Mühdan Sağlam
Putin’in dikey iktidarında Vagner isyanı ne anlama geliyor? -II
Rusya’da 24 Haziran’da başlayıp 25 Haziran’da son bulan Vagner isyanı, Rusya’da iktidarın yapısı ve devletin sınırlı kontrolü ya da kontrolü dışındaki paramiliter gruplar konusunda tarihi bir mercekle durumu incelemeyi gerektiriyor. Putin Rusya’sında isyan ateşini yakan Vagner, geniş Rusya tarihi açısından bir tarih dışılıktan çok, belirli bir devamlılığın ürünü. Bu devamlılık aynı zamanda Rusya’da iktidarı oluşturan, koruyan ve ortadan kaldıran mekanizmalar konusunda bir perspektif ve değerlendirme alanı oluşturuyor. Bu hafta Vagner isyanından yola çıkarak Çarlık’tan SSCB uzanacak şekilde Rusya’da iktidar ile yasal/yasa dışı oluşumların ilişkisini ele alacağız.
VAGNERİN ÖNCÜLERİ: ÇARIN CELLATLARI KAZAKLAR
Kazaklar olarak bilinen grubun varlığı, 15’inci yüzyılda kayıt altına alındı. Adları, bugün Kazaklar olarak anılsa da (Kazakistan’daki Kazaklarla bir ilişkileri yok) kaçaklar kelimesinden geldiği varsayılmakta. Kazak/kaçak denmesinin nedeniyse grup üyelerinin genelinin kaçak, haydut, kaçak köleler, bir başka anlatımla toplumdan dışlanmışlardan oluyor olması. Milliyetten ziyade grubun dinsel bir bağlılıkla, Ortodoks Hıristiyanlık çerçevesinde örgütlendiği söylenebilir. Don ve Volga kıyısında yaşamış oldukları düşünülüyor. Rusça ve Ukraynacayı baskın olarak kullandıkları ve Ortodoks olmanın gruba üyeliğin ilk şartı olduğu biliniyor.
Kazaklar, Çarlık büyüdükçe kontrol altına alındı ve gayri resmi ordu olarak Çarlığın öncü muhafaza birliği oldular. Kırım Savaşı’ndan Napolyon Savaşlarına kadar pek çok savaşta Kazaklar görünür oldu, ancak resmi statüleri zamanla ordu içinde eritildi. Çarlık bu paramiliter grubu yalnızca dış cephede değil, içeride isyan, ayaklanma çıktığında da kullanmaktan geri kalmadı. Acımasızlıkları nedeniyle “Çarın cellatları” adıyla toplumda anıldılar.
1917 devrimi sonrasında Kazaklar Beyaz Ordu’yla hareket etti, Kızıl Ordu’nun galibiyeti sonrasında iç savaştan mağlup ayrıldılar. Bolşevikler, SSCB, kazakları sürgüne yolladı, öldürdü veya asimileyle eritti.
Çarın cellatları Kazakların statüsü, aynı zamanda bugünkü Vagner konusunda bazı ipuçları sunuyor. Bu grup ordudan bağımsızdı, onları oluşturan militan grubu toplumun dışlanmışlarıydı. Vagner grubunun da benzer biçimde ordudan bağımsız olduğu ve eski mahkumlardan militan devşirdiği biliniyor.
Kazaklar ile Vagner’in benzeştiği bir diğer nokta, mali kaynakları. Kazaklar, çarlıktan silah ve mali desteğin yanında vergi indirimi ve toprak da alıyordu. Vagner de çeşitli vergi indirimleri, teşvikler aldı. Putin geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada Vagner grubuna yalnızca Mayıs 2022-Mayıs 2023 arasında 1 miyar dolara yakın kaynağın devlet tarafından aktarıldığını söyledi. Ordunun içinde değillerdi, ancak sınır ötesi görevler üstlendiler, burada da Vagner’e benzedikleri söylenebilir, daha doğrusu Vagner’in Kazaklara benzediği. İktidar erki açısından Kazaklar, kalabalık ve masraflı orduyu harekete geçirmeden isyan bastırma, isyan çıkarma, öncü olarak savaş alanını gözlemleme, çatışma açısından elverişliydi. Üstelik çarlıkla doğrudan resmi bir bağları olmadığı için yayılmaları ve taşkınlıklarından çarlık sorumlu tutulamıyordu, Vagner gibi.
