Özgür insanlar neşesi üzerinize olsun

Arjantinli insan hakları savunucusu Adolfo Perez’le evinde konuşuyorduk, son yaptığı resmin önünde, 91 yaşındaydı ve çok gençti. “Bak mücadele nefes almak gibidir, özgürlüğün havasını solumazsan yaptığın hiçbir işe yaramaz” diyordu.

Ayaklarından ve kelepçeden koltuğa zincirlemişlerdi. Sonra tellerle ağırlık bağlıyorlardı, bazen iri ve düzgün bir taş ya da eski bir askeri araba parçası, rot demiri belki kalın, kesin Amerikan arabası zaten hantal ve paslı ya da tek başına ne olduğu anlaşılamaz çarpık çurpuk top mermisi parçaları, özensiz kesilmiş, önemli değil zaten ağırlık olsa yeter, suya batıracak kadar, bağlı olduğu insanı. Zinciri koltuktan söküp, aşağı atmadan biraz önce yapıyorlardı bunu.

Uçağın arka koltuklarından birindeydi Adolfo Pérez Esquivel. Öndeki subayı görüyordu, şanlı ve kahraman hissediyor olmalıydı kendini subay, günlük işini yapıyordu. Uçak sarsılarak uçuyordu, geniş uçsuz bucaksız nehrin üstünde. Subay kutudan ilacı çıkartıp, enjektöre çekiyordu, Pentomal, bir uyuşturucu iğne. Uçaktan aşağı atmadan önce insanlara yapıyorlardı. İyi insan olduklarından değil, aşağı atılan gençlere, ağırlıkları bağlarken kolay olsun ve tesadüfen kurtulmasınlar diye ya da birisi böyle emir vermişti. Pek düşünmezler kahramanlar bir şeyi yaparken, genel kahraman karakteridir bu, hantal ve paslı…

İğneyle yaklaştığında subay, yardımcı pilot çıktı kabinden, kabin dediğim kapısız, bacasız bir yer, yanıp sönen ışıklar bile görünüyor arkadan. ‘Senyör tutsağı geri götürme emri aldım’ dedi. Yardımcı pilot. Elinde iğnesiyle biraz duraksadı kahraman subay, yok iyi bir insan olduğundan değil, insan olduğundan da ama bir işten kurtulmuştu, yine ağırlık bağla filan, kendisi yapmasa da her işi ama iyi işte, bir az iş daha az yorgunluk, sizin bir evrak az yazmanız, iki imtihan kağıdı okumanız, üç vida sıkmanız az olmuş gibi bir şey işte, yerine döndü, içinde ilaç dolu enjektörü kenara koydu, ziyan olmasındı, bir daha ki sefere kullanırdı, enjektörün içinde ilaç-Pentamol sallanarak geri döndüler bir cezaevine.

Cezaevine döneceklerini öğrenince sevindi Esquivel, garip değil mi cezaevine gideceğini öğrenip sevinmek?

Sonra 1980 yılında, O diktatörlük dururken, muhtemel aynı subay ve enjektörü de, Nobel Barış Ödülü’nü kazandı Esquivel. Kendi evinde konuşuyorduk, onunla, son yaptığı resmin önünde, 91 yaşındaydı ve çok genç…:

'Bak mücadele nefes almak gibidir, özgürlüğün havasını solumazsan yaptığın hiçbir işe yaramaz. Halklar kendilerini özgürleştirmeli, erkekler ve kadınlar kendilerini özgürleştirmeli.

Neden? Ben bir eğitimciyim ve onlara her zaman söylüyorum, eğitimin amacı nedir? Üniversiteden mimar, mühendis, doktor çıkarmak mı?

Tamam iyi bu, bir meslek ama yetmez çünkü profesyoneller olabiliriz ama köle aklıyla. Önemli olan özgür kadın ve erkekler, eleştirel vicdanlı, değerleri olan, bu ilacı bilenleri yetiştirmektir.

Sadece para kazanmak için ev yapmak değildir, yaşam alanı yaratmaktır.

Siz medyadansınız sadece bilgi vermek midir iletişim? iyi ya da kötü. Çünkü çok fazla bilgi var, söze dikkat edin! Biliyorsunuz ki, bir kelime özgürleştirebilir ya da bir kelime zarar verebilir ve bir silah kadar ölümcül olabilir. Bir kelime! Daha fazlasına ihtiyacın yok, 100 kelimeye ihtiyacın yok, bir kelime yeter. Ne olduğunu zaten biliyorsun, biz böyle düşünürüz, işleri böyle yaparız.

Hayat beni birçok savaşa, çatışmaya, katliamlara, götürdü ama aynı zamanda özgür insanlar arasında buldum kendimi, onların neşesini ve özgürlüğünü paylaştığımız, özgür insanların…

Bu böyledir, Umudumuzu hiç kaybetmemeliyiz…’ diyordu…


Metin Yeğin: Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; Gazeteduvar, dünyada, Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Metin Yeğin Arşivi