Enver Topaloğlu

Enver Topaloğlu

Turgut Uyar’ın ‘Toplandılar 70 -73 Notları’ elli yaşında - 1

İkinciyeni şiir akımının kurucu ve öncü şairlerinden Turgut Uyar’ın, 1974 yılında Cem yayınlarından çıkan “Toplandılar” isimli çalışması da elli yaşına ulaşan kitaplardan. “Toplandılar”, Uyar’ın yedinci kitabı ve ilk baskısında elli iki şiir bulunuyor.

Modern Türkçe şiirin yüz yılı aşan tarihinde, takvim yaprakları 2024’ü göstermeye başlayınca, elli yaşına ulaşan kitaplardan biri de Turgut Uyar’ın “Toplandılar”ı oldu.

“70-73 Notları” alt başlığıyla 1974’te Cem yayınlarından çıkan kitabın ilk baskısında elli iki şiir bulunuyor. Kapak tasarımı, Edip Cansever’in “Sonrası Kalır”ında olduğu gibi Sait Maden’e ait.

“Toplandılar” Uyar’ın yedinci kitabı. Şairin daha önce yayımlanan kitaplarıysa “Arz-ı Hal” (1950), “Türkiyem” (1952), “Dünyanın En Güzel Arabistanı” (1959), “Tütünler Islak” (1962), “Her Pazartesi 62 -67 Notları” (1968) ve “Divan” (1970).

Turgut Uyar denildiğinde ezberimizde olanlardan ilk akla gelenleri sıralasak muhtemelen şöyle bir liste çıkar: Ataç zarını onun için atmıştır. İkinciyeninin kurucu ve öncü şairlerinden biridir. Bir şiirin ortasını yazmıştır… “Bahisleri Yükseltmek” vb… Ama, aslında “Bahisleri Yükseltmek”ten önce gelen “kendini yeniden icat etmek” terimi var. Çünkü Turgut Uyar şiirinin anahtar terimidir “icat etmek” ve “kendini yeniden icat etmek”. Ezberimizde olanlardan yaptığımız hızlı ve kısa listeye ilişkin açıklamaya gerek yok gibi. Ama “Bahisleri Yükseltmek” konusuna kısaca değinelim.

Uyar’ın şiirleriyle ilgili birçok inceleme, deneme, araştırma söz konusudur. Kitap oylumundaki ilk ve en erken çalışmaysa bilindiği kadarıyla Asım Bezirci’nin Edip Cansever, Hüseyin Cöntürk’ün Turgut Uyar’ın şiirlerini incelediği ve 1961’de de yayınlarından çıkan ortak kitaptır.

KAYNAK KİTAP

“Bahisleri Yükseltmek”se Uyar’ın şiirlerine değinen başka denemeleri de yayımlanan Orhan Koçak’ın “Turgut Uyar şiirinde kendini yaratma deneyimi”ni konu aldığı, bu sorunsalın enine boyuna izini sürdüğü, modern Türkçe şiirdeki etkisini araştırıp incelediği oylumlu bir yapıttır. Kitap kapsamı ve yöntemi bakımından da benzer çalışmalardan ayrılır. Yayımlanır yayımlanmaz Turgut Uyar’ın şiiri için önemli bir başucu kitabı olmuş, kaynak yapıt durumuna gelmiştir. Kitaba okurun ilgisini gösteren bir başka veri de kısa süre içinde ulaştığı baskı sayısıdır. “Bahisleri Yükseltmek” için kısaca Turgut Uyar şiirini okuma ve anlama kılavuzu denilebilir mi? Sadece o kadar mı? Biz de bahsi yükseltelim. “Bahisleri Yükseltmek” pekâlâ modern Türkçe şiiri okuma ve anlama kılavuzu, hatta şiiri okuma ve anlama kılavuzu olarak eşsiz bir kaynak da sayılabilir. Turgut Uyar denildiğinde Orhan Koçak’ın “Bahisleri Yükseltmek” adlı inceleme kitabının ilk aklımıza gelen yapıt olması neden hiç yadırgatıcı değil sorusu umarız karşılığını bulmuştur.

