Doğan Özgüden

Doğan Özgüden

Kürt kızı Avrupa başkentinde federal bakan olunca…

‘Evet’ propagandistlerinin ipliğinin iyice pazara çıktığı günlerde AKP emrindeki Türkçe medya dikkatleri dağıtmak için bu kez kendine yeni bir hedef seçti; Zuhal Demir.

Doğan ÖZGÜDEN

 

Kaç haftadır yazıp duruyorum Belçika siyasetçilerinin, soldakiler de dahil, Türkiye’nin gelmiş geçmiş tüm iktidarlarının faşizan uygulamaları karşısında sırf Türk kökenli seçmenleri kaybetmek korkusuyla nasıl sessiz kaldıklarını… En son örneği, Tayyip’in "evet" tellallarına Almanya ve Hollanda kapılarını kapatırken bakan eskisi Taner’in Brüksel’in göbeğinde ve de Sosyalist Parti’li bir belediye başkanının himayesinde rahat rahat beyin yıkayabilmiş olması…

Bu laçkalıktan cesaret alan AKP’nin uçbeyleri sonunda işi "evet" demenin "haç’a karşı hilal cihadı"nın gereği olduğunu resmeden afişler dağıtmaya kadar vardırdılar.

Afişlerin hristiyan ya da laik çoğunluklu bir ülkede gözden kaçması mümkün değildi, öyle de oldu. Medyanın gösterdiği tepki karşısında AKP ve MHP’nin yapmayı planladığı yeni toplantılara yasak konabildi…

Tayyip’in saldırılarını Avrupa’yı Nazi’likle, İslam’a karşı haçlı seferi yürütmekle suçlamaya kadar vardırması karşısında Belçika’nın en çok izlenen TV kanallarından RTL özel bir programda AKP’nin Brüksel temsilcisi Ruhi Açıkgöz’ü Belçika’lı dört katılımcının önünde sorguya çekti.

Geri planda ünlü afişin sergilendiği programda tüm sorulara kaypak ve tutarsız yanıtlar veren AKP temsilcisi afişin kaynağı olan AKP Belçika facebook sayfasının da partiyle hiçbir ilişkisi olmadığını, bazı parti taraftarlarınca hazırlandığını, afişi kaldırmaları için kendilerine ricada bulunduklarını ama kaldırtamadıklarını iddia etti.

AKP gibi şef diktası altındaki bir partinin kendi taraftarlarına söz geçiremediği iddiası tek kelimeyle gülünçtü. Daha da gülünç olanı, televizyonda utanmazca bu yalan söylenirken tüm dünya medyası AB Adalet Divanı’nın başörtüsü konusunda verdiği karar üzerine Erdoğan’ın tüm Avrupa’yı "haçlı seferi" yürütmekle suçladığı haberleriyle çalkalanıyordu.

"Evet" propagandistlerinin ipliğinin iyice pazara çıktığı günlerde AKP emrindeki Türkçe medya dikkatleri dağıtmak için bu kez kendine yeni bir hedef seçti: Belçika federal hükümetinin Yoksullukla Mücadele, Fırsat Eşitliği, Engelliler ve Bilimsel Politikalar’dan sorumlu Devlet Bakanı Zuhal Demir…

Saldırıların nedeni, Demir’in Avrupa mahkemesinin başörtüsü konusundaki kararını yerinde bulduğunu söylemesiydi.

Ne ki, Zuhal Demir Türkçe medyanın saldırılarına ilk kez hedef olmuyordu. Yıllarca Limburg madenlerinde çalışmış bir işçinin kızı olan Demir, hukukçu olarak yetiştikten sonra 2010 yılından itibaren Yeni Flaman Birliği Partisi (N-VA) listesinden iki dönem üst üste federal milletvekili seçilmişti. Ayrıca Anvers’te yerel bir belediyenin de başkanlığını yapıyordu.

Tüm göçmen derneklerine olduğu gibi Kürt derneklerine de ziyarette bulunduğu için Demir derhal "PKK üyesi olmak ve terör örgütüne destek vermek"le suçlanmıştı. Oysa kendisi Kürt kökenli olduğunu, Kürt halkının temel hak ve özgürlüklerinin tanınmasını istediğini her zaman iftiharla tekrarlarken hiçbir Kürt örgütüne üye olmadığını, Kürt sorunu için barışçıl çözümden yana olduğunu vurguluyordu.

Demir sadece Türkçe medya tarafından değil aynı zamanda milliyetçi flaman partisi olan N-VA’’ya üye olduğu için başka göçmen örgütleri tarafından da eleştiriliyor.

Demir’in bu parti seçiminde başlıca neden hiç kuşku yok ki Belçika’da frankofon egemenliğine karşı tarihsel Flaman mücadelesinden doğmuş Volksunie’nin devamı olan N-VA’nın dünyanın tüm ezilen halkları gibi Kürt halkının özgürlük mücadelesine de her daim büyük destek vermiş olması…

Zuhal Demir’in hedef alınması, şimdiye kadar Erdoğan’ın saldırıları karşısında pek ağzını açmayan liberal MR üyesi Belçika Başbakanı Charles Michel’i de galeyana getirmekte gecikmedi.

Türkçe medyada Zuhal Demir’e saldırıların Erdoğan’ın referandum stratejisinin bir parçası olduğunu vurgulayan Michel "Bu strateji, provokasyonlarla Türkiye’de ulusal duyguları kışkırtıp, kendini kurban yerine koyma stratejisidir. Zuhal Demir’e yönelik saldırılar hiçbir şekilde kabul edilemez. Erdoğan’ın kampanya stratejisi ile bizi korkutmasına asla izin vermeyeceğiz." diyerek yönettiği hükümetin genç kadın bakanını sonuna kadar savundu.

