Murat Aksoy
Hatırladınız mı geçen ay ne olmuştu?
"Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür"*
Atasözü
Geçtiğimiz günlerde merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleriyle bakanlıkları, belediyeleri ve devlete ait şirketleri denetleyen Sayıştay, 2017 yılı raporunu açıkladı.
İtiraf edelim ki rapor hayli cesur. Rapora göre başta belediye olmak üzere kamu kurumlarında yolsuzluk ve suiistimaller var. Belediyelerin büyük çoğunluğu iktidar partisinde. Yine rapora göre kamu kurumlarında da yolsuzluk ve suistimaller ciddi boyutta.
Sayıştay’ın bu cesur raporu açıklanmasını takip eden günlerde kurumda "ilginç" bir görev değişikliği yaşandı.
1992’den bu yana kurumda görev yapan ve son görevi Denetim İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcılığı olan Fikret Çöker, görevinden ayrıldı. Onun yerine 2011 yılında Sayıştay üyesi seçilen Zekeriya Tüysüz getirildi. Sayıştay'ın internet sitesinde de yer alan bu değişiklik 2 Kasım 2018’de gerçekleşmiş.
Sayıştay’ın denetim raporunun açıklanmasından sonra yaşanan bu görev değişikliği, raporla ilişkilendirildi. Çünkü görevden alınan Fikret Çöker, açıklanan raporun hazırlandığı birimin idari sorumlusuydu. Sayıştay’ın görev değişikliği gerekçesini farklı açıklasa da kamuoyundaki algı bu.
AMA BİZ BU FİLMİ GÖRÜŞTÜK
Yukarıdan yaşanan durumun bir benzeri çok değil bir ay önce Ekim başında yaşandı.
3 Ekim 2018’de açıklanan enflasyon rakamlarından sonra da benzer bir görevden alma yaşanmıştı.
Bildiğiniz gibi her ayın 3’ünde bir önceki ayın enflasyon rakamları açıklanıyor.
Ülkedeki pek çok veri gibi enflasyonu ölçen ve açıklayan kurum da, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK).
Devlet kurumu olarak bir "üst kurum" olmasına rağmen TÜİK’in bu özelliği giderek azaldı. Yakın geçmişte hesaplama yöntemlerinde büyük değişiklikler yaparak, Türkiye’nin ekonomik olarak küçülmediğini tam tersine büyüdüğünü açıkladı.
Masa başında harcama ve gelir kalemleri arasında yapılan transferlerle yapılan bu "büyüme", "gerçek" olmasa da, TÜİK, TÜİK olarak varlığını korumaya devam etti.
Benzer bir hesaplama değişikliği enflasyon sepeti için yapılmıştı. Yapılan değişikliğin amacı yükseliş trendinde olan enflasyonu olabildiği ölçüde düşük göstermekti. Sepetin içi bu hedefe göre tespit edilmişti. Ama olmadı.
Masa başında hedeflenen enflasyon oranı da tutmadı.
3 Ekim 2018’de Eylül ayı enflasyon oranı açıkladığında büyük bir şaşkınlık yaşanmıştı. Çünkü açıklanan rakamlar beklentilerin çok üzerindeydi. Enflasyon bir önceki aya göre yüzde 6.30, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 19.37, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 24.52 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 13.75 artış gerçekleştiğini gösteriyordu.
SORUMLU GİTTİ YÜKSELİŞ SÜRDÜ
3 Kasım 2018’de açıklanan Ekim ayı enflasyon oranı, var olan yükseliş trendinin artarak devam ettiğini gösterdi.
Gene Ekim ayına dönelim. Eylül ayı enflasyon açıklanmasını takip eden günlerde, TUİK’de bir değişiklik yaşandı.
Kurumun enflasyonu hesaplayan birimin başındaki TUİK Başkan Yardımcısı Enver Taştı görevinden alındı.
Bu görev değişikliği ile çıkan yüksek enflasyon rakamları arasında bir ilişki kurulmuş ve görevden alınma yüksek enflasyon oranlarına bağlanmıştı.
Ama 3 Kasım 2018’da açıklanan enflasyon rakamlarından gördük ki, o bürokratı görevden almakla enflasyon düşmüyor. Üstelik daha önce sepette yapılan onca değişikliğe rağmen.
Benzer şey Sayıştay için de geçerli. Denetim raporunu hazırlayan bölümün sorumlularını görevden alarak, kamuda, belediyelerde var olan yolsuzluk ve suistimaller ortadan kalkmaz. En fazla yapacağınız şey bu yolsuzlukları sonraki yılın denetim raporlarında görmezlikten gelmek olur. Ama bu, yolsuzluk ve suistimalin olmadığı anlamına gelmez.
DEMOKRATİKLEŞME VE ŞEFFAFLIK ŞART
Nasıl sorumlu bürokratı görevden almakla enflasyon düşmediyse, sorumlu bürokratı görevden alarak yolsuzluk ve suistimalleri önleyemezsiniz.
Enflasyonu düşürmek için toplumsal barış ve demokratikleşme yönünde yani siyasi yönü ağır basan ilk adımları attıktan sonra ekonomide rasyonel kararlar atmak gerektiği gibi; kamu ve belediyelerde yolsuzluk ve suistimalleri önlemin yolu da şeffaflık, denetim ve gerektiğinde hukuk sürecinin etkili kullanılmasıdır.
Beğenilmeyen sonucu çıkaran liyakatli personeli görevden alıp yerine "bizim adamı" koymakla devlet yönetilmez. Yönetilmeye çalışıldığında ortaya çıkan sonu yaşıyoruz.
* İnsan hafızasının eksikliği unutkanlığıdır.