Hafta içi oynanan Helsinki maçı ile Fenerbahçe’de gündem bir anda ‘gençler’ oluverdi… Sonradan oyuna giren Muhammed ile Arda’nın oyuna katkıları, Muhammed’in golü, sahaya getirdikleri hava, ‘Gençlere güveni ve yatırımı arttırmak lazım’ düşüncesini ateşledi…
Ateşlemesine ateşledi de acaba bu ne kadar uygulanabilirdi? Antalyaspor karşısında sürpriz bir isim onbirde yer alabilir miydi?
Yine aynı maçın tartışılan ismi Mesut onbirde yer alacak mıydı?
Ve yeni transfer Kim nasıl bir performans sergileyecekti…
Bir de sakatlıklar nedeniyle zorlanılan forvet mevkisinde Perreira bu kez kime forma verecekti…
Bu sorular karşılaşma öncesi akıllardaki bilinmeyenlerdi…
Rakip Antalyaspor’un kuşkusuz en büyük kozu ise takımı, Saraçoğlu’nun atmosferini en iyi bilen isimlerden biri olan teknik direktör Ersun Yanal’dı…
Onbir açıklandığında bazı sorular cevabını buluverdi. Çoğunlukla ortak kanı ‘Pereira isme bakmadan oynayana formayı vermiş’ şeklindeydi. Eğer formayı alanlar aynı performansı sürdürürse bundan Pereira büyük puan toplar, Fenerbahçe de uzun vade kazançlı çıkar’ düşüncesi ağırlıktaydı. Tek soru işareti, eksiklerden ötürü elde kalan tek forvet olarak Samatta’ydı!
Mesut’un yedek soyundurulması gibi radikal bir karara imza atmıştı Portekizli teknik adam…
Çok daha hızlı başladı Sarı Lacivertliler… İlk yarı bitişinde en göze çarpan farklılık, takımın geçmişe oranla çok daha fazla top kazanmasıydı.
Koşan, pres yapan anlayış tribünlerin de hoşuna gitmişti.
Ama sıkıntı aylardır dile getirilen noktada kendini gösteriyordu: İş bitirici bir golcü…
Aklıma Helsinki maçı sonrası kendisine ‘Sorloth’ çağrısı yapan taraftara ‘Susar mısın lütfen’ deyip bunu terbiyesizlik olarak nitelendiren Başkan Ali Koç geldi. Ekonomik katkıları nedeniyle kupasız geçen 3 yıl boyunca susan taraftara bu yaklaşım oldukça ilginç geliyor insanın gözüne…
60’ların ortalarında Pereira sahaya dokunuşlara başladı. Düzen bir anda değişti. Sosa yoktu, Mesut sahadaydı, Valencia gol için gelmişti, Szalai sol kanattaydı…
Sarı Lacivertliler herşeyi deniyor, üst üste yokluyor, korner üzerine korner kazanıyordu…Kadıköy’ün beklediği gol sonlara doğru Zajc’la geldi. Gol öncesi Samatta orta için kaçarken Arda’nın sahasına yönelip Antalyalıları peşinde sürüklemesi gecenin akıl dolu anıydı…
Tartışmalarla gelen 2. gol ise gecenin çok konuşulacak finali oldu…
Galibiyet kanımca sahada her türlü değişimi deneyen Vitor Pereira’ya yazar… Bir de nefesi bitme noktasına gelen Szalai’ye…
Mesut derseniz… Neyse…
Merak edilen Kim ise… İlk maç itibarıyla güven vericiydi. Gelişi en çok Szalai’yi rahatlatmış gözüktü. Eğer üçlü savunmada ısrar edilecekse, iyi bir seçim denebilir…
