Kötü takımın sıradan galibiyeti...

Bu takımın büyük çoğunluğu önümüzdeki sezon olmayacaktır. Hepsi olmasa da itiraz eden çıkmaz... Ve durum bu noktadayken Sarı Lacivertli futbolcularda en ufak bir toparlanma yok...

İlk yarıyı pozisyon kazanamadan kapamıştı Fenerbahçe...

Dakikalar 47'yi gösteriyordu... Vasat bir ortada Ayew, yoklukta pozisyon sayılabilecek kötü bir kafa vuruşu yaptı. Gözlerim Mehmet Topal'a kaydı. 2 elini havaya kaldırdı, tribünlere dönüp destek istedi...

Toplu değil bireysel bir tepki oluştu seyirciler arasında... İçeriği 'Ne yapıyorsunuz da destek istiyorsunuz' olarak özetlenebilir...

İlerleyen dakikalar Fenerbahçe'yi kabusa taşıyordu. Sağa sola paslar, geriye yönelik oyun öfke noktasını yukarı taşıyordu.

Buna karşılık Sivassporlu oyuncular her pozisyonda topu ileriye itip bir şeyler yapmaya çalışıyorlardı. Sarı Lacivertlilerde belki bu istek vardı ama çabadan eser hissedilmiyordu.

Derken Sivasspor'un golü geldi.

Bu sene de Kadıköy'de Fenerbahçe'nin her maçına giden biri olarak çok ciddi bir protestonun eşiğine gelindiğini söyleyebilirim.

Soldado'nun golü 2 dakika falan gecikse statın gerginliği farklı boyutlara taşınırdı. Bu gol beraberliğin de ötesinde çok farklı kazanım getirdi maç açısından.

3-4 oyuncunun ıskasından sonra son fırsatı Mehmet Ekici değerlendirdi, Fenerbahçe galibiyetle beraber verdiği mücadele doğrultusunda çok önemli 3 puanı aldı...

Ancak stattaki çoğunluk, kötü futbolun farkında bir şekilde stattan ayrıldı. Herkesin dilinde birçok şikâyet vardı. Öne geçen yakınma 'Değil Fenerbahçe, bir süper lig takımı nasıl savunmada bu kadar basit hata yapar, pozisyon verir' şeklindeydi...

Buna anlamak için fırsatınız olursa özellikle skor 2-1 olduktan sonraki bölümde Fenerbahçe'nin kendi evinde, 40 bin seyircisi önünde verdiği pozisyonlara bakın.

Demin belirttiğim gibi Kadıköy'deki tüm maçları yerinde izliyorum. Fenerbahçeli futbolcular tarihî bir hüsran yaşatıyorlar taraftarlarına. Ve buna karşın 40 bin seyirci ortalaması var Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda...

Bu Fenerbahçeli futbolcular bu taraftara asla ödeyemeyecekleri kadar minnet borçlular...

Zevk, skor, kalite açısından çekilir çile değil Fenerbahçe'nin maçları...

Bu takımın büyük çoğunluğu önümüzdeki sezon olmayacaktır. Hepsi olmasa da itiraz eden çıkmaz... Ve durum bu noktadayken Sarı Lacivertli futbolcularda en ufak bir toparlanma yok...

Ersun Yanal... Bu kadroyu bilerek, büyük iddiayla geldi... Gelinen noktada başarılı olduğunu, sözlerini yerine getirdiğini söylemek zor...

Seçimleri de çok tartışılır. Zajc ve Tolgay gibi 2 aynı adama aynı anda forma veriyor. Orta sahada en ufak bir yaratıcılık yok. Herhangi bir liderden esinti hissedilmiyor. Tribünler bağırıyor, Ersun Yanal rahatça dakikalarca izliyor.

Takıntıları var gibi geliyor herkese... Örneğin Jailson... Bu kötü takımda oynaması gereken ender isimlerden. Oyuna girme dakikası 85. Oyun karakteri açısından son 5 dakikada Jailson'dan ne beklenir, ayrı bir konu...

Mehmet Ekici de bu kadroda onbirde yer bulamıyorsa, nedenini bulmak zor geliyor herkese...

Fenerbahçe'nin Kadıköy'de 4 maçı kaldı sezon itibarıyla... İlki Galatasaray derbisi...

Evet, Fenerbahçeli futbolcular bu camiaya sezon bazında yaşadıklarından ötürü borçlarını asla ödeyemezler ama farklı bir noktada olan Galatasaray karşısında alınacak bir galibiyet, bir teselli olur...

Bu futbolla... Zor... Ama derbilerin de 'Ne olacağı belli olmaz' özelliği var...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Deniz Derinsu Arşivi