Sıkıntılı bir hazırlık dönemi sonrası sezona iyi başlayan Fenerbahçe, ligde aldığı 2 galibiyete Avrupa Ligi’nde turla beraber gruplara kalma başarısını da eklemişti.
Futbolu da beğenilen Sarı-Lacivertlilerde en büyük pay Vitor Pereira’ya veriliyor. Portekizli teknik adam bu alkışları hakediyor.
Takım kazanıyor, gençler pıtırak gibi bitiyordu. Ama Altay maçının ciddi bir ölçü olacağı ortak kanıydı karşılaşma öncesi…
Mustafa hoca iyi bir takım kurup lige başarılı ve moralli başladı.
Karşılaşma futbol olarak beklentileri doyuran bir görüntüyle başladı. Sıcak İzmir’de bu sıcağa direnen futbolcuların temposu gayet doyurucuydu.
Tribünler nasıl yarı yarıya dolu, onu anlamak zordu ama heyecanı yüksek bir oyun oldu…
Fenerbahçe artık maçlara mümkün olduğunca hızlı başlıyor. Oyunu rakip alana yığmak için elinden geleni yapıyor. Rakibin hata yapmasını beklemek yerine hataya zorluyor. Ve tempolu oynamaya gayret ediyor.
Eğer bu 3’lü sistemden ötürüyse niye geçmişte hocalar bunu denemek yerine ‘garantici’ anlayışla acı çektirdiler, düşünmek lazım…
Yalnız Fenerbahçe’nin ilk 2 haftadan sonraki sıkıntısı, kendisi gibi yüksek tempoda oynamaya çalışan, moralli bir takımla oynamasıydı…
Maçtan önce Mesut’un sakatlık haberi geldi. Böyle tempolu bir maçta mevcut kondisyonu ile Mesut olsa ne farkederdi, merak konusu olarak aklımızın köşesinde kaldı…
Tempolu 45 dakika sonrasında kimin süngüsü ilk düşer merakıyla başlayan devreye hızlı giren Fenerbahçe oldu. Kaçan 2 pozisyonun ardından gelen 2 golle mücadelenin de rengi belli oldu.
Bu maç da gösterdi ki Vitor Pereira sönmüş isimleri canlandırmaya devam ediyor. Açıkçası Fenerbahçe’de olduğu sürece Hollanda’da keşfedilmiş Ferdi’den Sarı Lacivertli forma ile kimse verim alamamıştı. Portekizlinin sürekli şans verdiği Ferdi son haftalardaki iyi oyununun ödülünü bu maçın kilidini açan isim olarak aldı. Bir de son maçların golcüsü Valencia’ya asist yaptı… Ferdi daha da iyi olacaktır…
Skor 2-0 olunca doğal olarak maçın temposu da düştü. Buna Kim’in sakatlığı da eklenince Sarı Lacivertliler, doğal olarak sert olmasa da ufak ufak frene basarak oyunun kontrolünü ellerinde tuttular…
Belki de yıllar sonra Fenerbahçe yurt içi - yurt dışı rahat başlayıp milli maç arasına olmadığı kadar moralli girdi. Tek sıkıntı üst üste gelen sakatlıklar, bu nedenle ara da son derece iyi gelecektir…
Arada en büyük görev ise Başkan Ali Koç’a düşüyor… Malum gözüken yol kalabalık trafik içeriyor. Transferde iyi bir final son derece yerinde olur...