Deniz Derinsu
'O tribüne gidiyoruz beyler'
Futbolun çok renkli ve değişimlere açık bir dünyası var... Rüzgârın nereden nasıl eseceği asla bilinmez, tahmin edilemez...
Yıllar önce... Fenerbahçe kötü günler geçiriyordu... Taraftar ile futbolcular karşı karşıya gelmişlerdi... O dönemin taraftarı ile bugünkü aynıydı, tribün deyimiyle yine okul açıktaydılar..
Bir maç öncesi seremonide Volkan Demirel'in 'O tribüne gitmiyoruz beyler' sözleri yayıncı kuruluş mikrofonlarına yansımıştı. Volkan ve futbolcular o taraftar grubu ile haftalarca gerginlik yaşamışlardı...
Aradan yıllar geçti...
Aynı taraftar grubu bu hafta Samandıra'da teknik heyet ve futbolculara bir moral ziyareti düzenledi (!) Ardından Göztepe maçı geldi... O taraftar grubu maçtan önce Volkan'a sevgi gösterisinde bulundu. Maçtan sonra da 'Volkan takımı buraya getir' temposu tutuldu...
Volkan da yıllar sonra o tribünün sesine her defasında kulak verdi..
Futbolun gizemli dünyası bu olsa gerek...
Yine maç öncesi anlamakta zorlandığım bir sahne yaşandı. Yeni transfer Tolgay tribüne çağrıldı... Karşılıklı sevgi gösterileri sonrası, Serdar Aziz formayı öptüğü için aynı refleks Tolgay'dan beklendi. Gurbetçi Tolgay, durumu anlamadı. Ortaya geldi. Uyardılar. 2 tarafa da formayı öperek şovunu bitirdi...
Bu ısrarın anlamını çözemiyorum. Öper, öpmez çok mu önemli? Önemli olan futbolcunun giydiği formaya layık oynaması değil mi?
Tolgay'ın maç sonrası 'Ben Beşiktaş'ta hiç formayı öpmemiştim' açıklaması ise tribünlere oynamanın ötesine geçmez düşüncesindeyim...
Göztepe galibiyeti ile Fenerbahçe bu sezon ilk kez üst üste 3 puan aldı. Daha önemlisi güzel sinyaller verdi.
Çok şık bir gol buldular. Sonra golün sahibi Soldado'nun direkten dönen vuruşu vardı. Ardından bir süre Fenerbahçe yine saha içi bunalımına büründü. Çekildi, panikler gibi oldu.
Ancak Sarı Lacivertliler adına güzel olan, maçın son bölümünde tekrar canlanmaları oldu. Canlanınca da hemen ödül olarak rahatlatan bir gol daha buldular. O gole de şık demeyi unutmamak lazım...
Benzia'nın oyundan çıkarkenki tavırları ilginçti. İlk kez izleyen biri 'Bu adamın hakkı mı yeniyor' diye sorabilirdi. Arkadaşa bu sezon ne yaptın da çıkarken bu tavrı takındın diye sormak lazım...
Mehmet Topal, Ayew, İsmail, Sadık, Soldado güzel sinyaller verdiler. Tolgay, Jailson ve Moses girince takıma pozitif katkıyı fazlasıyla gerçekleştirdiler. Ersun Yanal'ın hamleleri son derece doğru gözüktü.
2 maçta 6 puan E. Malatyaspor ve Göztepe'ye karşı alındı. Mantıken çok abartmamak gerek. Ama sezon başından beri yaşanan tabloya bakarsak, bir silkiniş olduğunu herkes gördü. Ersun Yanal mı sihirbaz, futbolcular mı kendine geldi, tartışılır...
Fenerbahçe'nin bir yol için kapıyı açtığı söylenebilir. Ama yol uzun, fazla hava zarar getirir. Daha Malatyaspor maçıyla başlayan konuşmalar, tehlikeli demeçler Göztepe maçının ardından da izlendi. Biraz daha mütevazı olmak gerekir.