Listemizin diğer maddelerini tek tek değerlendirmeye girişmeyeceğiz. Uyar okurunun da, şiir okurunun da çözemeyeceği bir düğüm söz konusu değil. Ama listemizdeki “büyük bir şiirin ortasını yazdı” saptamasına da kısaca değinelim. Saptama Cemal Süreya’ya ait. “Turgut Uyar’ın Girişimi” başlıklı yazı 1966 tarihli. Süreya yazısına “Şöyle deyince daha çok yaklaşıyorum onun şiirine: Turgut Uyar özellikle son yıllarda büyük bir şiirin ortasını yazıyor. Büyük bir gövdedir onun şiiri ” değerlendirmesiyle başlıyor. Hüseyin Cöntürk’ün şu cümlelerini de aktaralım: “Uyar’ın bir özelliği ‘mısrağ şairi’ olmayışı, mısrağa karşı duruşudur. Fakat o ‘şiir şairi’ de değildir: Onun şiiri bir şiirle de bitmiyor. Onun şiiri bir kitapla da…” Cöntürk’ün imlasına sadık kalarak aktardığımız satırlarını ise 1961’de yayımlanan kitabındaki “Tek Şiirli Şair” başlıklı bölümden aldık.

KURUCU İKİNCİYENİCİLERİN ŞİİRİNDE TOPLUMSAL SORUNLAR

Altmışlı yılların sonuna doğru yetmişlerin başından itibaren İkinciyeninin kurucu şairlerinin şiirlerinde toplumsal sorunlar, güncel gelişmeler ve gerçekçilik ön plana çıkmaya başlar. Onların tavrını poetik bir dönüşümden çok toplumsal sorunları, güncel gelişmeleri, gerçekçiliği İkinciyeni perspektifinden şiire aktarmaya yönelik bir girişim olarak değerlendirebiliriz.

Doğrudur. İkinciyeni dalgası başından itibaren büyük bir dirençle karşılaşmıştır. Karşı çıkanların oluşturduğu cephe hayli geniş ve güçlü olmuştur. Çünkü modern Türkçe şiirde daha önce benzeri olmayan boyutta bir devrimci dalga söz konusudur. Zaman içinde dalganın hızını ve yüksekliğini kaybettiği söylenebilir. Öyle bir direnç ve baskıyla karşılanmışlardır ki İkinciyeninin kurucu şairleri bile İkinciyenici olduklarını kabul etmekten genellikle kaçınmışlardır. Bilhassa İkinciyeni dalgasının yükseldiği ilk dönemde yenilik için koşulların zebun, karşı çıkanlarınsa kavi olduğu söylenebilir. Öte yandan, İkinciyeni dalgasının öncü şairleri hiçbir zaman güncelden uzaklaşma ve toplumsaldan kopma yanlısı olmamıştır.

İddia edildiği gibi İkinciyeninin hiçbir döneminde şiiri, örneğin “kuş diline” dönüştürmemişlerdir. Böyle bir amaç da gütmemişlerdir. Birey oluşun, varoluşun önemine yönelik yaklaşımları kadar şiire bakış açıları, şiirin biçimsel sorunlarıyla ilgili düşünceleri, kısaca şiirin modernleşmesine yönelik hamleleri suçlama nedeni olmuştur. Kısaca eskiyle yeni, iktidarla iktidar karşıtlarının çatışması söz konusudur.

