Mühdan Sağlam

Mühdan Sağlam

Karadeniz gazı tüketilecek ücretsiz gaza yetmiyor

Karadeniz gazı vaat edilen tüketime yetmeyecek, bir veri çarpıtma durumu var. Aceleyle gelen seçim hesabına dayalı “alicenaplık”, adalet değil, zenginin de finanse edilmesini getiriyor”, bu kesinlikle sosyal devlet değil.

Seçim döneminde keşiflerin hızlandığı, hızla üretilen otomobillerin medya önünde iktidar partisi mensuplarına teslim edildiği gördük. Dönemin önemli icraatlarından biri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğal gaz tüketimine dair müjdesiydi. Erdoğan’ın açıklaması ve Resmi Gazete’de yayınlanan metne göre 24 Nisan-31 Mayıs arasında ısınma amacıyla tüketilen doğal gaz ücretsiz olacak. Benzer biçimde 1 Mayıs’tan başlamak üzere konutlarda kullanılan su ısıtma ve mutfak gazının 25 metreküp kadar olanı ücretsiz olacak.

Türkiye’nin tarihindeki en büyük depremler silsilesini görmesinin yanında 11 ilin yıkım alanına döndüğü Şubat, ki Türkiye’nin en soğuk aylarından biriydi, bu müjde verilmedi, çünkü seçime daha 3 ay vardı. Ancak sorunlar bununla bitmiyor. Karadeniz gazının miktarından, bütçe açığından sosyal devletin işleme şekline kadar başka sorunlar da var.

KARADENİZ’DEKİ ÜRETİLECEK GAZ VE TÜKETİLEN GAZ MİKTARI ÇELİŞKİSİ

Tüketiciye verilen müjdede Karadeniz gazının bulunmasıyla tüketiciye gazın ücretsiz verileceği söylendi. Nitekim bazı tüketicilere gelen faturalarda da fatura esas tutarının devlet tarafından karşılanacağı vurgulanarak, “Karadeniz gazımız hayırlı olsun” yazıyor.

Enerji Bakanı Fatih Dönmez, 17 Kasım 2022’de TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısına katılarak burada vekillerin sorularını yanıtlamıştı. Karadeniz gazının üretimine ilişkin şunu söyledi:

“İlk fazda üretim 10 milyon metreküp olacak. 4 yıl içerisinde maksimum faz dönemine çıkartacağız, kırk milyon metreküpe. 10 milyon metreküp günlük gazın yıllık karşılığı üç buçuk dört milyar metreküp eder. Bu da konutlarda mutfakta ve sıcak suda kullanılan gazı karşılayacak. Ama 4 yıl sonra biz üretimi 4 kat arttıracağız. O zaman da konutlarda kullanılan gazın tamamını buradan elde edeceğiz...”

Benzer bir açıklama daha önce Erdoğan tarafından da yapılmıştı. 2023’ün ilk çeyreğinde 10 milyon metreküp günlük üretimle başlanacak bu ivmeli şekilde artacak. İlk yıl verisine bakacak olursak, günlük 10 milyon üretim, ayda 300 milyon, yılda 3, 6 milyar metreküp (bcm) gaz üretimi demek. Peki tüketim ayağı ne diyor?

Gazbir Ocak 2023 verilerine göre Türkiye yaklaşık 20 milyon konut abonesi var. Türkiye’nin mayıs ayı ortalama konut gaz tüketimine bakacak olursak (son üç yılın ortalaması) 850-900 milyon metreküp arasında değiştiği görülüyor. Bir de buna nisan ayının son haftasının ortalamasını dahil edecek olursak, (nisan ayı konut tüketim ortalaması 2,1 bcm) 520 milyon metreküp gaz tüketildiği görülüyor. Toplayacak olursak, 24 Nisan-31 Mayıs arasında konutlarda tüketilen ortalama 1,4 bcm gaz ücretsiz olacak.

Sıcak su ve mutfak gazı için tüketilecek gaz tüketimine bakacak olursak, (mayıs ayını düşerek), 11 ay boyunca 20 milyon abonenin 25 metreküp gaz tüketimi 5,5 bcm gaz yapıyor. Peki bu ne anlama geliyor?