Kürt bakan Demir’e bu saldırılar yapılırken okurlarımızın ilettiği bir belge Belçika’da TC lobisinin desteği ve pazarlıklarıyla seçilen Türk kökenli siyasetçilerin ne denli karanlık ilişkiler içinde olduğunun yeni bir örneğini ortaya koyuyor.

Daha önce Sosyalist Parti’li federal milletvekili ve Saint-Josse Belediye Başkanı Emir Kır’ın, Hrant Dink cinayeti sanıklarından eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’la yakın ilişkilerini ortaya koyan belgeler yayımlamıştık. Brüksel Hükümeti’nde devlet bakanı iken Emir Kır 19 Ocak 2007’de Cerrah’ı makamında ağırlayarak özel bir plaketle taltif etmişti. Bir kaç ay sonra da, bakan Emir Kır 8 Nisan 2007’de, Cerrah’ın özel daveti üzerine, İstanbul’da polis teşkilatının kuruluşunun 162. yılı kutlamalarına onur konuğu olarak katılmıştı.

Emekli Polis Özel Harekatçılar Derneği’nin internet logosu

Bu kez gündemde olan Brüksel Parlamentosu Başkan Yardımcısı ve Schaerbeek Belediye Meclisi üyesi Türk kökenli Emin Özkara… Emir Kır gibi Sosyalist Parti üyesi olan Özkara, 17 Ocak 2017 de Brüksel’de Emekli Polis Özel Harekatçılar Derneği başkanı Yesugay Aksakal’ı ağırlıyor ve onun konferans vereceği bir toplantıya başkanlık ediyor.

Aksakal sıradan bir özel harekatçı değil…  8 Mayıs 2012 tarihli Vatan Gazetesi’nin yazdığına göre, kendisi Susurluk kazasında ölen ünlü terorist Abdullah Çatlı’nın yakını… Soruşturmalar sırasında elde edilen telefon dökümleri Çatlı o dönemde siyasi şubede görevli komiser Yesugay Aksakal ile defalarca görüşmüş olduğunu kanıtlıyor.

Brüksel Bölge Meclisi’nin Türk kökenli Başkan Yardımcısı Emin Özkara Avrupa başkentinde emekli özel harekatçıların başkanını ağırlıyor

Susurluk Olayı’na ve Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfü Topal cinayetine adı karıştığı için İstanbul’daki görevine son verilen Aksakal o sırada hapis cezasını çekmekte olan Susurluk kahramanlarından eski bakan Mehmet Ağar’ın Yenipazar Cezaevi’nde korumalığını yapmakla görevlendiriliyor

Emekli olduktan sonra Emekli Polis Özel Harekatçılar Derneği’ni kuran Aksakal 24 Ağustos 2015’de Haber7.com’da yayınlanan mesajında şöyle diyor : "Doğu ve Güneydoğu’da görev yapmış yüzlerce emekli polis özel harekatçı arkadaşlarımızdan bana telefon ve mesaj geliyor. Doğu ve Güneydoğu’ya giderek, tekrar PKK ile savaşmak istediklerini söylüyorlar. Bu konuda resmi makamlardan görev ve yetki istediklerini dile getirdiler."

Tayyip’in 7 Haziran 2015 seçimlerindeki başarısızlığından sonra barış sürecini askıya alarak Kürdistan’da devlet terörünü yeniden başlatması üzerine emekli özel harekatçılara yeniden ne görev verildiği, hattâ bunlardan bazılarının muhalif göçmen yurttaşları hizaya getirmek için yurt dışında görevlendirildiği söyleniyor…

Bir ek bilgi:

Hem Brüksel Bölge Meclisi’nde hem de Schaerbeek Belediye Meclisi’nde üye olan Türk kökenli ve tesettürlü Mahinur Özdemir yıllardır Tayyip, Emine ve Sümeyye Erdoğan’la, Başbakan yardımcısı damat Berat Albayrak’la sıkı ilişkiler içinde…  İlişkiler o denli sıkıfıkı ki kendisinin nikahı Türkiye’de bizzat Tayyip tarafından kıyıldı… Ermeni soykırımının Belçika tarafından tanınmasına federal mecliste karşı çıktığı için üyesi bulunduğu CdH’tan ihraç edilen Özdemir’in her fırsatta AKP propagandası yaptığı cümlenin malumu, RTL’deki son programda da tekrar dile getirildi.

Soru:

Brüksel halkının temsilcisi olarak yıllardır federal parlamentoda, bölge ve belediye meclislerinde yer alan Türk kökenli ve Sosyalist Parti’li kişilerin Türk polis şefleri ve "özel harekatçı"larıyla bu yakınlığı ve işbirliği nereden kaynaklanıyor? Amacı nedir?

İkinci soru:

Brüksel halkının temsilcisi olan bu meclisleri yönetenler, bu meclislere egemen olan Belçika partileri, bu gerçekler karşısında nasıl susabiliyor? Bu tutumlarıyla yabancı düşmanlığının güçlenmesine çanak tuttuklarını nasıl farkedemiyorlar?

Üçüncü soru:

Kürt kökenli federal devlet bakanı Zuhal Demir’i sürekli hedef alan Türkçe medyanın Türk kökenli seçilmişlerin bu karanlık ilişkileri üzerine söyleyecekleri tek söz yok mu ? Varsa bilelim…

 

[email protected]

http://www.info-turk.be

http://www.facebook.com/fondation.info.turk

http.//www.twitter.com/info_turk

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doğan Özgüden Arşivi