İrfan Aktan
İmralı'da neler oluyor?
18 Nisan’da TSK’nın Metina, Zap ve Avaşin-Basyan bölgelerine başlattığı "Pençe-Kilit" harekâtının Türkiye’nin seçim sath-ı mailine girmesiyle sınırlandırılamayacak kadar geniş hesaplara dayandığı söyleniyor. Fakat iktidarın başta ekonomi olmak üzere topluma sunabileceği hiçbir "zaferinin" kalmadığı bir dönemde bu harekâtın başlatılmasının elbette seçimlerle ilgisi var. Bu harekâtın arkaplanıyla ilgili değerlendirme ayrı bir bahsi hak ediyor.
Bununla beraber bir süredir iktidarın Kürt meselesi bağlamında başka denemeler içinde olduğu da söyleniyor.
"Kulislerde" AKP’nin seçim öncesinde Kürtleri yanına çekmek için kullanabileceği önemli bir kartın Abdullah Öcalan’ı "ev hapsine" almak veya bu beklentiyi manipüle etmek olacağı konuşuluyor. Ayrıca yakın geçmişte askeri harekâtlarla siyasi adımların, birbiriyle tezat oluşturacak şekilde, aynı dönemde yürütülebildiğini gördük.
Fakat MHP ortaklığındaki iktidarın, Öcalan bağlamında bir adım atıp atmayacağı ayrı bir değerlendirme konusu. Bu konuda öngörüde bulunabilmek zor ama "İmralı sistemini" baştan sona tekrar ele almadan bu tartışmayı yürütmek de yanlış olur.
Öcalan’ın ev hapsine alınması tartışmaları ilk etapta çözüm sürecinde gündeme gelmiş(1) ama o dönemde bile kısa, orta veya uzun vade için herhangi bir düzenleme yapılmamıştı.
Dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan da bu iddaları yalanlamış, Öcalan’a ev hapsinin söz konusu olmadığını söylemişti.(2) Buna rağmen iktidar zaman zaman Öcalan’ın hapisliğine dair gri bir alan bırakıyor ki, şeffaflığın olmadığı yerde siyasi hamle ve spekülasyonlar için hareket alanı kalabilsin.
Öcalan’ın mahpusluk durumu hem muhalefet hem de iktidar açısından son derece işlevsel bir konu olduğu için, seçim öncesinde muhalefet ve iktidar bu meseleyi gündeme getirebilir. Nitekim daha şimdiden iktidar yanlısı medya, "Millet İttifakı iktidara gelirse Öcalan’ı serbest bırakır" yollu (3) spekülasyonlara başladı bile.
4 Nisan 2022 itibariyle 74 yaşına basan Öcalan, tam 23 yıldır tek başına cezaevinde tutuluyor.
15 Şubat 1999 günü Yunanistan’ın Kenya’daki büyükelçilik binasının bahçesinden zorla bir araca bindirilerek Nairobi Havalimanı’na getirilen ve Türk heyetine teslim edilen Öcalan, iddiaya göre getirilişinden takriben iki hafta önce boşaltılan ve tek kişinin kalacağı şekilde yeniden inşasına başlanan İmralı Cezaevi’ne 16 Şubat 1999 tarihinde kondu.
İmralı Cezaevi o tarihten beri, 23 yıldır özel yasalarla, yönetmeliklerle, dış dünyadan tamamen yalıtılmış halde yönetiliyor.
27 Şubat 1999 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Milli Savunma Bakanlığı’nın tebliğine (4) göre İmralı Adası ve çevresinde 1/300.000 ölçekli Marmara Denizi deniz haritasında belirtilen koordinatlar içerisinde kalan bölgeler, Bakanlar Kurulu’nun 17.02.1999 tarihli ve 1999/12408 Sayılı kararı ile ikinci derecede kara, deniz ve hava askeri yasak bölge ilan edildi. O tarihten beri İmralı’ya gidiş-gelişler Mudanya İskelesi’nde bulunan Kriz İrtibat Bürosu tarafından organize ediliyor.
22 Şubat 1999 günü Öcalan’ın gözaltı süresi dolduğu halde, "özel birimlerce" sorgulamasına devam edildiği biliniyor. Fakat bilindiği kadarıyla Öcalan’ın yakalanma işlemine dair hiçbir belge ve tutanak da yok.
