nevin artık yalnız değil

nevin yıldırım, nurettin gider’i öldürdüğü 28 ağustos 2012 tarihinde henüz 26 yaşında, iki çocuk annesi ve 24 haftalık hamileydi. kendisine üç yıl boyunca tecavüz eden akrabasını öldürdükten sonra kafasını baltayla kesmiş, kesik başı köyün kahvesinin önüne atmıştı. hikâyenin bu çarpıcı kısmını ihtimal ki biliyorsunuzdur.

İnsan o gencecik yaşında böyle bir şey yaptığında kaybedeceği çok şey olur ama böyle bir öfke ve çaresizlik insana kaybedecek hiçbir şeyi olmadığı duygusunu verir. nevin de öyle oldu, çok şey kaybetti. öfkesi ve çaresizliği yanında kaldı.

yapılan dna testinde bebeğin babasının nurettin gider olduğu belirlendi. kürtajı yasaklama girişiminin, buna karşı birçok ilde düzenlenen gösterilerin, akp’nin geri adım atmak zorunda kalmasının üzerinden üç ay bile geçmemişti. ama işte "yasal" bile olsa, nevin kürtaj hizmetine ulaşamamıştı, bebek alınamayacak kadar büyümüştü ve nurettin, yaptıkları yetmezmiş gibi, nevin’in hakkında ileri geri konuşuyordu da. tabii, kahvede. her köyde, her mahallede bulunan o erkeklik tapınağında.

nevin 26 yıllık ömrünü, bu ülkede ve dünyanın başka yerlerindeki çoğu kız çocuğu ve genç kadın gibi, sessiz kalması gerektiğini dinleyerek geçirmişti; mutlu olmak, güçlü olmak değil itaat etmek öğretilmişti ona. tecavüze de ses çıkartamamıştı. ve sesi kısılmış bir kadın ayağı herhangi bir taşa takıldığında, ne kadar kolay düşüp yuvarlanır. nitekim, ömürleri boyunca çevrelerindeki her kadını susturmaya yeltenmiş olanlar, nevin’in ses çıkartamamış olmasını tecavüze rızası olduğu şeklinde yorumladı.

"erkek adalet değil, gerçek adalet istiyoruz" sloganındaki erkek adalet, takım elbiseyi çeken katillerin, tecavüzcülerin, hırsızların iyi halini, onlar bile kendilerini iyi hissetmeden görüp ceza indirimi uygularken mütevazı başörtüsüyle nevin’e herhangi bir indirim yapmayı uygun görmedi. erkeklerin öldürdüğü kadınların en ufak itirazını, güzelliğini, rujunu, aklınıza gelebilecek gelmeyecek onlarca şeyi haksız tahrik bahanesi sayan mahkemeler, nevin’in üç yıldır tecavüze uğradığına dair beyanını dikkate almadı, haksız tahrik indirimi uygulamadı ve nevin müebbet hapse çarptırıldı.

bu ülkede kadınlar hep çaresiz oldu ama bir erkekten kurtulmak için ölümü göze almaları ya da katil olmaları gerekmezdi eskiden. çünkü kadınların yükselttiği özgürlük taleplerine erkekler şiddet ve saldırganlıkla cevap veriyor. ve hukuk göstermelik bile olsa adil davranmaya, iki cinsiyet arasında "tarafsız" görünmeye gerek duymuyor, açıkça erkeklerin tarafını tutuyor.

ama bütün bu politik tespitler, kadınların canlarından olmasını, hayatlarının kararmasını engellemiyor. bunun için o tespitler üzerinde bir mücadele yükseltmek, kadınların dayanışması ve kadın hareketiyle dayanışma gerekiyor.

kadınlar ilk günden beri nevin’i yalnız bırakmadı. belki dışarıdan sadece eylemler, açıklamalar görülüyor ama onun kendisini daha güçlü, daha iyi hissetmesi için de çok şey yapıldı. ailesinin, köyünün ortasındaki, zaman zaman birçoğumuzun hissettiği o gürültülü, patırtılı yalnızlığı son buldu. nevin artık yalnız değil, zamanla daha güçlü, daha güvenli ve belki mutlu olacak. peki ya özgür olabilir mi?

yargıtay 1. ceza mahkemesi, cinayetle ilgili devam eden soruşturma sebebiyle nevin yıldırım’a verilen müebbet hapis cezasını bozdu. nurettin yıldırım’ın başının kesildiği bıçakta nevin de dahil kimsenin parmak izi yani delil yok ama buna rağmen nevin olayın sorumlusu olarak müebbet hapse çarptırılmıştı. delil yok, ceza var ama soruşturmanın ne zaman biteceği, aradan beş yıl geçmişken herhangi bir delil bulunup bulunamayacağı şüpheli.

3 ocak günü saat 14.00’te ısparta yalvaç’ta nevin’ın tekrar yargılanması başlayacak.

nevin, kendisine şiddet uygulayan bir erkekten kurtulmak için onu öldürmek zorunda kalan ilk kadın değil, maalesef son kadın da olmayacak. erkeklerin bir kadından ayrılmaya bile gerek görmeden, kendilerini birden fazla kadının hizmetine layık görmesiyle, kadınların bir erkekten ayrılmak için ölümü veya öldürmeyi göze almak zorunda olması aynı madalyonun farklı yüzleri.

neredeyse bütün ülkenin içini sızlatan, münevver karabulut, özgecan aslan, helin palandöken nevin yıldırım’ın, çilem doğan’ın, yasemin çakal’ın yaptığını yapabilselerdi, "hep kadınlar öleceğine biraz da erkekler ölseydi" kim bilir belki caydırıcı olabilirlerdi. siz de kabul edersiniz ki adalet duygusu, kadın düşmanlarına karşı hayatlarını savunan kadınların yanında olmayı gerektiriyor. nevin beş yıldır hapiste, adalet ve özgürlük ona ve kendimize borcumuz olsun.