İktidar akla gelebilecek ve de gelmeyecek her alanda ve her konuda bilinenlerin unutulması gerektiğini bizlere gayet güzel anlatıyor.
Ezberleri bozuyor. Bozmak ne kelime, küfürbaz müteahhit millete uygun gördüğü "ulvi düşüncelerini" günbegün uyguluyor.
İşin güzel bir yanı da şu ki; yaptıklarının hepsinin de "normal" olduğuna inanıyor. Bununla kalmıyor, herkesin inanmasını da istiyor.
***
Şimdiye kadar karşıtlarının bütün öngörülerini -düzenli olarak- ters köşeye yatırmış olmasının sırrı da burada yatıyor:
-Yok artık bu kadarını da yapamaz!
Hep bu yanılgı içinde olundu.
Yaptı, yapıyor, yapacak!
Kendinden emin, "kuralsızlığın istikrarı" alanında başarılarla dolu bir tarih yazıyor.
Ülke medyasının da başarı çıtasını görmek gerekiyor. İktidarın her yaptığının doğruluğunu yüz seksen derecelik açılar arasından büyük bir "pişkinlik parkuru" oluşturarak ispatlıyor.
Son "büyük başarı" büyük şehirler üzerinden elde edildi. Diyarbakır, Mardin ve Van’da yerel seçimleri ezici bir çoğunlukla kazanan Kürt Başkanlar görevden alındı. Yerine valiler kayyum olarak atandı. Kısa bir süre önce de zaten o makamlarda valiler vardı.
İktidarın yönetim yıllarında "her dem demokrasi" diyen yaygın iktidar medyası sandık sonuçlarına saygıyı savundu. Seçilmiş olmanın kutsiyetine iman etti:
-Artık atanmışlar seçilmişleri öpmesin!
Unutulması gereken bir uygulamaydı seçilmişlerin atanmışlar tarafından görevden alınması… 28 Şubat Süreci ne kadar kötüydü. Reis görevden alınmış 120 gün hafif hapis cezasıyla Pınarhisar hapishanesine konulmuştu.
Hakikatten o uygulamalar unutuldu. Tarihin karanlık dehlizlerinde kaldı. Deniliyordu ki, yeniden tedavüle sokuldu.
Artık kimse Reisi içeri atamazdı. Ama Reis istediğini içeri atardı.
Ayrıca Reis sözünün eriydi! Yapacağını önceden söylüyordu sonra da yapıyordu. Yerel seçimlerden önce Kürtleri uyardı "yeniden aynı başkanları seçerseniz ben de kayyumları devreye sokarım" dedi.
Dediğini de yaptı.
Batıda kaybettiği üç büyük şehrin acısını doğudan çıkarttı.
Şimdi şöyle küçük bir sıkıntı ortaya çıktı.
***
Seçmen oyları seçimlerde hiçbir işe yaramayacaksa seçimlerin nasıl bir anlamı olacak?
İktidar seçimle gelecek ama seçimle gitmeyecek ise rejimin adı ne olacak?
İktidarın medyası bu konuda henüz elle tutulur bir görüş ortaya koyamadı.
Koyacak mı?
Bilemiyoruz. Belki küfürbaz müteahhit tarzı bir önerileri olabilir.
Ama şimdiden görünen bir fotoğraf var. Demokrasinin cılkı çıkmış haline tekabül ediyor:
-Kayyumokrasi!