Dava duruşmaları henüz Öcalan ve avukatları iddianame ve ek klasörleri inceleyememişken, Hürriyet gazetesinin "yüzyılın davası" dediği İmralı davası 31 Mayıs 1999 günü başladı.(5)
Yaşı müsait olanlar o dönemde İmralı’ya giden avukatların nasıl bir linç kıskacına alındığını, Mudanya İskelesi’ne toplanan grupların avukatlara yönelik saldırılarını hatırlar. Türkiye geneline yayılan linç ortamında sürdürülen bir aylık yargılama sonucunda, 29 Haziran 1999 günü Öcalan’a ölüm cezası verildi ve karar Kasım 1999’da Yargıtay tarafından da onandı.(6)
Fakat Öcalan’ın avukatlarının 17 Şubat 1999’da yaptığı başvuru üzerine, 4 Mart 1999 günü AİHM, "savunma engellerine ilişkin ihtiyati tedbir kararını" ilan ederek Türkiye’ye bildirmiş, (7) 30 Kasım 1999 tarihinde de Öcalan dosyasında idam cezasının uygulanmaması gerektiğine dair ihtiyati tedbir kararı vermişti.(8)
Neticede 3 Ağustos 2002 tarih ve 4771 sayılı yasayla idam cezasının kaldırılması üzerine Öcalan’ın cezası müebbet ağır hapis cezasına dönüştürüldü.(9)
Ama bu düzenlemeye hem Öcalan hem de cezası idamdan ağırlaştırılmış müebbete çevrilen diğer mahpuslar için geleceği belirleyecek son derece kritik bir madde kondu.
Yasal düzenleme muhtevasının aktarıldığı 9 Ağustos 2002 tarihli Resmi Gazete’de şöyle bir hüküm yer aldı: "Bu kanun hükümlerine göre idam cezaları müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülen terör suçluları hakkında Cezaların İnfazı Hakkında Kanun (647 sayılı) ile 12.4.1991 tarihli ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun şartla salıvermeye ilişkin hükümleri uygulanmaz. Bunlar hakkında müebbet ağır hapis cezası ölünceye kadar devam eder."(10)
Burada bir parantez açalım: AİHM, Öcalan’la ilgili karardan yıllar sonra 18 Mart 2014 tarihinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının ömür boyu sürdürüleceğine dair düzenlemenin işkence yasağına aykırı olduğunu, dolayısıyla bu konuda yasal düzenleme yapılması gerektiği yönünde karar verdi. Fakat Türkiye AİHM’in bu hükmünü uygulamadı. Bunun üzerine Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Aralık 2021’de Türkiye’den AİHM’in "umut hakkı" kararı ile ilgili ne tür adımlar atıldığı konusunda bilgi istedi.(11)
Türkiye, AİHM’in bu kararını sadece Öcalan’dan değil, idam cezası ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrilmiş diğer mahpuslardan da esirgiyor.
Tüm kamuoyu baskılarına rağmen tahliye edilmeyen veya hapisten cenazesi çıkan mahpusların kaçı bu kapsama giriyor, bilmiyoruz. Ama 1990’lı yıllardan beri hapis yatan ve ağır hastalıklara rağmen tahliye edilmeyen, cezası idamdan ağırlaştırılmış müebbete çevrilmiş mahpuslar bu hükme tabi tutuluyor ve cezaları "ölünceye kadar" devam ettiriliyor. Bu arada Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Türkiye’den, "umut hakkının" kaç hükümlüden esirgendiğine dair bilgiyi de Eylül 2022’ye kadar istediğini aktarıp parantezi kapatalım.
Devletin İmralı’daki pek çok politikası, diğer cezaevlerine dair rejimin temellerini oluşturdu. Örneğin "Yüksek güvenlikli infaz sistemi" ilk önce İmralı’da devreye kondu, 19 Aralık 2000 tarihli "Hayata Dönüş" katliamından sonra tüm siyasi mahpuslar için uygulanmaya başlandı.(12)
Keza avukatların müvekkilleriyle yaptıkları görüşmelerin kayıt altına alınabilmesini öngören düzenleme de Haziran 2005 tarihinde 5275 sayılı İnfaz Kanunu’ndaki değişiklikle başlatıldı.(13) Böylece Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı görüşmelerin dinlenmesinin ve giderek bunların disiplin cezalarına, avukat görüş yasaklarına dönüştürülmesinin yolu açıldı.
