‘Kelime hasadı’

Ruben Garcia Bianchimano, eski bir Tupomoros gerillasıydı. Bir şehri basmışlardı, ikinci gruptaydı Ruben, araçları çalışmadı. Sokakta kaldı 4 kişi ellerinde silah. Yoksul bir mahalleye gittiler, polisler peşlerindeydi. Bir kapıyı çaldılar bir kadın açtı.

Ruben Garcia Bianchimano’nun evinde oturuyorduk, bahçede, devasa bir ağacın altında, dev gibi kozalakları vardı. Yere düşenleri kenara dizmişlerdi. Birisi kafanıza düşse ölebilirdiniz ya da kafayı yarar kesin, derin, çok ama ağaçta kalmamıştı artık, öyle dedi ev sahipleri. Kime konuk olduysam onun dediğine inanırım, bakmadım bile ağaca ve zaten dev kozalaklara yakışır, kadar kocamandı ağaç…

Ruben Garcia Bianchimano, eski bir Tupomoros gerillasıydı. Bir şehri basmışlardı 49 kişi, karakolu, itfaiyeyi ve postaneyi işgal etmişlerdi. İtfaiyeyi niye bastıklarını sormadım. Aklımdaydı ama unuttum, karakolun hemen yanında olduğu içindi muhtemel. Ben daha çok banka soygunlarını sordum. Hemen sonra üç bankayı soymuşlardı. Dünya soygunları tarihi yapıyorduk çünkü. Tarihçi de sayılabilirim belki, yer altı tarihi, gerçek yani, kralsız ve başkansız…

Bankaya girdiklerinde biz Tupomoros’uz demişlerdi. Kimseye zararımız dokunmayacak, bankanın paralarını kamulaştırıyoruz, özgürlük için. 9 kişiydi onların hücre, birer silahları vardı küçüklü büyüklü, iki el bombası el yapımı.

Her hücre sadece kendi yapacağını biliyordu. Şehirdeki bütün operasyonu da Raul Sendic yönetiyordu, belki bilirsiniz. Sonra çıktılar bankadan ve çok para da yoktu onların bankada ama esas eylemin diğer yönü önemliydi, kenti ele geçirmişti Tupomoros…

Dışarı çıktıklarında ikinci gruptaydı Ruben, onların araçları çalışmadı. Sokakta kaldı 4 kişi ellerinde silah, 3 tabanca, biri otomatik namlusu kısa.

Arka tarafta yoksul bir mahalleye gittiler. Polisler peşlerindeydi artık belki de itfaiyeciler de, bilmem neden ? Bir sokağa girip, bir kapıyı çaldılar bir kadın açtı kapıyı, senyora -selam vermişlerdir mutlaka önce ve hal hatır sormuşlardır. Herkes herkese hal hatır sorar burada, belediye otobüsünde şoföre mesela, o da sorar, yoksa ayıp- Biz devrimciyiz, Tupomoros’suz dediler, polis peşimizde. Ben hiç politikadan anlamam dedi Kadin ama kocam söyledi, siz yoksullara yardım ediyormuşsunuz, içeri gelin. Biraz sonra polisler gediğinde, kimseyi görmedim dedi kadın.

Mesela yiyecek kamyonları kaçırıp, halka dağıtıyordu Tupomoros hareketi. Ne yaparsan onu biçiyordun, kelime hasadı yapıyor şimdi bazıları ve demiştim ya lafla yürür benim ülkemde peynir gemisi…


Metin Yeğin: Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; Gazeteduvar, dünyada, Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Metin Yeğin Arşivi