Pelin Cengiz
Sermaye kazanıyor, doğa kaybediyor: Çanakkale’den sonra Balıkesir de madenci talanı altında
Türkiye’de altın madencilerinin doğanın altını üstüne getirmek için gözünü diktiği şehirlerin başında Çanakkale geliyor.
“Kazdağları’nda Alamos Gold gitti, bıraktığı boşluğu ‘yerli ve milli’ holdingler doldurdu” başlıklı son yazıda Çanakkale ve bölgesinde süregelen ve yapılmak istenen altın madenciliği projelerini ele almıştık.
Ancak, bölgedeki metalik madencilik baskısı Çanakkale ile sınırlı değil. Hemen yanı başındaki Balıkesir de aynı sermaye baskısı altında. Balıkesir bölgesinde yoğunlaşan madencilik faaliyetleriyle ilgili çalışma yapan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, hangi ilçede hangi maden şirketlerinin faaliyette olduğunu tek tek listeledi.
Balıkesir’in hemen hemen neredeyse tüm ilçeleri metalik madencilik kıskacı altında.
Toplam 20 ilçeye sahip Balıkesir’in 11 ilçesinde 30’un üzerinde madencilik faaliyeti gerçekleştiriliyor. İşletme aşamasına geçen veya projelerini sunanların dışında sayısı bilinmeyen onlarca sondaj yapıldığı tahmin edilirken, metalik madencilik faaliyetlerine feldspat ve taş ocakları da eklenince bölgedeki çevre sorunları giderek çetrefilli bir hal alıyor.
Çanakkale’nin yanı sıra Balıkesir’deki çok çeşitli çevre sorunları için örgütlü ve sistematik mücadele için bölgedeki odalar ve sivil toplum örgütleri arasında düzenli bir ilişki ağının kurulması ve bu ilişki ağının güçlendirilmesi gerekli.
Çanakkale’nin ardından Balıkesir’deki tablonun son durumunu da yine Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan’ın yardımlarıyla ortaya koyduk.
METALİK MADENCİLİK
Biga Yarımadası’nın yüzde 79’u metalik madencilik ruhsatları ile kaplanmış durumda. Tahmin edileceği üzere bunun en başında altın, gümüş, bakır, kurşun, çinko madenleri yer alıyor.
Ruhsat bulunan en yaygın ilçeler ise Balya, Havran, İvrindi, Sındırgı, Dursunbey, Ayvalık, Burhaniye olarak tespit edilmiş durumda. Yıllar önce Balya’da yürütülen ve sonra terkedilen simli kurşun madeninin atıkları hala ciddi bir sorun iken sürekli yenileri ekleniyor.
DEVAM EDEN METALİK MADENCİLİK PROJELERİ
İvrindi-Burhaniye yakınlarındaki Nurol Holding bünyesinde faaliyet gösteren TÜMAD Madencilik’in İvrindi Altın Gümüş Madeni 2017’den bu yana faaliyetlerini sürdürüyor ve proje alanı sürekli büyüyor.
Ayvalık’ta Karaayıt Köyü’nde Madra Barajı’nın hemen yanında Bilfer Madencilik ve Turizm AŞ şirketinin Bilfer Kurşun Madeni projesi, bir yandan kapasite artırmaya devam ederken, diğer yandan kazalarla da ciddi çevre sorunları yaratmayı sürdürüyor.
İvrindi’de Nesko Madencilik tarafından bakır, çinko, demir madeni işletiliyor.
Dursunbey’de 3S Madencilik Seramik AŞ tarafından altın-gümüş madeni işletiliyor.
Sındırgı’da Çaygören Barajı yakınında Zenit Madencilik tarafından Kızıltepe Altın ve Gümüş Madeni işletiliyor.
Eczacıbaşı Holding bünyesinde yer alan Esan Madencilik tarafından Balya’da kurşun ve çinko madeni işletiliyor.
Balya’da Orhanlar Köyü'nde yakın zaman önce Bahar Madencilik tarafından altın madeni sondajları yürütüldü ve kuvars için “ÇED Gerekli Değildir” kararı alındı.
TAMAMLANMIŞ ANCAK REHABİLİTE EDİLMEMİŞ PROJELER
Balıkesir kenti ve çevresinde Havran-Tepeoba’da Özdoğu Madencilik tarafından işletilen ancak beyan edilen süreden önce rezerv bittiği gerekçesiyle rehabilite edilmeden terkedilen bir molibden madeni bulunuyor. Rehabilitasyon konusunda hiçbir kurum sorumluluk alarak herhangi bir çalışma yürütmüyor.
