Aysuda Kölemen
Sevgililer gününüz kutlu olmasın
Tabii ki Sevgililer Günü tamamen görmezden gelinebilir. Biz kutlamıyoruz zaten de denilebilir. Ama her yandan bize saldıran bir reklam ve satış bombardımanına karşı susmak ne kadar doğru bilmiyorum. Aşkı harcıyorlar, Matmazel. Sevgiyi parıldayan taşlarla, pahalı çiçeklerle, kalpli, kırmızı hediyelerle ucuzlaştırıyorlar. Kanmayın.
Demokrasi ve kadın eşitliği yokken aşk nadir bir imtiyazdı. Ailenizin seçtiği biriyle soy devam ettirmek, çocuk yapmak, mal birleştirmek için evlenir ve yaşardınız. Feminizm ve demokrasi aşkı şiir ve efsanelerden alıp, kitlelere taşıdı. Ahlaksızların yıkımı olarak görülen, utanılan, bastırılan bir duyguyu, ilişkilerin temeli yaptı. Onu özgür bıraktı. Artık insanlar kendilerine en uygun eşleri seçmeye başladı. Kadınlar erkeklere eğitimde eşitlenince, ilişkiler güzellik ve paradan temelinden kayıp, akıl ve ülkü birliğine dönüşmeye başladı. İlk seferde olmazsa 2. seferde veya sonrasında. Deneme ve hata yapma özgürlüğü bizi aşka yaklaştırdı. Aşk altın devrini yaşayacakken, kapitalizm "hani bana, hani bana" dedi ve aşkı paraya dönüştürmek, satılabilir hale getirmek için paketlemeye başladı.
Ancak aşkı pırlantalara, çiçeklere, Holywood filmlerinden öğrendiğimiz ve zevk alıp almadığımız meçhul kalıplara uydurulmuş akşam yemeklerine sığdıramazsınız ki. Bir tatmin yaşarsınız elbet. Özellikle ele güne karşı görünen, gösterilebilen hediyelerin, kutlamaların „kimseden geri kalmamak" tatminidir bu. Aşkla bir ilgisi var mıdır? Tam tersine, başkalarına göstermeye çalışıldıkça sahteleşir ilişkiler. Aşkı aşk yapan şeyler pazarlanamaz olduğundan dolayı, aşk yerine, „şeyler" ile özel günler ve yapay deneyimler satıyorlar. Aşk şeylerde değil, iki insan arasında yaşar. Sevgiliye verilecek gerçek hediyeler zamanınız, ilginiz, anlayışınız, güveniniz, desteğiniz, emeğiniz olabilir. Bunları birbirine veren çiftlerin, hediyeler de almasında sorun yok elbet. Ama hediyeleri bunların yerine koymaya çalışan bir düzen var.
İstiyorsanız bir sevgiliniz olur dilerim, günün bütün yorgunluğunu ve bıkkınlığını bırakmak için kollarına koştuğunuz, sesini duyunca rahatladığınız. Sizi kıskanmayan, size güvenen, sizin güvendiğiniz bir sevgili. Dediklerinizi dinleyen, çok özel olduğunuzu size her gün hissettiren, sözlü, fiziksel ya da psikolojik şiddet kullanmayan, arkadaşlarınızı ve ailenizi aşağılamayan, ilgi alanlarınızla dalga geçmeyen, bedeniniz hakkında kırıcı şeyler söylemeyen, sevgisini kırk çeşit şarta bağlamayan, beraber gülüp eğlenebildiğiniz, dünyaya aynı pencereden bakıp, aynı temel değerleri paylaştığınız bir sevgili... Toplum sevgilinizin dilini, dinini, sınıfını, cinsiyetini sorgulamayi birakir dilerim. Dilerim sevgiliniz bulaşığı da yıkar, yemeği de yapar, çamaşırı da yıkar, varsa çocuğunuza da bakar, sizinle çalışır, sizinle yorulur, sizinle paylaşır her şeyi. Dilerim sevgiliniz yükünü de içine atmaz, size anlatır, siz de dinler, çözemeseniz de sarılırsınız, sırf paylaşmanın bile yükü hafiflettiğini bilerek. Kendi çocuğu olmayan çocuğunuzu bağrına basar.
Dilerim bazen, ortada hiçbir neden yokken, sırf sizi gördüğü için gözleri parıldayan, yüzüne gülümseme yayılan bir sevgiliniz olur. Sizi kırdığında üzülüp, özür dileyen, bir daha kırmamak için çaba gösteren; kavga ettiğinizde küsmeyen, çekip gitmeyen, hayatı zehir etmeyen, ilişkiniz dara girdiğinde aşacağınıza inanan, aşmak için uğraşan, aşamazsanız da, boğaz boğaza gelmeden ayrılabileceğiniz ve birbirinizi gördüğünüzde kalbiniz kırık bile olsa, nefret etmeyeceğiniz bir sevgiliniz olur. Ama bunların sevgililer günüyle ne ilgisi var? Yok işte. Şatafatlı evlilik tekliflerinin, sosyal medyadan paylaşılan görkemli hediyelerin de ilgisi olmadığı gibi. Umarım gözlerinin harelerini ezberlemeye çalıştığınız bir sevgiliniz olur. Sizi olduğunuz gibi kabullenen, değiştirmeye çalışmayan, yaralarınızı açabildiğiniz bir sevgiliniz. İyi sevgililer yaraları iyileştirmez ama yaraların acısını katlanılır hale getirebilirler.
Aşık olma hakkı kolay kazanılmadı ve Türkiye'de hala kitlelere ulaşmadı. Sevgilisi vardı bahanesiyle öldürülen gencecik kızların ülkesi burası hala. Aşk siyasi ve demokratik bir haktır. Eşya değildir. Size bir sürü çalışma gösterebilirim en mutlu çiftlerin aslında evde iş bölümü konusunda en iyi anlaşan çiftlerden çıktığını, en güzel sevgililer günü hediyeleri gönderenlerden değil. Çocuk bezi değiştirmeyen, zor, parasız günümüzde yanımızda durmayan, seçimlerinize saygı göstermeyen, gün sonunda omzunda huzur bulunmayan sevgilinin vereceği çiçek de, pırlanta da, „romantik yemek" de kalsın, istemem. Yalnızlık yeğdir. Sevgililer gününüz kutlu olmasın. Aşık olma, mutlu olma hakkınızı koruyun. Bütün reklamlardan, sosyal baskılardan, devletten, ailenizden, en çok da size hak ettiğiniz değeri vermeyen sevgililerden koruyun. İnanın aşka. Aşk mümkündür. Mutlu aşk mümkündür, 14 Şubatlara rağmen.