SSCB DÖNEMİ DEVLETİN KONTROLÜNDE YARI RESMİ STATÜ
Bir başka yapı da Çeka. Devrimden iki ay sonra kurulan Çeka, devrim düşmanlarının tespiti, ortadan kaldırılması ve cezalandırılması sürecinden sorumluydu. Resmi devlet organı niteliği kazanması zaman alsa da etkinliği hep sürdü. SSCB’nin kurulmasıyla Çeka yerini, Birleşik Devlet Siyasi İdaresi (OGPU/GPU)’ya bırakır. GPU, anayasal olarak tanımlanan çerçeve içinde kurulan resmi bir yapıydı ve başkanında atanacak kişilere görevleri kanunla sınırlandıydı. Bir anlamda KGB’nin öncülüydü. SSCB’deki korku paralelinde iktidarı sağlamlaştırmakta kullanıldı.
GPU daha çok devrim karşıtları, işbirlikçiler ve ajanlara dönük infaz ve istihbarat işlerine sorumluydu. Stalin’in iktidarıyla bu örgüt ve polis, aktif olarak hem içeride hem dışarıda kullanıldı. Devlet iktidarının çekirdeğinin güvenliği orduda değil, bu bir yanı karanlık ve gizli örgütteydi. Dahası siyasi rakipler de bu gizli örgüt ve alt resmi örgütlerin eliyle susturuldu.
GPU, SSCB Anayasası'nın 61. Maddesine uygun olarak, cumhuriyetlerin siyasi ve ekonomik karşı devrime, casusluğa ve haydutluğa karşı mücadelelerinde devrimci çabalarını pekiştirmek için kurulmuştu. Bu karşı devrimci faaliyetin SSCB’nin topraklarıyla sınırlı olmadığı, Moskova’da 1936-1938’de SSCB’den kovulan Trotski’nin ölüm fermanında kendini gösterir. Trotski, 1940’ta Meksika’da GPU tarafından öldürülür. Trotski’nin ölüm şekli ve tetiği çeken el, aslında GPU’nun SSCB’deki gizli yapılanması ve sınırları konusunda ipuçları verir.
KGB: İSTİHBARATTAN OPERASYONLARA UZANAN GİZLİ EL
Stalin’in iktidarı sonrasında KGB (Комитет государственной безопасности-Devlet Güvenlik Komitesi) kurulur ve Beria dahil olmak üzere bazı kadrolar tasfiye edilir. KGB özellikle Soğuk Savaş’ta hem istihbarat hem de bazı ülkelerde yürütülen faaliyetlerde aktif rol üstlenir.
SSCB’de iktidar çekirdeğinde meydana gelen değişim, ordudan istihbarata uzanacak kademelerde de tasfiye ve yenilenme getirir. Ancak iktidara gelen kişi hiçbir zaman bu örgütlerin rızası dışında gelmez, iktidar ile istihbarat ve örgütler arasındaki ilişki, örgütlerin iktidara tabi olması şeklinde ifade edilse de aslında bu ilişki bu kadar basit değildir. Karşı operasyonlar, şüphecilik dikkate alındığında aslında iktidara gelecek kişi, örtük biçimde bu güvenlik yapısının rızası ve onayına tabidir. Genel Sekterlik koltuğu da bunun dışında değil.
