Ayşe Yıldırım
Kürt Dil Bayramı'nda kayyım darbesi
"Terörle mücadelede yakalanan ritmi beğeniyoruz. O yüzden destekliyoruz" diyor İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, HDP'li beş belediyeye daha kayyım atanmasına.
İktidarın dilinden farkı yok sözlerinin. Seçilmiş belediye başkanlarının evlerine baskın yapılarak, kapıları kırılarak gözaltına alınmasını doğrudan "terörle mücadele"ye bağlıyor. Ve tıpkı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gibi konuşuyor:
"Devletimize parmak sallayın herkesin parmağını kırarız. Devlete kaldırılan başı alırız. Devlete isyan eden herkese müdahale ederiz."
Kendince hükmü vermiş. HDP'li beş belediyeyi "devlete isyan"la suçluyor.
Hemen ardından "adalet"ten söz ediyor:
"Lakin bir taraftan da devletin yönetim mahareti devletin arkasına insanların sığınacağı limanı adalet olarak göstermek mecburiyeti vardır. Biz adaletinden herkesin emin olduğu bir ülke kurmak zorundayız."
Nasıl bir adaletten söz ettiğini anlamak zor değil elbette:
"Benim Kürtüm değilsen teröristsin."
Gerçi İYİ Parti'nin yeni tutumu değil bu. Genel Başkanları Meral Akşener de Diyarbakır, Van ve Mardin'e kayyım atamaları sırasında benzer sözleri söylemişti:
"Teröre yardım ve yataklık yapan her kurum ve şahsın gereği yapılmalıdır."
Ama Meral hanım, İstanbul ve Ankara söz konusu olunca "Sayın Erdoğan'ın böyle bir çılgınlığa kapılmayacağını düşünüyorum" demişti.
Evet, son birkaç gündür televizyonlarda yine HDP'siz HDP tartışmaları sürerken, HDP'nin kapatılmasını isteyenlerin sesleri yükselirken geldi yeni kayyım darbesi.
Günü de manidar:
Kürt Dil Bayramı...
AKP-MHP iktidarı kendince Kürtlere mesaj veriyor bugünü seçerken.
31 Mart yerel seçimlerinin üzerinden bir yıl geçmişken tam 45 HDP'li belediyeye kayyım atandı, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri gözaltına alındı, tutuklandı. Serbest bırakılanlar görevine iade edilmedi.
Şimdi HDP'nin elinde 12 belediye kaldı. Yakın zamanda onların da bir gece yarısı operasyonuyla görevden alınmayacaklarının garantisi yok.
Yapılmak istenen açık. HDP'yi önce yerelde siyasetin dışına atmak sonra...
Tahmin etmek zor değil.
Boşuna bağırmıyorlar televizyonlarda "HDP kapatılmalı", "Benim vergimle hazineden HDP'ye para yardımı yapılıyor, ben benim paramın verilmesini istemiyorum" diye.
Bir oyun kuruluyor.
Ve ne yazık ki muhalefet partisi iddiasıyla ortaya çıkan İYİ Parti bu oyun kurulurken MHP'yi aratmayacak şekilde AKP'nin yanında yer alıyor.
İYİ Parti sanıyor mu ki bu işin sonu kendisine yarayacak.
Kendileri hesap yapmayı bilmiyorsa bir bilene sorsalar iyi olur.
"HDP'siz bir seçim sandığı kimin işine yarar" diye.
Ve en önemlisi de "Kürt siyasetinin yer almadığı bir demokrasi gerçek bir demokrasi olur mu? HDP'yi yok sayarak, Kürtleri ‘terörist‘ ilan ederek bu ülkeye gerçek bir demokrasi gelir mi" diye.
Kayyım sorunu sadece HDP’nin ya da Kürtlerin sorunu değildir. Bugün bunun tersini düşünenler yarın öbür gün yanılgılarının büyüklüğünü daha iyi anlayacaklardır.
Kürtlere gelince "terörle mücadele", Millet İttifakı’nın belediye başkanlarına gelince "çılgınlık" dedikleri şeyin adı "seçilmişlere yapılan darbedir".