HENÜZ BAŞLAMAMIŞ OLAN PROJELER
Havran Büyükşapçı Köyü yakınlarında aynı zamanda Fatsa’daki Altıntepe Altın Madeni’nin de sahibi olan Bahar Madencilik altın madeni için ÇED sürecini tamamladı. Proje için 21 Temmuz 2022 tarihinde “ÇED Nihai Oldu” kararı verildi. Çevreciler yakın bir zamanda proje için “ÇED Olumlu” kararının verilmesini bekliyor. Bu proje için karardan itibaren 30 iş günü içinde dava açılması planlanıyor.
İvrindi-Karesi’de Park Holding’e bağlı CVK Madencilik Sarıalan, Gökçeyazı köyleri yakınlarında altın madeni projesinin ÇED süreci tamamlandı, karar Balıkesir Mimarlar Odası tarafından dava edildi, dava kaybedildi ancak davayla ilgili Danıştay’a itiraz edildi. Şirket daha sonra projeye zenginleştirme tesisi ekleyerek, yeni bir ÇED süreci başlattı ve bu dosya için 5 Eylül 2022 tarihinde “ÇED Olumlu” kararı verildi. Bu karara karşı da dava açıldı.
Listeden de görüldüğü üzere Çanakkale’nin ardından Marmara Bölgesi’nde altın başta olmak üzere metalik madenciliğin en aktif şekilde sürdürüldüğü kent olarak Balıkesir geliyor. Ancak, bölgenin çevresel sorunları sadece madencilik projeleriyle sınırlı değil. Enerji projelerinden altyapı projelerine kadar pek çok faaliyet alanıyla bölgenin doğası tehdit altında.
Yeri gelmişken biraz da madencilik dışı diğer sorunlu alanlara değinelim.
AKÇAY SAZLIĞI VE SULAK ALANI
Bölgenin çok önemli bir değeri olan Akçay Sulak Alanı’nı yok eden çeşitli projeler var. Bunlardan biri Edremit Tarım Organize Sanayi Projesi, diğeri de Edremit Belediyesi tarafından verilen konut ruhsatları. Çevreciler her ikisi için de mücadele veriyor, açılan davalar sürüyor.
Enginkent Konut Projesi için yürütmeyi durdurma kararı verildi, çevreciler alanın bir kısmını korumaya aldırdı. Tamamının korunması ve alanın kuş cenneti-tabiat parkı olarak düzenlenmesi için yoğun mücadele veriliyor.
Çevrecilerin bölgenin korunmasına dair temel talepleri, sulak alan yakınlarındaki Edremit ve Burhaniye belediyelerinin alanı imara açmaması, uygun olmayan ruhsatları iptal etmeleri, Edremit Belediyesi’nin de içinde olduğu Edremit Tarım Organize Sanayi projesinden vazgeçilmesi, alanın tamamının koruma altına alınması ve tabiat parkı olarak düzenlenmesi için ilgili Bakanlıklar nezdinde destek sağlanması…
KÖRFEZ’DEKİ KANALİZASYON VE ARITMA TESİSLERİ
Edremit bölgesindeki kanalizasyon ve arıtma tesisleri yetersiz. Maalesef Marmara Denizi’nin en büyük sorunlarından biri bu yetersiz altyapı meselesi. Son yıllarda giderek artan müsilaj tehdidinin, dere ve deniz kirliliğinin ana kaynağı bu, atık için dereler ve deniz, alıcı ortam olarak kullanılıyor.
ZEYTİNLİKLER ÜZERİNDE TEHDİT
Kentteki yerleşim baskısı nedeniyle kırsalın ve zeytinliklerin yok olma tehdidi çok büyük. Bölgenin temel geçim kaynaklarının başında zeytin geliyor. Ancak, zeytinlikler giderek bir iktidar alışkanlığı haline gelen biçimde enerji ve maden projelerine açılmak isteniyor. Zeytin Yasası sürekli değiştirilmek isteniyor. Bu talep hiç bitmeyecek gibi göründüğü için zeytinliklerin korunmasına yönelik yasal değişiklik önerilerine karşı güçlü bir muhalefetin örülmesi gerekiyor.