Asena Özkan
Onlara da yazık bizlere de!..
Seyircisiz maç, mezelerden ve sohbetten yoksun rakı masasında kendi başına şişeye bakarak içmeyle örtüşüyor. İçiyor musun evet, keyif alıyor musun hayır!.. İnsan iki şeyi saklayamaz; sarhoşluğunu ve aşık olduğunu... Siyah-beyazlı renklere gönül veren çok sayıda birey için Beşiktaş tutkusu tertemiz bir aşk. Sarhoşluk kısmı kalsın!
Tribünler boş, kanıksanan o bağırışlar çığırışlar; tezahürat yok, futbolcuların sesleri statta inliyor. Kulüplere verilen cezalar nedeniyle bu ortama çok tanıklık ettik ama bu kez durum biraz farklı, salgın kaygısından basın tribünü bile boş. Cahit Sıtkı Tarancı’nın dizelerindeki gibi:
Ve şehir sabah akşam bu gürültüdür,
Baksan minareler, kubbeler görünür,
Minyatür bir gök ve serseri bulutlar;
Bacalar tütmekte yakından, uzaktan,
Kuşlar saçaklarda mahzun kanat çırpar,
Usanmış durur damlar göğe bakmaktan.
Benimsemişler şehrin gürültüsünü…
Statlardaki sessizlik, ıraklık daha ne kadar devam edecek belirsiz. Ancak bu ortamdaki futbol, oynayan için de izleyen içinde keyifsiz. Kulüpler yayıncı kuruluştan para alacaklar, legal ve illegal bahis şirketleri kazanacak diye futbolculara da yazık, boş tribünleri ekrandan izleyen futbol tutkunlarına da. ‘Adet yerini bulsun’ tamam da, Beşiktaş’ta şimdilik iki olarak açıklanan Covid-19 mikrobu kapmış sporcuların durumu ne olacak? Ya sayı artarsa? Ya virüs başka takımlardaki oyunculara da bulaşmışsa? Geri dönüş ya da duraksama yok mu? ‘Futbol oynanacak oyna, işte o kadar’ mı? ‘Futbol toplumun afyonu!’ İzlesinler sonra tartışsınlar ki işsizliği, yokluğu, yoksulluğu, adaletsizliği ve iktidarın yaptırımlarını unutsunlar… Melih Gökçek’in 750 milyon TL’ye mal ettiği atıl durumdaki Ankapark’ı değil, Ekrem İmamoğlu’nun bir tabloya verdiği 6,5 milyon TL’yi konuşsunlar. Oldu, öptüm ben de!..
Maç mı?
Beşiktaş, karşılaşmanın başında kırmızı kart görerek takımını sahada eksik bırakan Amir Hadziahmetovic’in yokluğunda Konyaspor’u 3-0 yendi. Hoş Amir Hadziahmetovic olsa da çok şey fark etmeyecekti. Zira puana gereksinimi olan Konyaspor ne katı savunma yaptı ne de gol aramak için bol sayıda atak. Sadece kontra ataklarla gol bulmaya çabaladı. Beşiktaş çok iyi oynamadı ama geçen hafta yerden yere vurduğum Jeremain Lens, kendisinden indirim isteneceği için olsa gerek bu kez didindi, yetmedi üstüne bir de gol attı. Ama gecenin konuşulacak ismi tartışmasız Burak Yılmaz… Önce kendini iki kez yere bıraktı ne var ki hakem Zorbay Küçük bu ‘artistik’ hareketlere kayıtsız kaldı. Oysa Burak Yılmaz’ın bir sarı kart görmesi gerekiyordu, aynı şeyi yinelememesi için. İlginci, aynı Burak Yılmaz’ın kendisini yere atarak sonuç alamayacağını anlamasının ardından attığı gol oldu. Neymiş, sahtekârlığı bırak işine bak. Burak Yılmaz kendi attığı golün ardından da takım arkadaşlarının attığı diğer gollerin paslarını verdi. Burak Yılmaz sen bu yolda devam et!
Sergen Yalçın’ın elemanları ayaklarından geleni yapıyor sahada ya Ahmet Nur Çebi ve yönetimi? Orası şimdilik muamma! "Bırakmam Beşiktaş'ım seni" kampanyasında son durum nedir?