İmralı’daki sistemin kuruluşunun zeminini de hazırlayan bu değişiklikle birlikte hücre cezaları, mektup, gazete, kitap yasakları, tek kanallı radyonun bile elinden alınması, avukat ve aile görüşlerinin "hava muhalefeti" veya "koster bozuk" gibi gerekçelerle engellenmesi uygulamasına geçildi. "Hava muhalefeti" "koster" dışındaki uygulamalar başka pek çok mahpus için de geçerli kılındı ve verilen disiplin cezaları üzerinden daha sonra tahliyeleri geciktirilmeye başlandı.
Öcalan, 1 Haziran 2005 tarihli kanun değişikliği üzerine, 2 Şubat 2006’da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği dilekçeyle AİHM Büyük Daire’nin 12 Mayıs 2005 kararına dayanarak yeniden yargılanma talebini iletti. Mahkeme bu talebi duruşmasız, dosya üzerinden inceleme yaparak reddetti. Avukatların davayı taşıdığı AİHM, 15 Temmuz 2010’da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ret kararını yerinde buldu. Böylece Öcalan’ın yeniden yargılanma talebinin önü kapatıldı.
Öcalan’ın avukatları 2003, 2004, 2006 ve 2007 yıllarında AİHM’e spesifik konularda dört ayrı başvuru yapmıştı. Tecrit koşulları (2003), "ölünceye kadar ağırlaştırılmış müebbet" (2004), avukat görüşmelerinin dinlenmesine cevaz veren 1 Haziran 2005 tarihli yasal düzenleme (2006) ve zehirlenme iddiaları (2007). AİHM’in, çözüm sürecine denk gelen 18 Mart 2014 tarihli kararı, bu dört başvurunun birleştirilmesi sonucuna dayanıyordu. Bu karara göre Öcalan’ın tahliye umudu olmaksızın "ölünceye kadar hapis cezası" ile cezalandırılmış olması işkence ve kötü muamele olarak kabul edildi. Aynı kararda 17 Kasım 2009’a kadar İmralı’daki tecrit şartları da ihlal olarak değerlendirildi.(14)
MİT ve PKK arasındaki Oslo görüşmeleriyle aynı dönemde, 17 Kasım 2009 tarihinde İmralı Cezaevi’ndeki şartlarda iki değişiklik yapılmıştı. 16 Şubat 1999’dan beri tek başına tutulan Öcalan’ın yanına beş mahpus nakledildi.(15) Bu mahpusların her biri tıpkı Öcalan gibi tekli odalarda tutulurken, hafta içinde kısa süreliğine Öcalan’la bir araya gelmelerine izin verildi.
2015’te, çözüm sürecinin bitişinden önce İmralı’daki beş mahpus başka cezaevlerine nakledilip yerlerine "sekretarya" görevi yürütmek üzere beş yeni mahpus getirildi.(16) Bu mahpuslardan ikisi daha sonra İmralı’dan alındı ve yerlerine başka mahpus gönderilmedi. İmralı’dan alınan iki mahpusun 15 Ağustos 2016’da Özgür Gündem’de bir söyleşisi de yayınlandı.(17)
Kasım 2009’da İmralı’da yapılan ikinci değişiklik ise, Öcalan’ın o zamana kadar tutulduğu görece geniş, 13-4 metrekarelik odadan alınıp 6-7 metrekarelik daracık bir hücreye konmasıydı. Öcalan daha sonra avukatlarına "pencereye dayanarak nefes alabiliyorum" demişti. 2013’te başlayan çözüm süreciyle birlikte Öcalan tekrar ilk odaya götürüldü.(18)
Bilindiği kadarıyla Öcalan, tüm mahpuslara tanınan telefon hakkını 23 yıl boyunca sadece iki defa kullanabildi. İlki Nisan 2020 (19) , diğeri de Mart 2021’de, salgın koşullarında ailesiyle yaptığı görüşmeydi.(20) 1999-2013 yılları arasında Öcalan sadece tek kanala ayarlı (TRT) bir radyo kullanabiliyorken, çözüm sürecinde kendisine birkaç kanalla sınırlı televizyon verildi. Erdoğan bu talimatı kendisinin verdiğini aktardı.(21) Gazeteler ise çözüm süreci dışında ya hiç verilmedi veya sansürlenerek, toplu halde verildi.
Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesinin tamamen engellenmesi 27 Temmuz 2011 tarihinde, Oslo görüşmelerinin tıkanması sonrasına "denk" geldi. Aynı süreçte Öcalan’ın 37 avukatı tutaklandı ve bir kısmı Mart 2014’e kadar hapiste kaldı. (22)
21 Temmuz 2016’dan itibarense KHK ile tanınan yetkiye dayanarak infaz hakimlikleri sistematik olarak avukat görüşlerini yasaklayan kararlar almaya başladı. 8 Kasım 2018’de Leyla Güven’in başlattığı ve tüm hapishanelere yayılan açlık grevi sonucunda 2 Mayıs 2019 ile 7 Ağustos 2019 tarihleri arasında Öcalan’la toplam beş avukat görüşmesi yapıldı. Öcalan’ın talebi üzerine 26 Mayıs 2019’da açlık grevlerine son verildi.(23)
Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesinin 23 Haziran 2019’daki İstanbul seçimleri sürecine denk getirilmesi ise iktidarın siyasi hamlelerinden biriydi. Ancak bu hamlenin başarısız olması üzerine, 7 Ağustos 2019’daki avukat görüşmesinden sonra Öcalan’la görüşme talepleri tekrar yanıtsız bırakıldı. Eylül 2020 tarihinde ise avukat görüşmelerini resmi olarak yasaklayan infaz hakimliği kararları yeniden alınmaya başlandı.
Çözüm sürecinde, 3 Ocak 2013 gününden itibaren BDP milletvekillerinden oluşan heyetler 5 Nisan 2015 tarihine kadar Öcalan’la düzenli aralıklarla görüştü.(24) Fakat çözüm sürecinin bitirilmesiyle birlikte, 5 Nisan’dan sonra İmralı’nın kapıları yine kapatıldı. Ondan önce ise, çözüm süreci devam ederken Öcalan’ın aile ve vasi görüşmeleri 6 Ekim 2014’ten itibaren engellendi. Tek istisna ise Öcalan’ın yaşamıyla ilgili spekülasyonlar arttığında (örneğin 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrası, açlık grevi süreçleri, salgın vs) oldu.
Öcalan’ın ailesi 2011-2020 arasındaki 9 yılda 385 görüş başvurusu yaptı, fakat bunların sadece 29’u kabul edildi. Yıllara göre Öcalan’ın aile görüş sıklığı şöyle: 2011 (2 kez), 2012 (2 kez), 2014 (8 kez), 2015 (0), 2016 (1 kez), 2017 (0), 2018 (0), 2019 (3 kez), 2020 (1 kez).
1 Haziran 2005’teki yasal düzenlemeden sonra Öcalan’a 13 kez, toplam 240 gün hücre içinde hücre cezası verildi ve bunlar 2007-2012 yılları arasında uygulandı. Bu cezalar uygulanırken kendisine okuma, yazma, dinleme materyallerinin verilmediği, sadece beyaz duvara bakmak zorunda bırakıldığı bizzat Öcalan tarafından avukatlarına aktarıldı. Ayrıca Öcalan’ın aktardığına göre, "Bir çay bile veriyorlar, yarı veriyorlar, diğer yarısı tortuyla dolu. Bunu bile pazarlık konusu yapmaya çalışıyorlar."
Öcalan’ın 2007-2008 döneminde, örneğin 2008’de saçını zorla kazıtma gibi (25) uygulamalara maruz kaldığı da biliniyor. Öcalan bu tür uygulamaları şöyle yorumlamıştı: "Burada uygulananları söylemiyorum, söylersem olacakları biliyorum, sorumlu davranıyorum. Onlar da bunu bildikleri için üzerime geliyorlar, sınırlarımı zorluyorlar. Beni deniyorlar, tepkimi, sabrımı ve dayanma gücümü ölçüyorlar."
