Katiller firarda

Bir ülkede yargı yok ise cansız bedenler vardır. Katiller ise firardadır. Çetin Altan, buranın “kabuk devlet” olduğunu söylerdi. Devlete benzeyen bir kabuk vardı ama içi boştu. Şimdi o kabuk da parçalandı. Ortada devlete benzeyen hiçbir şey kalmadı.

Kurye Yunus Emre Göçer’in motosikletine arkadan çarpıp öldüren Somali Cumhurbaşkanı oğlu Hassan Sheikh Mohamud elini kolunu sallaya sallaya nasıl çekip gitti?

Yunus Emre Göçer’i adeta suçlu gösteren bir tutanak tutan iki polis memuru, Mohammud’un karakoldan salıverilmesi emrini veren nöbetçi savcı ve Göçer’in ölümüne kadar geçen bir hafta boyunca hukuksal başvurulara rağmen kılını kıpırdatmayan diğer savcılar sayesinde tabii.

Kurye ölürse ölsün ama Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu kaçıp gitsin.

Yargısal manzara korkunç.

xxxxxxx

Yunus Emre Göçer’i de ailesini de neden sahipsiz bıraktılar?

Aradaki ilişkilere bakınca cevabı buluyorsunuz:

Mayıs 2010'da Türkiye ile Somali arasında yapılan anlaşmayla birlikte Türk ordusunun Somali ordusunu eğitmesi kararlaştırıldı.

2012 yılında anlaşma hayata geçti.

2013 yılında Mogadişu Limanı, 20 yıllık süreyle Türk bir şirkete kiralandı.

2014 yılında ise liman tamamen Türk şirketlerin kontrolüne bırakıldı.

2015 yılında Dışişleri Bakanlıkları nezaretinde yeni kalkınma projeleri imzalandı.

Yeni askeri, idari ve ticari ilişkileri içeren bu anlaşmayla birlikte Türkiye-Somali ilişkileri de zirve noktalarına ulaştı.

xxxxxxx

Dünyanın her ülkesinde “devletin çıkarlarını” herkesten daha iyi bildiğine inananlar vardır.

Onlardan burada da var.

Bu insanlar, “devletin çıkarı” için “hukuka” boş verilebileceğini savunurlar.

Akıl fukarası oldukları için hukuka boş verdiğin zaman devleti yok edeceğini, ortada devlet kalmayacağı için “devlet çıkarı” da kalmayacağını anlayamazlar.

Devletin ve toplumun en büyük düşmanı bu tür insanlardır.

xxxxxxx

Bu saplantılı yaklaşımı hiçbir ülkede tümden yok edemezsiniz.

Tarih boyunca var olan bir insan türü bu…

Her zaman her yerdeler.

Gelişmiş ülkelerde bu “hukuk düşmanı” patolojik anlayış cezalandırılır.

Gelişmişlerle gelişmemişleri birbirinden ayıran en önemli özelliklerden biri, bu tür insanlar konusunda verilen kararlarda ortaya çıkar.

Gelişmiş ülkeler “hukuku” devletin temeli kabul ettikleri için sağlam bir devlete sahiptirler.

Gelişmemişler “hukuksuz” kaldıklarından hiçbir zaman gerçek bir devlet de olamazlar.

xxxxxxx

Bizde “devlet çıkarı” faciaları çok fazladır.

“Devlet çıkarı” nedeniyle Türkiye yargısının gereğini yapmadığı bir başka cansız beden de Lefkoşe’de yatıyor örneğin.

Kıbrıs’lı gazeteci Kutlu Adalı 6 Temmuz 1996 gecesi öldürüldü.

Türkiye, Adalı’yı öldüren kurşun çekirdeklerinin balistik muayenesini bile yapmadı.

AİHM, Kuzey Kıbrıs’ta etkin siyasal otoritenin KKTC değil Türkiye olduğunu kabul ederek, Türkiye’yi Kutlu Adalı cinayetinde etkin soruşturma yapılmadığı için tazminat ve hak ihlaline mahkûm etti.

Yıllar sonra Sedat Peker bir türlü bulunamayan katillerle ilgili korkunç açıklamalar yaptı.

xxxxxxx

15 Aralık günü KKTC Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesi görüşülürken CTP Milletvekili Sami Özuslu, Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili Sedat Peker, Atilla Peker ve Korkut Eken hakkında tutuklama emri çıkarıldığını ve bu isimlerin KKTC'ye gelmeleri durumunda tutuklanacaklarını söyledi.

Bilgileri çok taze olarak polis üst düzey yetkililerinden aldığını da vurguladı.

Bakalım katil cinayetten 27 yıl sonra yakalanacak mı, yoksa elini kolunu sallıya sallaya ortalarda dolaşmaya devam mı edecek?

xxxxxx

Ülkende ölümlü trafik kazası olsun, yargı failin kaçıp gitmesine göz yumsun.

KKTC ‘de cinayet işlensin, yargı katili bulmak için etkili araştırma yapmasın…

Yıllar önce, uluslararası hukuk denetimden yoksun, uyuşturucu ile fazla haşır neşir bir “Korsan Ada” olarak nitelemiştim KKTC’yi…

Somali’yi ise “iskelet devlete” benzetmiştim.

Peki bu iki ülkeyle ilişkilerinde yargısal bir perişanlık sergileyen Türkiye neye benziyor?

Çetin Altan, buranın “kabuk devlet” olduğunu söylerdi. Devlete benzeyen bir kabuk vardı ama içi boştu.

Şimdi o kabuk da parçalandı.

Ortada devlete benzeyen hiçbir şey kalmadı.

xxxxxxx

Bir ülkede yargı yok ise cansız bedenler vardır.

Katiller ise firardadır…

Ömür boyu hep yaşayıp, hep gördüğümüz gibi…


Mehmet Altan: İlk imzası 15 yaşında yayınlandı. 20 yıl Sabah,6 yılda Star gazetelerinde baş yazarlık ve yazarlık, televizyon programcılığı ve yorumculuk yaptı. 30 yıl boyunca İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yaptı.1993 yılından beri profesör. Yayınlanmış 40 civarında kitabı var.15 Temmuz sonrası Anayasa'nın 19.,26. ve 28. maddeleri yok sayılarak tutuklandı.21 ay cezaevinde kaldı. AYM,AİHM ve Yargıtay kararları ile hak ihlaline uğradığı saptandı. 29 Ekim 2016 tarihinden beri KHK'lı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Altan Arşivi