GAZ İTHAL EDİLECEK: BORÇ VE BÜTÇE AÇIĞI DEMEK

Yukarıdaki hesapları bir araya getirdiğimizde mutfak/sıcak su için 5,5 bcm gaz, 24 Nisan-31 Mayıs için de 1,4 bcm gaz tüketiliyor, toplam 6,9-7 bcm. Bu tüketim Karadeniz gazından karşılanacak denildi. Ortalama tüketim verisi 7 bcm, Karadeniz’de yıllık çıkarılacak gaz Dönmez’in beyanına göre 3,6 bcm. Yani evdeki hesap çarşıya uymuyor, bulunan gaz vaadi yerine getirmeye yetmiyor, çünkü, 3,4 bcm açık var. İktidar burada iki yola başvurabilir, ilk olarak seçimi kazanıp her şehri donattığı afişlerin aksine gaz bitti, vaade paydos deyip yılın yarısında vaadinden vazgeçmek. İkincisi ve akla en yatkını ithal gaz kullanmak.

İthal gaz noktasında ilk akla gelen Rusya’dan gelen gazı kullanmak. Nasılsa Gazprom borç ödemesini ertelemişken üstüne biraz daha borç koyma yolu seçilecek. BOTAŞ bu tüketim için yeniden dolar bulacak. 2023 bütçesi, bu vaat uyarınca yapılmadı. Ayrıca gaz tüketiminin yanında dağıtım firmalarına ödenen ücreti de devlet karşılayacak. Bu ikisinin toplamı için hazinenin borçlanması gerekecek, bütçe açığı oluşacak. Karadeniz gazı müjdesi, yeniden tüm halkın vergilerinin borca gitmesine neden olacak. Peki enerji bir temel insan hakkıysa Türkiye’de bir sosyal devletse bu yapılmaz mı?

DEVLETİN İŞİ ZENGİNLERİN GAZ FATURASINI MI ÖDEMEKTİR?

Sosyal devlet sağlık, eğitim, enerji gibi alanlarda özellikle yoksulları gözeterek bu alanı sübvanse eder, destek olur. Buna kimsenin de itirazı yok, olmamalı. Yukarıda belirtildiği gibi Türkiye’de 20 milyon gaz abonesi var. Bunun içinde 30 lira olan soğanı uzaktan seyreden yoksullar da var, serveti 44 milyonun gelirinden fazla 13 milyarder de. 13 milyarderin yanında binlerce başka milyarder de var. Gelir grubu aylık 100-150 bine çıkarıldığında sayının milyonlara yaklaşması beklenebilir. İşte bu gelir grubunun gazı da Hazine’nin borçlanmasıyla karşılanacak. Yoksullar ve alt orta sınıf için, ki orta sınıf artık kalmadı, gazının belirli bir süre ve miktarla karşılanması önemli. Hatta özellikle aylık geliri 10 binin altında olanların ailelerin kış aylarında özellikle gaza erişimi için ücretsiz, indirimli gaz formülleri, insan hakları ve sosyal devletin gereği. Ancak üst orta sınıf, üst sınıf ve aşırı zenginlerin gaz faturası halkın vergileri ve yüksek faizli borçlarla ödenmemeli. Devletin işi, zenginlerin gaz faturasını ödemek olmamalı.

Enerji gibi hayati bir alanda verilecek vaatlerle sosyal devletin gerekliliği gözetilerek yapılmalı. Isınma, banyo yapabilme, temiz ve sağlıklı şekilde yemek pişirebilme herkesin hakkı ve bu hak adalet ile, eşitlikle gözetilmeli. Sosyal devlet adil, olmak zorunda.

Seçimi kazanma telaşıyla ne miktarın doğru hesaplandığı ne de sınıfsal gelirin doğru ayırt edildiği bir vaat zinciri, iktidarı kazandırır mı bilinmez. Ancak açık olan iki unsur var, Karadeniz gazı vaat edilen tüketime yetmeyecek, bir veri çarpıtma durumu var. Aceleyle gelen seçim hesabına dayalı “alicenaplık”, adalet değil, zenginin de finanse edilmesini getiriyor”, bu kesinlikle sosyal devlet değil. Devletin görevi özellikle yoksulları gözeterek politika üretmek, strateji geliştirmektir, 1 lira dahi olsa zenginlerin faturasını halkın vergileriyle finanse etmesi değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mühdan Sağlam Arşivi