Ragıp Duran
Söylemin nezaketine ve tiynetine bakın!
TARİHE UTANÇ DİYE GEÇECEK İKİ ADAM
Başlığının altında
‘Her şey bittiğinde düşmanlarımızın yaptığı değil sizin sessizliğiniz hatırlanacak’
spotu var. Fotografta eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu mevcut.
‘İslamcı eziklerin, AKP’li fırıldakların, Asuman’ların, Siyaset hırsızlarının’
FİKİR KEVAŞELERİNE BENZEME SORUNU
Başlığı altında Karar gazetesinden altı yazarın fotoğrafları var:
Mustafa Karaalioğlu, Mehmet Ocaktan, EtyenMahçupyan, Yusuf Ziya Cömert, Prof. Mensur Akgün ve Hakan Albayrak. Asuman’ı çıkaramadım!
Bir başka manşet:
BU KİBİR SENİ BİTİRDİ ZANGOÇ KILIKLI FİLOZOF!
AltındaYeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan’ın bir fotoğrafı var. Yanında da Bakan Çağatay Kılıç.
Anadolu Ajansı eski Genel Müdürü Kemal Öztürk’ün fotoğrafının altbaşlığı şöyle:
KOLTUK YOKSA ‘EVET’İ SİZE HARAM EDERİM
Bir başka üst başlık:
Müstemleke kafalı fırıldaklar
UŞAKLIĞI ABARTTILAR
Başlığı altında Mehmet Ocaktan ile Kabataşlı Elif Çakır’ın fotoğraflarına yer verilmiş.
Bunları bir internet sitesinde gördüm. İlk başta iktidar karşıtı bir site sanıyorsunuz. Sitenin sahibi ve yöneticilerini açıklayan bir künye yok. Biraz ‘Sözcü’, biraz ‘OdaTv’ uslubunda çoğu zaman hakarethamis saldırılar var adı geçen kişilere. Sitede övgü alan yazarlar da var: Haşmet Babaoğlu, Hilal Kaplan, Cem Küçük, Salih Tuna…
Kendi çaplarında mizah da yapmışlar: Mesela Abdullah Gül’e ‘Gülizabeth’ diyorlar. Bülent Arınç ise ‘Manisalı Lawrence’!
Bu sitenin saldırı yelpazesi çok geniş: Gül ve Davutoğlu’nun yanısıra, Karar gazetesi yazarlarından başka, Nevzat Çiçek, Çirkef Taşkoyan kod adlı Ahmet Taşgetiren, Yıldıray Oğur...vs… Bu arada salvolardan Soner Yaçın’la Aslı Aydıntaşbaş da hissesini almış. Onları da iktidara yakın kesimden görüyorlar anlaşılan.
İktidar partisi ve Saray içinde çatlaklar, kırılmalar, iç kapışmalar olduğunu biliyorduk. Beştepe kaynaklı ‘acaip ilişkiler’, ‘Fişi çektim’, ya da ‘Biz AKPli değiliz Reisçiyiz’ şeklinde ibareler dolaşıyordu etrafta. Bu doğal bir gelişme. Hele iktidar zayıfladıkça, pot kırdıkça, sorunları çözemedikçe, çuvalladıkça, yukarıdakiler birbirlerini suçlamaya ağırlık verecek. Sonra gemiyi yavaş yavaş ya da çok hızlı bir şekilde terkedecekler…
Ne var ki, ben Maocu ekolden geldiğim için, bizim eskiden ‘Halk içindeki çelişkiler’ dediğimiz ihtilafların bu denli saldırgan bir uslupla ele alındığını görmemiştim. Bu da doğal. Çünkü söz konusu olan ‘Halk içindeki çelişki’ filan değil, düpedüz iktidar içi çelişkiler, çıkar çatışması. Yani biz uzaktan baktığımızda, kolayca ‘Yiyin birbirinizi’ diyebileceğimiz kıvamda bir ihtilaf dizisi.
Ayrıntılara girince anlıyoruz ki, mesele basit bir Erdoğan-Gül ya da Erdoğan-Davutoğlu anlaşmazlığı değil. Eleştiriye tahammülü olmayan mutlak iktidarperverlerle hafif farklı düşünenlerin bir çatışması sanki.
