Koray Düzgören
Kürtler İnce’ye oy verecek ama...
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin merakla beklenen Diyarbakır mitingine Kürtler büyük ilgi gösterdi.
CHP belki de çok uzun yıllardan bu yana Diyarbakır’da böyle kalabalık bir miting yapmamıştı.
Aslında buna CHP’nin mitingi demek de pek doğru değil.
Nasıl Muharrem İnce CHP rozetini çıkartıp, "Ben tüm seçmenlerin adayıyım" diyerek cumhurbaşkanlığı yarışına başladıysa, onu izlemeye gelenlerin çoğu da İnce’yi belli bir partinin adayı olarak görmüyor.
Onu, nihayet Erdoğan’ı yenebilecek bir muhalif adayın ortaya çıkışı olarak kabulleniyorlar.
Nitekim, Diyarbakır İstasyon Meydanı’nı dolduran kalabalığın büyük çoğunluğu CHP’li değildi.
İktidarın ve Erdoğan’ın son uygulamalarını onaylamadıkları için partilerinden oylarını çeken AKP’liler, az sayıda olsa da eski MHP’liler, yeni İYİ Parti’liler, HDP destekçileri ve diğer kararsız seçmenler oradaydı.
Kuşkusuz katılanların bir bölümü de partililiğin ötesinde İnce’nin yarattığı muhalif rüzgarın etkisi ile sokağa çıkıp alana gelmişlerdi. Gençler çoğunluktaydı.
Buna rağmen ertesi gün Erdoğan, İnce’yi izlemeye gelenlerin HDP’li olduğunu ileri sürebildi. Tabii amacı İnce’yi terör destekçisi olarak göstermek. Kriminalize etmek...
Bu nedenle HDP üzerinden, Demirtaş üzerinden en iyi bildiği şeyi yapıyor.
İnce’nin Diyarbakır’da HDP’nin desteği ile miting yapabildiğini ima ediyor.
Bu gerçek dışı iddialara ertesi gün İnce, yine miting meydanlarında, Kayseri’de cevap verdi. Diyarbakır’da AKP’lilerin de kendisini izlemeye geldiğini açıkladı.
İNCE İLE KÜRTLER ARASINDAKİ YAKINLAŞMA
Muharrem İnce ile Kürtler ve HDP arasında bir alış-veriş olduğunu ya da ikinci tur için pazarlık yapıldığına ilişkin çok laf söyleniyor, birçok hikaye yazılıyor.
Muhalif seçmenler temelinde oluşmaya başlayan bu yakınlaşma ve karşılıklı oy desteği yaklaşımları iktidar cephesini çok korkutuyor. Batı ve Güney’de özellikle CHP’li seçmenlerden bir kısmının barajı geçebilmesi için HDP’ye oy kaydıracaklarına ilişkin söylentiler ve belirtiler tek amacı HDP’yi baraj altında bırakmak olan iktidar ittifakının uykularını kaçırıyor.
Bir süredir Erdoğan sürekli bu mesele üzerinde çalışıyor. Muharrem İnce’ye yönelik suçlamalarının ve eleştirilerinin temelini bu endişe oluşturuyor.
Bu endişenin bir diğer ayağında ise, ikinci tura kalması durumunda Kürtlerin çok yaygın bir şekilde İnce’yi destekleyeceklerine ilişkin tahminler var.
Bazı açıklamalar, kamuoyu yoklamaları ve aleni belirtiler - Diyarbakır mitingi gibi- bu tahminleri doğrular nitelikte.
Gerçekten de partisi CHP’nin esaslı bir tabanı hatta sempatizanı bile olmadığı halde İnce’ye Diyarbakır’da gösterilen büyük ilgi değişik partilerden de olsa Kürtlerin bu konudaki irade beyanını ortaya koymuş oldu.
Erdoğan her ne kadar polis raporlarına dayanarak İnce’yi HDP’nin desteklediği iddiasına sarılsa da mitingi görenlerin bu lafa itibar etmesi mümkün değil.
Gerçek ortada. Politikayı diğer seçmenlerden çok daha iyi takip eden Kürtler besbelli bu aşamada ve bu şartlarda İnce’yi desteklemenin gerçekçi olacağına karar verdiler.
İnce Kürt meselesinde çok farklı, çok yeni şeyler mi söyledi? Hayır. Kampanyasının başından itibaren dile getirdiği ve çoğu belirsizlik içeren, Baskın Oran’ın "Laf salatası" olarak nitelendirdiği bazı sloganları dile getirmekle yetindi.
Somut şeyler söylemekten kaçındı.
MİTİNGTE SELO’YA ÖZGÜRLÜK SLOGANLARI
İnce Diyarbakır mitinginde özellikle ayrıntıya girmedi. Miting öncesinde kendisine böyle bir tavsiyede bulunulmuş olabilir.
Belki de konuşmasının bir yerinde HDP’li gençler, "Selo’ya özgürlük" diye bağırdıklarında duymazdan gelip başka konulara geçmesi bu nedenledir.
Hatta, daha önce yapılan bazı açıklamaların aksine, Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ı kendisinin değil, eşinin ziyaret etmesi de belki aynı sebebe dayanıyor.
Bunlar meselenin spekülatif yanları. Kürtler meselenin bu taraflarına fazla bakmazlar.
Muharrem İnce’nin söylemediği, söylemek istemediği şeylerin ötesinde, bazı mesajlarla daha fazla ilgilendiler.
İnce, din dersinin seçmeli olacağını, devletin herkesin ana dilini öğrenmesi için destek vereceğini söyledi.
En önemlisi de barışçı mesajlar vererek, Kürt sorununu çözmek istediğini, ‘Kürt sorununu’ kabul ettiğini de belirterek ilan etmiş oldu.
Kürtlerin şimdilik duymak istedikleri bunlar.
Barış, çözüm süreci ve özgürlükler.
İnce, OHAL’i hemen kaldırma, bir özgürlük ortamı oluşturma ve öncelikle yargıyı gerçek adaleti dağıtacak seviyeye getirme sözü veriyor.
Çözüm için öne sürdüğü 3B formülü (Barışacağız, büyüyeceğiz, bölüşeceğiz) çok afaki olsa da, meselenin çözümü için özgür bir tartışma ortamı vaat etmesi bile önemli.
İnce, ayağına dolaşacak, dolaştırılacak çeşitli isimler altındaki çelmelere, engellemelere rağmen bu verdiği sözleri yerine getirebilir mi?
Kürtler ve tabii Türkiye’nin barışa, özgürlüğe ve adalete hasret kalmış halkları, insanları buna inanmak istiyor.
İnce bu konuda Kars ve Van mitinglerinde ilginç şeyler söylemişti.
"Kürt sorunu demokratik, siyasi, ekonomik vb. sorun olmaktan öte ahlaki bir sorundur" demişti.
Diyarbakır’da, "Söz veriyorum bu sorunu çözeceğim" dedi.
Kürtler öyle anlaşılıyor ki şimdilik bu sözü yeterli görüyorlar.
Ama ikinci tura kalırsa eğer, İnce’nin Kürtlere başka bazı şeyler daha söylemesi gerekecek.