şayrat için de hayır!
türkiye muhalefeti uzun bir süredir vicdan ve kınama siyasetinin adeta esiri. belki örgütlü bireyler değil ama geniş bir kesim için olgular, olaylar siyasal ve toplumsal sonuçlarından bağımsız olarak, kimin vicdanının neyi kaldırdığıyla ilintili olarak ele alınıyor.
abd’nin suriye’deki şayrat askeri üssünü bombalaması başta arap ülkeleri olmak üzere, abd de dahil, dünyanın birçok yerinde protesto gösterileriyle karşılandı. filistin halk kurtuluş cephesi konuyla ilgili açıklamasında, "amerika’nın bu saldırısı, siyonist rejim ve suriye’yi bölmek isteyen taraflarla koordineli olarak gerçekleşti. amerika’nın suriye’ye saldırısı, suriye’nin birliğini korumak ve suriye krizini siyasi olarak çözmek için yapılan siyasi çabaların yolunu kapatmak adına yapılan bir eylemden başka bir şey değildir," dedi bmgk’de isveç, bolivya, venezuela ve yunanistan saldırıyı kınadı. (ancak roket saldırısında kullanılan geminin girit’ten yola çıktığı iddiası yunanistan’ın kınamasının bir tür "one minute" olduğunu da düşündürüyor.) saldırıyı memnuniyetle karşılayanlar arasında suudi arabistan, katar, türkiye ve israil var.
bölgenin güvenliği, huzuru, refahı için islam’a dayanan herhangi bir çözüm önerenlerin, "haça karşı hilal" falan diye cümleler kuranların görmezden gelmeye çalıştığı bir tablo bu.
diğer yandan, şu saate kadar türkiye’den, saldırıyla ilgili, beyanatlar dışında bir tepki gelmemiş olmasını açıklamak için, referandum telaşı yeterli gelmiyor bana.
türkiye muhalefeti uzun bir süredir vicdan ve kınama siyasetinin adeta esiri. belki örgütlü bireyler değil ama geniş bir kesim için olgular, olaylar siyasal ve toplumsal sonuçlarından bağımsız olarak, kimin vicdanının neyi kaldırdığıyla ilintili olarak ele alınıyor. vicdanlar da kolaylıkla bilgi kirliliğiyle yönlendirilebiliyor. o yüzden örneğin, yemen’de bir yılı aşkın bir zamandır abd ve suudi saldırıları yüzünden, açlıktan ölen bebek ve çocukların etkilemediği vicdanlar suriye’den gelen çocuk fotoğrafları karşısında infiale kapılıyor. işin aslını öğrenme, kendisine sunulan bilgiler karşısında şüphe duyma ihtiyacı hissetmiyor. örneğin esad, elinin güçlendiği bir dönemde bir kimyasal saldırı yapma gereğini neden duysun diye sormuyor. bm’nin, 2014’te, suriye’nin elindeki kimyasal silahların imha edildiğine tanıklığını hatırlamak istemiyor. yaralılara açık elle müdahale edilme görüntülerinin sarin gazı kullanılmış olması ihtimalini yalanladığı üzerinde durmuyor. suriye hükümetinin, nursa cephesi’nin kimyasal silah ürettiği depoyu vurduğunu açıklamasını dikkate almıyor. "sizde vicdan yok mu"cuların bir kısmı, iktidarı destekledikleri için bilinçli olarak yapıyor bunu.
salih müslim’in amerika’nın sesi’nin kürtçe servisine verdiği bildirilen ve saldırıyı destekleyen açıklamasına dayanarak kürt hareketini de türkiye, suudi arabistan, katar ve israil’in yanına koyanların arasında müzmin kürt düşmanları var; gözleri ve kulakları kapalı olduğu için onlara söylenecek bir şey yok. bir de bölgeye ve siyasal tarihe aşina olup da bu açıklamayı keyif ve sevinçle kucaklayanlar da var. siyasi fikirlerden ziyade rekabetçi duygularla hareket ettiklerini düşünmesem onlara ulusal kurtuluş eksenli bir hareketin önceliklerinin merkezine sınıf mücadelesini koyan hareketlerden farklı olabileceğini söylerdim. süren bir savaşın içinde olmanın sonuçlarından bahseder, örneğin nazizm’i yenen kızıl ordu’nun başkomutanı josef stalin’in genel sekreteri olduğu sbkp’nin yönetimindeki sovyetler birliği’nin abd ile ittifak yaptığını hatırlatırdım. ama bu açıklamayla ilgili ayrıntılar ve kürt hareketinin tavrı belirginleşmeden yorum yapmamak daha doğru bence.
abd’nin bu saldırısı, ırak işgaline benzer bir senaryoyla başladı, aynı şekilde devam edip etmeyeceği henüz belli değil. ancak türkiye’nin saldırı karşısındaki tutumu bizim konuyla ilgili sorumluluğumuzu arttırıyor ki zaten suriye epeydir türkiye’nin iç meselelerinden biri haline geldi, getirildi. bu konuda, ne kadar sağlam bir duruşu ifade ederse etsin açıklamalarla yetinemeyiz, harekete geçmemiz de gerekir. referandum’a bir hafta kalmışken, suudi arabistan, israil ve abd ile kol kola suriye’yi bombalamaya koşanlara karşı yükselecek "hayır"ın suriye halkları için de hayırlı olacağını hatırlatmak iyi olmaz mı?