Ordu genellikle general düzeyinde bu iktidar kapışmasında yer alır. Özellikle SSCB içinde veya Varşova Paktı ülkelerinde çıkan isyan ve uyuşmazlıkta ordudan daha etkin yararlanıldı. 1968 Prag Baharı’nda ordu işe dahil olduğu akla ilk gelen müdahaledir. Benzer biçimde 1991’de Litvanya Parlamentosu’na düzenlenen baskın, Polonya’daki operasyonlar, buralarda ordunun dışarıda olduğu, KGB eliyle atılan adımlar.
SSCB DAĞILIRKEN: GORBAÇOV’A DARBE GİRİŞİMİ
Rusya’da iktidar çekirdeği ve iktidarı teşkil eden gruplar arasındaki güç savaşımının boyutlarını net biçimde ortaya koyan olaylardan biri 1991’de Gorbaçov’a dönük darbe girişiminde görülür. 1985’te başlayan reform hareketinin, Perestroyka ve Glasnost, SSCB’yi yıkıma götüreceği iddiası etrafında iktidarın farklı kademeleri hareket geçer. Gorbaçov’a darbeye kadar uzanacak bu adımların merkezinde KGB ve KGB Başkanı Vladimir Kryuçkov vardır. KGB’den başbakana, bakanlara uzanan bu darbe girişimi başarısız olur.
Gorbaçov’un arka planda dönen bu görüşmeler trafiği ve alınan kararlardan haberinin olmaması Rusya’da iktidar yapısı konusunda iki önemli fikir sunar. İlk olarak belirli grupların rızası ve onayı, sadece iktidara yükselmek için değil, orada kalmanın da gereğidir. İkincisi, iktidarın görünen yüzünün arka planında güvenlik aygıtından gelen isimlerin etkisi ve yaratılan gizli/açık yetkileri vardır.
SSCB’de Çarlık ve Rusya Federasyonu örneklerinden ayrıksı olan, bu güç örgütlenmesinin genelde devletin kontrolünde olmasıdır. Çarlık gibi Kazaklara uzanmaz ya da Rusya Federasyonu gibi Vagner veya Ahmat Birlikleri’ni gibi paramiliterleri içselleştirmez, devletin personeli/resmi olmayanlar da dahil kullanılır. Güç yapısı, paramiliterliği devletin içinde eritir. İsyan edenleri dahi kendine katan araç ve imkanlar yaratır.
Peki Rusya Federasyonu’nda devlete bağlı birimlerin yanında filizlenen Ahmat Özel Kuvvetleri ve onların bağlı olduğu Ulusal Muhafızlar nasıl oluştu? Putin’e bu konuda neden iktidar içinden tepki geldi? Vagner ile Ahmat Birlikleri arasındaki fark ve benzerlikler neler? Rusya’da filizlenen bu iki yapı geçmiş deneyimler dikkate alındığında iktidar açısından nasıl bir devamlılık hattı veya ayrışması ortaya koyuyor? Önümüzdeki hafta bu sorulara yanıt arayacağız.
Mühdan Sağlam: Doktorasını Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda “Rusya Federasyonu’nun ve Rus Dış Politikasının Dönüşümünde Enerjinin Rolü” başlıklı teziyle 2021’de tamamladı. 2014-2017 arasında AA Energy Terminal’de enerji analistliği yaptı. 2018-2021 arasında Gazete Duvar’da dış politika/ekonomi, enerji analisti ve köşe yazarı olarak çalıştı. Enerji şirketleri devlet ilişkisi, Rusya enerji politikası, enerji ekonomi politiği, ekonomi politik temel ilgi alanıdır. Bu alanda pek çok makalesi, uluslararası yayını vardır. 7 Şubat 2017’de çıkan 286 KHK ile Barış için Akademisyenler: Bu Suça Ortak Olmayacağız isimli bildiriyi imzaladığı için üniversitedeki görevinden ihraç edilmiştir. Gazprom Rusya’sı: Rusya’da Devletin Dönüşümü isimli kitabın yazarıdır.