Deniz Derinsu
Ligin bitiminde Fenerbahçe’nin düşündürdükleri…
Fenerbahçe’nin 100 yılı aşan tarihinde bir Fenerbahçelinin bırakın yaşamak, düşlemekten bile nefret edeceği bir sezon finali yaşadı Sarı Lacivertliler… Şampiyonluğu garantileyen Galatasaray’a ligin son maçında deplasmanda konuk oldular…
Artık uzun uzun sezon değerlendirmesi yapmanın dönemi geldi. Biz de zaman zaman elimizden geldiğince düşündüklerimizi paylaşıyoruz, paylaşmaya devam edeceğiz.
Fenerbahçe şampiyonluğu sezonun son iki haftasına kadar kovaladı. Avrupa mücadelesini mart ayına kadar taşırken ülkesine çok puan kazandırdı, elendiği takım da o kupanın şampiyonu oldu. Türkiye Kupası’nda ise final oynanacak. Gol kralı da bu takımın bünyesinden çıktı. Bir futbol takımı için sezon genelinde oldukça başarılı bir performans. Ama bu takım Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi büyük bir takımsa Türkiye şartlarında bu performans tartışmaya çok açık olabiliyor, hatta başarı sayılmıyor… Özellikle lig şampiyonu olmayan büyük takımları zor dönemler bekliyor. Kupa belki teselli…
Şu dönem başkan, yönetim ve futbolculara karşı büyük tepki var. 5 sezonluk performansı oldukça başarısız gözüken başkan Ali Koç, maddi katkıları olmasa, belki de bu 5 sezonu göremezdi. Ama ülkenin ekonomik şartları ortada, Ali Koç bu konuda camianın en büyük şansı. Ancak sportif başarısızlık her şeyi silip süpürüyor.
Cuma günü futbolda kadınlar finalini Fenerbahçe’nin nasıl kaybettiğini düşününce, ciddi bir bahtsızlık da söz konusu…
ALİ KOÇ VE ŞAMPİYONLUK
Fenerbahçe’nin sezona fırtına gibi girişi, Jesus gibi bir ismin etkisi, ara transferde ciddi takviyeler ihtimali hedefleri de çok büyütmüştü. Ancak Dünya Kupası sonrası sergilenen futbol, alınan sonuçlar, devre arasında düş kırıklığı transferler, küme düşen takımlara verilen puanlar, kaybedilen derbiler şampiyonluğu Ali Koç döneminde bir kez daha rafa kaldırdı.
Bu tabloda ligin son maçında şampiyon Galatasaray’a konuk olmak da Fenerbahçeliler için hüznün son sayfasıydı.
Galatasaray kazanırsa şampiyonluğunu iyice süsleyecek, Fenerbahçe kazanırsa ancak bir teselli bulacaktı…
Bu atmosferde perdenin kapanacağı gün gelmişti…
İlk yarı bittiğinde Galatasaray 1-0 öndeydi. Maçı izlerken Fenerbahçe’yi düşündüm… Aklıma soru üzerine soru geldi…
Çare olarak düşünülen Samet için Serdar Aziz’i yedek bırakmak değmiş miydi…
Osayi kenarda unutulurken oynatılanlar, formüller çok mu daha başarılı olmuştu…
Takımın abisi olarak belli kesimlerce lanse edilen Mert Hakan ile Kahveci böyle bir maçta formayı hakedemediyseler, hangi maçlar için alınmışlardı…
Batshuayi bu kadar top kaybı ile oynayan bir golcü ise, hangi başka büyük bir takımın golcüsü olabilirdi…
Rossi gerçekten de bir menejer işbirliğiyle mi sahada yer alıyordu…
Arda, Ferdi, Osayi, İsmail, Emre Mor… Hadi bir de diyelim Szalai ile Zajc… Başka hangi Fenerbahçeli futbolcuyu Fenerbahçeliler önümüzdeki sezonki kadroda görmek isterler… (Bu isimlerden Szalai hariç hepsinin hazırken Jesus tarafından dönem dönem kesik yediklerini de not edelim!)
Tüm bunlar, bir kesimle birlikte benim de aylardır dile getirdiğim sıkıntıyı net olarak ortaya koyuyor: Ne kadar mücadele ederlerse etsinler, bu futbolcu kalitesi Fenerbahçe’ye yakışmıyor, başarı da getirmiyor…
5 yıl sonunda ortaya çıkan kadro, zamanında ‘Siz benim vizyonumu anlamamışsınız’ diyen Başkan Ali Koç’a ise hiç mi hiç yakışmıyor…
AĞIR YENİLGİ
Ve Jesus… Şu doğru ki şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi hasretindeki Fenerbahçe’ye, bu kadro kalitesiyle gelebilecek ender ‘isimli’ teknik adamlardan biri… Bir Avrupalı için son yıllardaki performansı sonrası Fenerbahçe’yi kabul etmek çok düşündürücü bir nokta… Çok iddialı sözler dilinden düşmeyen Portekizli teknik adam, lig şampiyonluğunu böyle kaybetmeyi hazmedip gidecekse bir an önce gitmeli… Yok eğer kalacak ise… Sezon içersinde Arda’yı oynatmamak, Samet’te ısrar etmek, ille de Rossi demek, Emre, Osayi, İsmail gibi isimleri unutmak gibi garip kararlarını yeniden değerlendirip kalmalı… Performansında düşüş olan oyuncuların bu durumunda kendi rolünü değerlendirmeli. Bir de transferde Fenerbahçe’ye yakışır isimlerin gelmesinde teknik kariyerine uygun etkide bulunmalı!
Galatasaraylılar kabul etmeli ki böyle bir şampiyonluk kutlamasında, yılların rövanşını da en az altı gol atarak almak istemişlerdir. Farklı bir galibiyet aldılar ama düşleri gerçekleşmedi…
Ama bu skor da Sarı Lacivertlileri üçüncülüğe itmenin çok daha ötesinde ağır oldu…
Deniz Derinsu: 1968 İstanbul doğumlu. Saint Joseph Fransız Lisesi ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi İngilizce Basın Yayıncılık bölümü mezunu. Cumhuriyet ve Sabah gazetelerinde uzun yıllar spor muhabirliği ve yazarlığı yaptı. 2011 yılından beri çeşitli internet siteleri, TV programları ve dergilerde spor yazarlığını sürdürüyor. Evli, 1 kız çocuk babası.