Kömür yardım kararı

Kömür bile cumhurbaşkanının kararıyla dağıtılıyor. Rejim, toplumu kasten fakirleştirerek insanların ekonomik kaderini belirleyecek tek yetkili haline geldi. Toplumu "muhtaç" olmaktan kurtarmak yerine, muhtaçlara sadaka dağıtmayı tercih ediyoruz.

Bir cumartesi sabahı cumhurbaşkanı imzasıyla Resmî Gazete'sinde "İhtiyaç Sahibi Hanelere Isınma Amaçlı Kömür Yardımı Yapılmasına İlişkin Karar" yayınlanan başka bir ülke var mı acaba?

Ben biraz araştırdım, gördüğüm kadarıyla yok... Olması da pek muhtemel değil zaten... Bu, bize özgü bir durum.

Her konuda tek bir insanın karar verdiği bir siyasal sistem bulunmuyor çünkü modern dünyada.

Başkanlar, cumhurbaşkanları, başbakanlar devletin orkestra şefliğini yapar normal ülkelerde, bürokrasi de orkestrayı oluşturur... Bizde ise tek adam hem orkestrayı yönetiyor hem de bütün aletleri tek başına o çalıyor...

Kömür bile cumhurbaşkanının kararıyla dağıtılıyor.

xxxxxx

Bu yeni karara göre vakıflar zor durumdaki aileleri belirleyecek... Onlara torba torba kömür dağıtılacak... Kömürleri devlet işletmeleri sağlayacak.

Gelişmiş ülkelerde, araştırmalarla oluşturulan kriterlere göre gelirleri yetersiz olan ailelere parasal destek veya indirim uygulanır.

Bu da cumhurbaşkanı kararı ile falan değil, sosyal yardım kurumlarının bürokrasisi içinde yapılır.

xxxxxx

Tabii eşine pek rastlanmamış bu ilkel ve garip kömür yardımın icadındaki rant araştırmasına hiç girmiyorum. Üreticiden alınırken ihale yapılıyor mu, yapılmıyor ise pahalı alınan kömürü gene bizler vergilerimizle mi finanse ediyoruz; bu işten komisyon alan aracılar var mı, bunları da derinlemesine sorgulamak gerek.

Soma Faciası'nın altında bu torba torba kömür dağıtma meselesi yok muydu ?...

xxxxxxx

Gariplikleri sıradanlaştıran bir ülke olduk... Bu haber de onlardan biri.

Buna rağmen ben gene de işin garabetinde değilim...

Bu ülkede kömüre muhtaç ailelerin olmasının nasıl can yakıcı bir gerçek olduğundayım.

xxxxxx

Yoksulluk, günlük temel ihtiyaçların tamamını veya büyük bir kısmını karşılayacak yeterli gelire sahip olmama durumudur.

Yiyecek içecek, barınma, giyim-kuşam gibi temel ihtiyaçlara ulaşamayan insanlarımız... Yaklaşan kışın soğuğu karşısında sobasına kömür alamayacak durumunda olan ailelerimiz var.

21 yıldır bir ülkeyi yöneten siyasal zihniyet açısından bir utanç durumu aslında.

Bu iktidarın 21 yıllık döneminde insanlar kömüre muhtaç hale gelmiş... Ya da muhtaçların sayısı artmış.

xxxxxx

Sosyal güvencesi olmayan "ihtiyaç sahibi" haneler...

Veya sosyal güvencesi olan ancak hane içinde kişi başına düşen aylık geliri net asgari ücretin 1/3'ünden (2023 yılı için 3.800 TL) az olan haneler "kömür yardımından" yararlanıyor...

Hanelere dağıtılacak kömür miktarının belirlenmesinde bölgenin iklim koşulları, geçmiş yıllara ait dağıtım miktarları ve kömürün ısıl değerleri dikkate alınıyor.

xxxxxxx

Türkiye'de 25 milyon 329 bin 833 hane var...

Geçen yıl Türkiye'de evine kömür alamayacak aile sayısı 2.029.576 idi...

O "ihtiyaç sahibi" hanelerde yaşayan insanları düşünün, onların çocuklarını düşünün, çocuğuna manavdan bir muz alamayan babaları düşünün, patates soğan yardımıyla yemek kotarmaya çalışan anneleri düşünün.

Birer rakam değil onlar...

Birer insan.

xxxxxx

Gittikçe derinleşen ekonomik kriz, artan işsizlik, fahiş zamlar nedeniyle artık milyonlarca haneye temel gıda ürünleri de giremiyor.

Gıdadan barınmaya, sağlıktan ısınmaya, okul ihtiyaçlarına, engelli bakımına kadar birçok alanda milyonlarca insanımız muhtaç hale geldi, gelmeye de devam ediyor.

2021 yılında tam 27 milyon 189 bin 433 kişi çeşitli yardımlar almış.

2 milyon 830 bin 5370 hanede yaşayan tam 11 milyon 369 bin 761 kişi "gıda yardımı"na muhtaç kalmış.

"Gıda yardımına muhtaç olmak" ne demek hiç düşündünüz mü?

Biri yardım etmezse karnını doyuramayacak durumda olmak demek.

En önemli dualarından biri "Allah muhtaç etmesin" olan bir ülkenin insanlarının geldiği durumdan söz ediyoruz.

xxxxxx

Patates, soğan, kömür yardımları eşliğinde asgari ücret toplumun büyük çoğunluğunun ortalama geliri oldu.

Daha önce de yazdım...

Toplumun büyük çoğunluğunun gelirini de siyasal iktidarın belirlediği bir ülke haline döndük.

Rejim, toplumu kasten fakirleştirerek insanların ekonomik kaderini belirleyecek tek yetkili haline geldi.

Toplu sözleşme, sivil toplum, bireyselleşme bizden biraz daha uzaklaştı.

Uyuşturucunun yaygınlaşması, pudra cumhuriyetine dönüşmek de bu sefilleşmenin bir diğer sonucu.

xxxxxxx

Kömüre muhtaç olanlar artarak çoğalıyor...

Ama buna aldıran yok... Toplumsal sefaletin önüne geçecek, bir refah toplumu olma yolunu açacak bir irade gözükmüyor.

Toplumu "muhtaç" olmaktan kurtarmak yerine, muhtaçlara sadaka dağıtmayı tercih ediyoruz... Yönetim anlayışımız bu.

Modern dünyadan hızla koparak sefil bir mezraya doğru yolculuğumuz sürüyor... Bir dahaki yıla herhalde "ihtiyaç sahibi" hanelerin sayısı biraz daha artacak.

"Muhtaçlar" biraz daha çoğalacak.

Siyasal iktidar da muhtaçları resmî belgelerde "birer rakama" dönüştürecek.

"Bilmem kaç ihtiyaç sahibi hane" olarak arşivlenecekler... Acılarıyla kimse ilgilenmeyecek bile.


Mehmet Altan: İlk imzası 15 yaşında yayınlandı. 20 yıl Sabah,6 yılda Star gazetelerinde baş yazarlık ve yazarlık, televizyon programcılığı ve yorumculuk yaptı. 30 yıl boyunca İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yaptı.1993 yılından beri profesör. Yayınlanmış 40 civarında kitabı var.15 Temmuz sonrası Anayasa'nın 19.,26. ve 28. maddeleri yok sayılarak tutuklandı.21 ay cezaevinde kaldı. AYM,AİHM ve Yargıtay kararları ile hak ihlaline uğradığı saptandı. 29 Ekim 2016 tarihinden beri KHK'lı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Altan Arşivi