Şark’ta iktidar savaşları...

2007’deki siyasi gelişmeler, yılın başlangıcındaki kanlı kâbusu açıklar mı sorusunun cevabını arıyordum. Belki bu siyasi karmaşanın içinde kesin cevabı bulamayız ama Hrant’ın öldürülmesinin hangi ortamda gerçekleştiğini daha berrak görebiliriz.

12 Nisan açıklaması TSK’nin ülkenin siyasal ve toplumsal alanıyla ilgili yaptığı değerlendirmelerinde, cumhuriyeti koruma ve kollama misyonunu bir kez daha hatırlatmış oldu.

Türkiye’nin kaderini belirlemede askerlerin kapsamlı bir role sahip olduğu ve TSK tarafından belirlenmiş tehdit unsurlarını bertaraf ya da kontrol edeceği ilan edildi.

TSK, ilk defa AB’yi Türkiye’yi parçalama projesinin bir parçası olarak niteledi.

AB ile köprüleri attı.

27 Nisan açıklaması da geçmişte örnekleri olan askerî müdahalelerin bir benzeri idi.”

xxxxxxx

“Ardından düzenlenen terörle mücadele mitingleri ise sönük geçti. Sivil alandaki bu kurgularla birlikte TSK da kamuoyunu yönlendirmeyi hedef alan açıklamalar yaptı.

Genelkurmay Başkanı’nın 12 Nisan’da yaptığı basın açıklaması, 27 Nisan ve 4 Mayıs’ta Genelkurmay Başkanlığı’nın resmî internet sitesinde verilen mesajlarda iç ve dış düşmanların oluşturduğu tehdide değinilirken anti-laik hareketlere de vurgu yapılıyordu.”

xxxxxx

“-2007 içindeki genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye’nin siyasî ortamını ve gündemini oluşturdu.

Türbanlı eşi olanların Çankaya Köşkü’ne çıkması olasılığına karşı örgütlenen cumhuriyet mitinglerine katılım yüksek oldu.

İlk miting Ankara’da 14 Nisan’da yapıldı.

Sonra, İstanbul’da 29 Nisan’da, Manisa, Çanakkale ve Marmaris’te 7 Mayıs’ta, İzmir’de 13 Mayıs’ta, Samsun’da 20 Mayıs’ta yapılan mitingler düzenlendi.

Bu toplantılarda Türkiye’de ‘laik cephe’yi oluşturma ve seçimlerde İslâmî siyasete karşı almaşık bir ‘sol’ siyaseti etkili kılma mesajları verildi. CHP ve DSP’ye ‘birleşin’ mesajları verildi.

Bu iki parti 17 Mayıs’ta seçim ittifakı yaptığını ilân etti.”

xxxxxx

16 Mayıs’ta görev süresi sona eren Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in yerine Dışişleri Bakanı Abdullah Gül aday olarak gösterildi; 27 Nisan’da TBMM’de ilk tur seçimi yapıldı.

Ancak CHP, bu seçimin yapılabilmesi için 550 milletvekili sayısının üçte iki çoğunluğu olan 367 oyun gerekli olduğu iddiasını aynı gün Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. 1 Mayıs Salı günü iki çekimser oya karşı mahkemenin iddiayı haklı bulmasıyla, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesi girişimi başarıya ulaşamadı.

TBMM 3 Mayıs’ta 458 oyla erken genel seçim kararı aldı. Ahmet Necdet Sezer’in görev süresi genel seçimler sonrasına kadar uzadı.”

xxxxxx

“367 oy engellemesini aşmak üzere AKP 4 Mayıs’ta TBMM’den bir yasa geçirdi.

Bu yasa, cumhurbaşkanının 5 yıl için ve en fazla iki kez, halk tarafından seçilmesi; milletvekillerinin 4 yıl süreyle görev yapması; TBMM toplantı yeter sayısının 184 olması ve geçici bir madde ile de 11. cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gibi düzenlemelere olanak sağlayacak anayasa değişikliklerini öngörüyordu.”

xxxxxxx

“Ancak referandum tarihini Yüksek Seçim Kurulu, en erken 21 Ekim olarak uygun bulunca AKP cumhurbaşkanlığı seçimini öne almak zorunda kaldı ve Abdullah Gül referandum tarihinden önce, 28 Ağustos’ta cumhurbaşkanı seçildi.

Bunun üzerine referanduma sunulan metinde ‘11. cumhurbaşkanını halk seçer’ ifadesi, ‘12. cumhurbaşkanını halk seçer’ biçiminde değiştirildi ve değişiklik MHP ve DTP’nin desteği ile TBMM’de oylanarak kabul edildi.

Referandum 21 Ekim’de yapıldı ve öneriler geçerlik kazandı. Katılım %69, geçerli oy oranı da %67,5 oldu.”

xxxxxx

“Bütün bu ataklar, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin işine yaradı, AKP, 22 Temmuz’da yapılan erken genel seçimlerde parlamentoda çoğunluğu sağladı ve tek başına Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki 60. Hükümet’i kurdu.

Seçimlere katılım oranı 2002 seçimlerine göre 6 puan artarak % 85,1 olarak gerçekleşti. Oyların partilere göre oranları ve milletvekili sayıları:

AKP % 46,47 (341), CHP ve DSP ittifakı % 20,84 [112 (13 ü DSP)], MHP % 14,26 (71), Bağımsız % 5,19 [26 (20 DTP)] şeklinde oldu.”

xxxxxx

2007 yılının siyasal iskeletinin bu özetini “TİHV 2007 İnsan Hakları Raporu”ndan derledim.

Aslında 2007 korkunç başlamış ve 19 Ocak’ta Hrant öldürülmüştü... Ben de 2007’deki siyasi gelişmeler, yılın başlangıcındaki kanlı kâbusu açıklar mı sorusunun cevabını arıyordum.

Belki bu siyasi karmaşanın içinde kesin cevabı bulamayız ama Hrant’ın öldürülmesinin hangi ortamda gerçekleştiğini daha berrak görebiliriz.


Mehmet Altan: İlk imzası 15 yaşında yayınlandı. 20 yıl Sabah,6 yılda Star gazetelerinde baş yazarlık ve yazarlık, televizyon programcılığı ve yorumculuk yaptı. 30 yıl boyunca İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yaptı.1993 yılından beri profesör. Yayınlanmış 40 civarında kitabı var.15 Temmuz sonrası Anayasa'nın 19.,26. ve 28. maddeleri yok sayılarak tutuklandı.21 ay cezaevinde kaldı. AYM,AİHM ve Yargıtay kararları ile hak ihlaline uğradığı saptandı. 29 Ekim 2016 tarihinden beri KHK'lı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Altan Arşivi