Önce rakibi incelemek lazım…
İtalya her turnuvada olduğu gibi Euro 2020’nin de başlıca favorilerinden biri. Aylardır maç kaybetmeyen bir takım. Hatta uzun süredir gol de yemeyen bir ekip. Bir de evsahibiydi…
Türkiye’ye dönelim. Yıllardır en büyük sıkıntısı istikrar. Dönüp dolaşıp aynı isimler derken yeni bir yapılanma yakaladı son yıllarda. Euro 2020’nin en genç ekiplerinden biri. Çoğu oyuncusu yurtdışı takımlarından ilgi görüyor ve oynuyor.
Yani istikbal vaad eden bir takım.
Türkiye’nin en büyük sıkıntılarından biri de skora göre eleştirinin en yüksek olduğu iklimlerden biri…
Böyle düşünürsek, İtalya’ya kaybeden takımı asın gitsin!
Ama olmamalı…
Eğer bir yapıdan, istikrardan, gelecek umudundan söz edilecekse, bu maça karşın Türkiye bu takıma sahip çıkmalı, bu turnuvada gruptan çıkamasa bile bir süre daha ‘şans’ tanımalı…
Maçın ilk yarısında korkunç istekli bir İtalya karşısında çok ciddi direnen bir takım izledik. Öyle ya da böyle skoru korumayı başardılar.
Bu arada 44. dakikada Zeki’nin eline çarpan bir pozisyon vardı.
Bu maç Fenerbahçe – Galatasaray maçı olsaydı ve Zeki bu takımlardan birinin formasını giyseydi. Bir de üzerine maç berabere bitmiş falan olsaydı…
O akşamki spor programlarının, maç bitiminde yönetici demeçlerinin boyutunu hayal bile etmek zor!
Bu da öyle bir aklıma geliverdi…
İkinci yarıda kalite olarak çok üzerinde bir takımın karşısındaki ekibin çözülüşünü izledik.
Topa sahip olmakta zorlanan, aldığında baskıya anında elindekini kaybeden Türk milli takım oyuncuları, üzerine hataları da ekleyince ortaya 3-0’lık farklı bir skor çıkıverdi.
Bu takımın elbette çok öğrenmesi gereken şeyler var. Top tutmak, panik olmamak, daha akılcı oyun anlayışını sahaya yansıtmak gibi. Başta demek istediğim, bu Türkiye’nin bunu başaracak görüntüsü var ama bu seviyeye gelmeden böyle bir turnuvanın ilk maçında İtalya gibi ekiple karşılaşmak onlar adına şanssızlıktı.
Doğrudur, sahada hiç kendini gösteremeyen isimler oldu. Burak ve Yusuf adeta hala Lille’in şampiyonluk kutlamalarında gibiydiler. Ozan tatil oyuncusu görüntüsündeydi. Merih ve Çağlar inanılmaz bireysel hatalar yaptılar. Hakan beklenenin altındaydı.
Yine de Türkiye bir karar öncesinde: Ya bu takım ve teknik direktörü hem de en sert şekilde eleştiri bombardımanına tutulacak… Ya da bazı şeyler görünmezden gelinirken Şenol Güneş yılların birikimini yansıtarak son 2 maçta durumu kurtarmak için gereken hamleleri yapacak…
Bana sorarsanız…
Türkiye nelere sabır göstermedi ki…
Bu genç takım da biraz sabrı hakkediyor…