Ayşe Yıldırım
Söz konusu Kürtlerse mesafe teferruattır!
12 Eylül’de Diyarbakır Kulp ilçesinin Ağaçkorur köyü mevkisinde odun toplamaya giden köylülerin bulunduğu araç yola döşenildiği iddia edilen bir patlayıcı nedeniyle şarampole yuvarlandı. 7 köylü yaşamını yitirdi, 10 köylü yaralandı.
Vallik ve hükümet yetkilileri "PKK’nın yola döşediği mayın sonucu…" dedi, "terörü lanetledi"…
Peki sonrasında ne oldu?
Hedef hazırdı; HDP…
Kulp Belediyesi Fen İşleri Müdürü Şener Akteş ve HDP Kulp İlçe Eşbaşkanı Abidin Karaman gözaltına alındı.
Gerekçe Saray beslemesi "medyadan" geldi tabii. Patlamadan HDP’yi sorumlu tutuyorlardı. "Patlama öncesi belediyeye ait bir araç olay yerinde görüldü" diyorlardı. Ve bunu da fotoğraflarla ‘destekliyorlardı’!. Tabii buraya sadece Saray medyasını değil, muhalif olduğunu iddia eden ama söz konusu Kürtler olunca içindeki ‘kurt’a engel olamayan gazetecileri de eklemek gerekir.
Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, asıl haberi verdi:
"Orada gerek HDP ilçe başkanı gerekse belediye fen işleri ilk etapta bunlar alındı. Bu süreç içerisinde daha başkaları da alınacaktır diye düşünüyorum."
Nitekim öyle de oldu.
Kulp Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Fatih Taş ve belediye eşbaşkan adaylığı YSK tarafından rededilen Mehmet Emin Ay gözaltına alındı.
Kayyımın taşları döşeniyordu…
Besleme Yenişafak manşetini attı: "Saldırıyı HDP yaptı"
Haberin spotu da tam bir yargısız infazdı:
"Soruşturmada tüm izler HDP’ye çıktı. Belediye araçlarının saldırıdan önce bölgede çalıştığı tespit edilince HDP’li iki belediye eş başkanı, ilçe başkanı ve fen işleri müdürü gözaltına alındı."
Bu İfadeleri o kadar kesindi ki AKP’li milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nu bile isyan ettirecek cinstendi.
Son olarak Belediye Eşbaşkanı Fatma Ay da gözaltına alındı.
Artık her şey tamamdı; Kulp Belediyesi’ne kayyım atanabilirdi ve atandı.
Hadi gelin bir de 7 kişinin öldüğü saldırı nedeniyle HDP’li belediyeyi suçluymuş gibi gösteren iddiaların ardına bakalım. Bakalım gerçekler iddia edildiği gibimiymiş?
Köylülerin yaşamını yitirdiği patlama Ağaçkorur köyü civarında meydana gelmişti. Olayı HDP ile ilişkilendirmek isteyenlerin ‘kanıt’ diye paylaştıkları fotoğraf nerede çekilmişti? Karaorman mahallesinde. İki yer birbiriyle zıt yönlerdeydi aslında. Aralarındaki mesafe 41.7 kilometre. Üstelik "belediye araçları olay öncesi o çevredeydi" denilerek paylaşılan fotoğrafları Kulp Belediyesi hem internet sayfasından hem de sosyal medya hesabından "Karaorman mahallesindeki yol yapım çalışmalarının tamamlandığını" bildirmek için kendisi duyurmuştu.
Ama söz konusu HDP ve Kürtler olunca kimin umurunda, değil mi?
Bir başka önemli ayrıntı daha var ki bunu da ne devlet yetkilileri ne valilik dile getirme gereği bile duymadı.
7 Haziran 1 Kasım seçimleri arasında yaşanan kanlı sürecin ardından DBP’li belediyeler kıskaca alınmıştı, sadece müfettişler eliyle değil üstelik. DBP’li belediyeler günlük çalışma raporlarını -ki hangi iş makinesinde kimin çalışacağını TC vatandaşlık no’suna kadar yetkili makamlara bildirmek zorundaydı. Bu uygulama bugün de geçerli. Yani HDP’li Kulp Belediyesi nerede ne çalışma yapacağını önceden yetkililere bildiriyordu.
Nitekim Kulp Belediyesi Eşbaşkanı Fatma Ay da tutuklanmadan önce bunu açıklamıştı.
Yapılan tüm çalışmaların önceden asker ve polise haber verildiğini, çalışmaların onların kontrolü ve gözetiminde yapıldığını, üstelik belediye araçlarında GPS yani takip sisteminin takılı olduğunu söylemişti.
Saldırıyı HDP’ye yıkmak isteyenlerin ortaya attığı bir iddia da "saldırının yaşandığı yere yakın belediyeye ait bir kepçe bulunmuştu"!
Peki bu doğru muydu?
Elbette hayır. Ay, söz konusu kepçenin aslında başka bir mezrada bulunduğunu, saldırının olduğu civara gönderilmediğini, üstelik kepçenin tekerleğinin olaydan iki gün önce patladığını da söyledi.
Yani belediyeye ait araçların ne zaman nerede olduğu, aracı kimin kullandığı, hatta yeri ve saatine kadar her şey devlet yetkililerinin elindeydi.
Fatma Ay bütün bunları söyledi. Söyledi ama fark eder mi?
Dedim ya patlamanın yaşandığı yer olan Ağaçkorur ile belediyenin iş makinelerinin çalıştığı yer olan Karaorman Köyü arası 47.1 kilometre. Araç ile 56 dakikada gidilen bir mesafe yani.
Ama söz konusu HDP ve Kürtler olunca mesafelerin ne önemi var değil mi?
Belgeymiş, delilmiş, olay yeri araştırmasıymış… Bütün bunlar hukuk devletlerinde olur zaten...