Deniz Derinsu
Karma takımların maçı gibi…
Teknik direktörüne, aralarında giden gelen oyunculara bakınca Başakşehir - Fenerbahçe karşılaşmaları ‘akraba randevusu’ gibi oldu… Başkanı dolayısıyla ‘Akraba takımı’ olarak nam salan Başakşehir bu tür bir görüntüye çok yabancı değil ama Fenerbahçe açısından iş oldukça zora girmeye başladı.
Kenara bakıyorsunuz, Aykut Kocaman… Sahaya bakıyorsunuz, Volkan Babacan, Guillano, Mehmet Topal, Tolga, kenarda Skirtel… ‘’Bunlar bizim eski oyuncular’ denilen İrfancan. Ve Emre Belözoğlu…
Gideni geleni bol bu 2 kulübün randevusundan 2-1’lik skorla galip ayrılan Fenerbahçe oldu ve yarışa tutunmaya devam etti…
Şampiyonluk bu sezon tepsi içerisinde bir oraya gidiyor, bir öbür tarafa… ‘Hata yapmaz’ denilen takım pat diye takılınca, ‘Yarıştan koptu’ denilen takım yeniden zirvede yerini alıveriyor…
Bu haftanın gülenleri Galatasaray’dan sonra Fenerbahçe oldu…
Emre’nin dümene geçmesinin ardından Fenerbahçe tek farklı galibiyetlerle mücadelesini sürdürmeye çalışıyor. Ancak oyun anlayışı açısından bir değişiklik fazla hissedilmiyor. Erol Bulut’un düzeninde aynı isimlerle takım sahaya çıkıyor. Denenen değişiklikler ise anında olumsuz etki olarak göze çarpıyor.
Örneğin Pelkas ve Ozan’ın dışarıda tutulduğu maçlarda zorlanan Fenerbahçe, ikilinin dönüşüyle nefes alıyor. Emre her ne kadar Mert Hakan Yandaş’da ısrarcı gözükse de pek sonuç çıkacak gibi gözükmüyor. Aynı görüş İrfancan için de konuşulabilir.
Belki bu oyuncular iyi bir hazırlık kampı ve yeni bir motivasyon sürecinin ardından fayda sağlayabilirler ama ligin kalan kısa sürecinde şapkadan tavşan çıkartacak bir görüntü içerisinde değiller…
Emre’nin teknik direktörlüğe soyunuşunu, aynen Erol Bulut’un göreve gelişi gibi ‘Erken ve hangi kriterle’ diye düşünenlerdenim.
Emre kuşkusuz Türk futbolunun, en yetenekli ve tecrübeli isimlerinden biri. Ancak 1 yıl içerisinde Fenerbahçe’de teknik direktörlüğe soyunmak onun için de çok erken… Son örnek Kerem Aktürkoğlu oldu…
Sezon başında kendisine teklif edildiğinde ‘3.lig futbolcusu 2 milyon lira verilmez’ diyen Emre, bu kararıyla ciddi bir hata yapmış gözüküyor. Kendisinin görevinde yapılan forvet tercihleri sonunda Fenerbahçe golcü olarak Valencia’ya sığınmış durumda. Kerem ise ezeli rakibinin gelecek umudu olarak parlıyor.
Golcünün zor bulunduğu bir dönemde Emre Belözoğlu’nun transferde tek yetkili gibi davranarak aldığı bu tür kararlar, sonradan çok pişmanlık yaratabilir…
2-1 öne geçtiği Başakşehir’in 10 kişi kalmasına karşın sahada üstünlük sağlamakta zorlanan Fenerbahçe, ‘Eyvah, Altay gitti, kale ne olacak’ diye korkanlara inatmış gibi, Harun’un kurtardığı penaltıyla 3 puanı bırakmadı.
Ama futbol ne kadar umut veriyor, Emre takımı ne kadar diri tutabiliyor, uzun uzun tartışılabilir…
Biz bunları yazarken Fenerbahçe şampiyon da olabilir. Ama bu futbol, bu düzen Fenerbahçe’nin başarısı kadar rakiplerinin de beceriksizliği olur…
‘Yağan kar tüm mikropları öldürüyor’ diyen liderin umuduyla Corona’ya karşı sürdürülen bir mücadele var. Gereken tedbirler alınamıyor, umut yağan kara başlanıyor ama işin kötüsü mevsimi geçti bu umudun…
Keza Fenerbahçe de kalecileri, Szalai, Pelkas ve Ozan’la bir umut, yarışını sürdürüyor. Transfer şansı da yok…
Bu durumda umut, tek tek kurtarılan galibiyetlerle sürecek gibi…