, iletişim öğrencileri ve akademisyenleri ile STK aktivistleri ve okurlar birlikte yapacak.
Başkan yok, talimat veren yok… Her şeyi ve hiçbir şeyi devletten, büyüklerimizden, kıdemli abilerimizden, tecrübeli meslektaşlarımızdan beklemeyelim. Sadece kendi gücümüze güvenelim. Halkı olduğumuz için güçlü olduğumuzu aklımızdan hiç çıkarmayalım. Yukong dağları nasıl yerinden oynattı bilir misiniz? Herkesin, her meslektaşın inisiyatif alması gerekiyor. Yerelde özellikle yerel medyanın güçlü olduğu kentlerde, İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır’da… Nerede mevcut gazetecilikten şikayet eden varsa, iş çıkışı meslektaşlar bir kahvede, bir dernekte, herhangi bir yerde toplansın, konuşmaya başlayalım. Gündemde acil 5 madde var:
- Bizim yerel GM’miz nasıl oluşacak, nasıl çalışacak?
- Bugün burada olanların yanı sıra gelecek toplantıya kimleri çağıralım?
- Herkese uygun hangisi ise ya İnternet’te bir blog açalım ya da e-mail grubu mu kurarız belki de bir whatsapp grubu olabilir, haberleşmeyi sağlayacak aracımızı belirleyelim.
- Eşkoordinatör iki arkadaşı hemen seçip belirleyelim, onlar ilk 3 ay görev yapsın, sonra nöbeti devrederler.
- İyi/doğru gazetecilik+Barış+Özgürlük ilkelerini bugün gerek GM çalışmalarında, gerekse GM’nin yaratması gereken yeni medya organında nasıl hayata geçireceğiz?
Bu projeye eminim medya mağduru çok sayıda belediye de destek verebilir. Salon sağlamak, alt yapıya katkıda bulunmak gibi taleplerimiz olabilir. Belediyenin hangi parti tarafından yönetildiği önemli değil. Çünkü bu projeye hiç kimse siyasi kimliğiyle katılmıyor. Biz gazeteci olarak, oturduğumuz ilçenin yurttaşı olarak, belediyelerden gerçekleştirmek istediğimiz kültürel ve medyatik etkinlikler için katkıda bulunmalarını talep etmeliyiz. Keza olanağı olan STK’lardan da aynı şekilde talepkar olmalıyız. Burada tek kriter belediye ya da STK’nın herhangi bir şekilde etkinliğin içeriğine, yönlendirilmesine müdahale etmemesi. Onlar da Belediye çalışanı ya da STK aktivisti kimliğiyle değil, okur kimliğiyle çalışmalara katkıda bulunabilir/bulunmalı.
Hem tek tek bazı meslektaşların hem de gazetecilik konusunda duyarlı küçük ve orta çaplı medya kurumlarının GM projesi ile ilgilendiğini memnuniyetle duyuyorum.
Bu konuda ben en fazla bir ya da iki yazı yazdıktan sonra inisiyatifin artık tek tek GM’lere geçmesini bekleyeceğim. Kuşkusuz bulunduğum bölgedeki GM’nin çalışmalarına bizzat katılacağım. Ama artık top şimdi GM inisiyatiflerinde… Kolları sıvayalım… Fikirlerimizi, önerilerimizi ortaya dökelim…
Dayanışma ve saygıyla.