Çatışmanın şiddeti, benimsenen usluptan anlıyoruz ki, pek yoğun ve derin. Bu durum aslında, o kesimde, sona yaklaşıldığının açık bir işareti. Baksanıza, ‘Her şey bittiğinde…’ gibi bir ibare bile kullanıyorlar.
Saray açısından en tehlikeli resmi düşman FETÖ. Çünkü eski müttefikleri. Ortak geçmişlerinin girdisini-çıktısını biliyorlar. Kirli işlerin bir kısmını 17-25 Aralık’ta ortaya dökmüşlerdi.
Saray’ın en çok çekindiği ikinci bir kesim de, işte bu internet sitesinin mağdurları. Çünkü onlar da daha yakın zamana kadar iktidarın bir parçası idiler. Yani kendi içlerinden çıktılar. Dolayısıyla eski dönemin suç ortakları, bugün ise eski suçları teşhir edebilecek bir grup konumunda.
‘Tek Adamlığın sonu Yalnız Adamlıktır’ ilkesi herhalde bunlar için de geçerli olacak. Çünkü bunlar herkesten yüzde 100 biat istiyor ve en küçük hatta fuzuli bir tafsilatta bile herkesin kendileri gibi düşünmelerini ve tavır takınmalarını talep ediyor. Öyle davranmayanları mitralyöz ateşine tutuyorlar. Böyle giderse, bir gün cenk sahsında tek başına kalacaklar.
Tek Adam uzunca bir zamandır kendi içindetutarlı olmayı terketti. Bir gün söylediğini ertesi gün tekzip ediyor. Bir gün arslan gibi kükrüyor, ertesi gün aynı muhatabı karşısında süt dökmüş kedi…Dolayısıyla yüzde yüz biatçıların işi de zor.
Bir de bunlar terbiyesiz. Bu da doğal. İktidar söylemi, tepeden bakan, küstah bir söylem olur genellikle. Hele bizim buralarda.
Yakın bir zamana kadar aynı gazetede çalışan, aynı iktidara/partiye/ideale hizmet eden insanlar bugün eski arkadaşlarına ‘Kevaşe’, ‘Fırıldak’, ‘Zangoç’, ‘İslamcı Ezik’, ‘Gevşek ağızlı terbiyesiz’, ‘Çirkef’, ‘Uşak’…diye hakaret ediyor. Eski Cumhurbaşkanı,Gülizabeth, ‘Parti’nin ağabeyisi, vicdanı’ Bülent Arınç, ‘Lawrence’oluyor.
Bir-iki küçük çıkış dışında, hakaret ve saldırıyauğrayan kesimin tepkilerine pek rastlayamadım. Onlar şimdilik ya alttan alıyor ya da bu saldırıları kaale almıyor. Doğru tutum… Ayrıca, açıktan kavga, her iki kesimin ortaklaşa savunduğu değerlere/politikalara zarar verir, diye düşünüyorlardır belki de. Ancak, bugün hakarete uğrayanlar yarın iktidara ortak olursa, bu saldırganların burunlarından fitil fitil getireceklerinden eminim. Tabi, dünün saldırganları hala insan içine çıkabilecek durumda iseler… Mesele artık ufak tefek ayrıntılar boyutunu çoktan aşmış durumda.
Baksanıza açık açık ‘düşmanlarımız’ diyorlar.
Geçmişte ve normal koşullarda bir araya gelmesi sözkonusu olmayan HDPlilerle MHP tabanı, anti-Kemalist solcularla CHPliler, liberallerle demokrat Müslümanlar HAYIR cephesinde çok hoş ve uyumlu bir şekilde bir araya gelip, renkli, yaratıcı, eğlendirici bir kampanya yaptı.Thankyou Erdoğan! Saray, ilk başta bu cephenin bu kadar farklı unsurlardan oluşmasını fırsat bilerek, bloğu parçalayabileceğine inanmıştı, HAYIR cephesine fitne sokabileceğini sanıyordu. Denediler, olmadı. Mesela HAYIR cenahında ‘Gizli Evetçiler’ diye bir kavram bile yok. EVETcephesine bakıyoruz, o oooo…’Gizli Hayırcı’lardan geçilmiyor.
HAYIR’ın önemli kozlarından biri de bu!