2016 yılına kadar İmralı’da uygulanan tecrit, avukat görüşmelerinin dinlenmesi, kayda alınması, aile-avukat görüşme yasakları, iletişim engelleri gibi fiili yasaklar, 21 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL’le birlikte çıkarılan KHK’larla kararname hükmü haline getirildi ve tüm cezaevlerine uygulanmaya başlandı. 20 Temmuz 2016’da, darbe girişimi sonrası Türkiye genelinde OHAL ilan edilir edilmez ilk uygulama, Bursa İnfaz Hakimliği tarafından verilen bir kararla Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesinin yasaklanması oldu.(26) Bu süreçteki tek istisna, açlık grevleri ve İstanbul seçimleri öncesindeki beş görüşme oldu.
2018’den itibarense Öcalan ve İmralı’daki diğer üç mahpusa düzenli olarak disiplin cezaları verilmeye başlandı. Buna dayanak olarak da, örneğin "spor yapmak için bir araya getirilen mahpusların sohbet etmesi" gösterildi. Bu disiplin cezaları, Öcalan’ın aile ve avukat görüş taleplerinin reddine gerekçe olarak gösterilmeye başlandı.
İstanbul yerel seçimlerinden hemen önce, dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Öcalan’ın avukatlarıyla görüşme yasağına ilişkin kararın kaldırıldığını açıklamıştı.(27) Ancak bu yasak daha sonra tekrar devreye kondu. 23 Eylül 2020’de Öcalan ve İmralı’daki diğer mahpuslar hakkında 6 ay avukat görüş yasağı daha getirildi.(28)
Son olarak geçtiğimiz günlerde Öcalan ve diğer mahpuslara bir kez daha 3 aylık aile görüş yasağı getirildiği öğrenildi.(29)
Avukatlarının, müvekkillerinin aileyle görüşme talebiyle Bursa İnfaz Hakimliği’ne yaptığı başvuruya 29 Mart’ta verilen yanıtta şöyle deniyordu: "Bütün başvurucular hakkında İmralı Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından 3 Şubat 2022 tarihinde disiplin cezası olarak 3 ay aile ziyaretinden yoksun bırakma cezası verildiği ve 21 Şubat’ta kesinleştiği gerekçesiyle talep reddedildi."
Devletin İmralı’ya dair siyasi adımlarının kısa tarihi böyle. İmralı’nın kapıları, iktidarın Kürt meselesindeki tutumuna göre aralanıp kapanıyor. Her seçim öncesinde de Öcalan üzerinden gerek iktidar gerekse sağ muhalefet çeşitli hamleler yapıyor. Fakat yukarıda aktardığımız süreç önümüzdeki seçimler için iktidarın İmralı’ya dair neler yapabileceğini öngörmeyi sağlar mı, bilemiyoruz.
Kaynakça:
(1)- "Öcalan’a ev hapsi sinyali" https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ocalana-sartli-ev-hapsi-sinyali-350412
(2)- "Başbakan’dan Öcalan’a ev hapsi açıklaması" https://www.sabah.com.tr/gundem/2013/03/30/basbakandan-ocalana-ev-hapsi-aciklamasi
(3)- "İşte Meral Akşener ve Avanelerinin İmzaladığı bildirge- AİHM Karar Verdiği An Öcalan Serbest" https://www.yeniakit.com.tr/haber/iste-meral-aksener-ve-avenelerinin-imzaladigi-bildirge-aihm-karar-verdigi-an-ocalan-serbest-1642698.html
(4)- İmralı Adası’nın yasak bölge ilan edildiği 27 Şubat 1999 tarihli Resmi Gazete’de https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/23624.pdf
(5)- "Hesap günü" https://www.hurriyet.com.tr/gundem/hesap-gunu-39082667
(6)- "Oy birliğiyle idam" https://www.hurriyet.com.tr/gundem/oy-birligiyle-idam-39115548
(7)- "AİHM’de Öcalan davasının seyri" https://www.hurriyet.com.tr/gundem/aihmde-ocalan-davasinin-seyri-39200023
(8)- "Türkiye karara uyacak mı?" https://www.yenisafak.com/dunya/turkiye-karara-uyacak-mi-597117
(9)- "256 dev adam tarih yazdı" https://www.hurriyet.com.tr/gundem/256-dev-adam-tarih-yazdi-88936
(10)- İdam cezaları müebbete çevrilen mahpusların ‘ölünceye kadar" hapiste tutulmasına hükmeden düzenlemenin yer aldığı 9 Ağustos 2002 tarihli Resmi Gazete: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2002/08/20020809.htm
(11)- "Avrupa Konseyi AİHM’in Öcalan için verdiği umut hakkı kararına ilişkin Türkiye’den bilgi istedi" https://tr.euronews.com/2021/12/03/avrupa-konseyi-aihm-in-ocalan-icin-verdigi-umut-hakk-karar-na-iliskin-turkiye-den-bilgi-is
(12)- "Hayata Dönüş neden yapıldı, bugüne etkisi ne oldu?" https://m.bianet.org/bianet/insan-haklari/181812-hayata-donus-neden-yapildi-bugune-etkisi-ne-oldu
(13)- Avukatların müvekkilleriyle görüşmelerinin kayıt altına alınabilmesini öngören düzenlemenin yer aldığı 25.05.2005 tarihli resmi gazete https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2005/06/20050601-1.htm
(14)- "AİHM'in Öcalan kararında 'şartlı tahliye' vurgusu": https://www.bbc.com/turkce/haberler/2014/03/140318_aihm_ocalan
(15)- "Öcalan’ın yanına beş mahkum gönderildi" https://m.bianet.org/kurdi/siyaset/118308-ocalan-in-yanina-bes-mahkum-gonderildi
(16)- "Ağırlaştırılmış müebbete mahkum 5 kişi İmralı Adası’na gönderildi" https://www.sabah.com.tr/aktuel/2015/03/16/agirlastirilmis-muebbete-mahkm-5-kisi-imrali-adasina-gonderildi
(17)- "Öcalan’la İmralı’da kalan PKK’li mahkumlardan çarpıcı açıklamalar" https://ilerihaber.org/icerik/ocalanla-imralida-kalan-pkkli-mahkumlardan-carpici-aciklamalar-58410.html
(18)- "Öcalan'ın odası değiştirildi" https://www.hurriyet.com.tr/gundem/ocalanin-odasi-degistirildi-24555883
(19)- "Öcalan 21 yıl sonra ailesiyle telefonda görüştü" https://m.bianet.org/bianet/siyaset/223639-ocalan-21-yil-sonra-ailesiyle-telefonda-gorustu
(20)- "Abdullah Öcalan kardeşiyle telefonla görüştü"https://www.gazeteduvar.com.tr/abdullah-ocalan-kardesiyle-telefonla-gorustu-haber-1517235
(21)- "Öcalan’a televizyon talimatı verdim" https://www.yenisafak.com/gundem/ocalana-televizyon-talimati-verdim-454616
(22)- "KCK’de şimdi de avukatlar gözaltında" https://m.bianet.org/kurdi/diger/134202-kck-de-simdi-de-avukatlar-gozaltinda
(23)- "Öcalan’ın çağrısıyla açlık grevleri ve ölüm oruçları sonlandırıldı" https://www.evrensel.net/haber/380147/abdullah-ocalanin-cagrisiyla-aclik-grevleri-ve-olum-oruclari-sonlandirildi
(24)- "İmralı'ya heyet gitti" https://www.bbc.com/turkce/haberler/2013/01/130103_turkey_talks
(25)- "PKK'lı tutuklular saçlarını kazıttı" https://www.yenisafak.com/gundem/pkkli-tutuklular-saclarini-kazitti-130383
(26)- "İmralı’da OHAL devrede" https://www.evrensel.net/haber/285782/imralida-ohal-devrede-ziyaret-ve-haberlesme-yasagi
(27)- "Görüş yasağı kalktı dendi avukatı yasak fiilen devam ediyor dedi" https://bianet.org/bianet/siyaset/208562-gorus-yasagi-kalkti-dendi-avukati-yasak-fiilen-devam-ediyor-dedi
(28)- "Öcalan ve 3 mahkuma 6 ay avukat görüş yasağı" https://m.bianet.org/bianet/diger/232050-ocalan-ve-3-mahkuma-6-ay-avukat-gorus-yasagi
(29)- "Öcalan’a disiplin cezası" https://haber.sol.org.tr/haber/abdullah-ocalana-disiplin-cezasi-331216