Şiirin aruz, hece, kafiye gibi sınırlayıcı, engelleyici, baskılayıcı kalıp ve kuralları İkinciyeniyle birlikte bir daha geri gelmemek üzere tarihe gömülmüştür. Netice ortada. Turgut Uyar’dan alıntıyla söyleyelim: “Tarihe gömülen koca koca atlar

Tarihe gömülür o kadar”…

Edip Cansever’in “Sonrası Kalır”ı gibi “Toplandılar” da 12 Mart öncesini ve sonrasını kapsayan ve şairin kalemini kamera gibi o yılların siyasal sosyal, koşullarına, güncel gelişmelerine yaklaştırdığı bir şiir toplamıdır. Aslında benzer girişimi daha önce deneyenler de vardır. Örneğin Ece Ayhan, “Devlet ve Tabiat”ta benzer bir yönelim içinde olmuştur. Ece Ayhan’ın o meşhur şiiri “Meçhul Öğrenci Anıtı”nın da yer aldığı kitabı, dönemin e yayınlarından 1973’te, “Sonrası Kalır”dan ve “Toplandılar”dan bir yıl önce yayımlanmıştır,

Ece Ayhan, Edip Cansever, Turgut Uyar ve Ülkü Tamer’in hemen hemen aynı zaman kesitinde yayımlanan kitaplarının odaklandığı sorunlar ve şiir yönelimleri gösteriyor ki İkinciyeni şiirinin öncü isimleri, aynı süreçte toplumda yükselen devrimci dalgaya da, halka karşı uygulanan baskıya da, şiddete de kayıtsız kalmamışlardır.

SOMUT KOŞULLARIN ŞİİRE YANSIMASI

Modern Türkçe şiirin tarihi cumhuriyet döneminin siyasal gelişmelerinin, toplumsal dönüşümlerinin, kültürel uğrakların da tarihi gibidir dersek eksik kalır. Çünkü modern Türkçe şiir, adeta cumhuriyet döneminin siyasi uygulamalarının tutanakçısı gibidir.

Örneğin “imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitle” idealine yaslanan rejimin ilk sınıfsal çıkışlarından biri olan İstanbul’daki taksicilerin grevini Nâzım Hikmet, “Sesini Kaybeden Şehir”le şiirin hafızasına aktarmıştır.

Şair, başyapıtı olan; sadece Nâzım Hikmet’in değil modern Türkçe şiirin de başyapıtı olarak kabul edilen; “Memleketimden İnsan Manzaraları”nda, biri hareket halinde diğeri daha sonra eski başkentten yeni başkente hareket edecek iki tren söz konusudur. Trenlerden ilkinde Anadolu halklarından tipler, ikincisinde cumhuriyet elitleri vardır. Özetle söyleyelim; şair kitabında cumhuriyetin kuruluş sürecinin siyasal, toplumsal yapısının, şiirin diliyle röntgenini çekmiştir. Somut koşulların hemen hemen her dönem şiiri birçok açıdan etkilediği söylenebilir.

Garip şiiri bir yönüyle de İkinci Dünya Savaşı’nın günlük yaşantıya yansımasının, topluma yayılan korkunun, kaygının, kısaca stresin de şiiridir. Sadece stresin değil elbette. Birçok açıdan hem bireysel, hem toplumsal yoksunluğun, kısıtlanmanın, azalmanın, sınırlanmanın da şiiridir. Garip’in yürürlükteki şiire karşı çıkmasını ve manifestosunda yer verdiği ilkeleri, şairlerin içinde bulundukları toplumsal, siyasal koşullardan soyutlayarak düşünüp anlamak mümkün mü?

Öyle ki İkinci Dünya Savaşı günlerinde yaşanan karartma gecelerinin dahi, Garip şiirinin, örneğin biçimsel buluşunda etkili olduğu düşünülebilir. Garip şiirinin hem içerik hem biçimsel tarzı olan “azaltma” tekniğini “biraz ötede” yaşanan savaşın buradakilerin düşüncesine, diline yansımış hali olarak da yorumlayabiliriz. Kısaca, Garip’in “azaltma” biçimi tesadüfen bulunmuş bir teknik değildir diyebiliriz. En azından öyle olup olmadığını merak edebiliriz.

ELLİ İKİ ŞİİR YÜZ KIRK DÖRT SAYFA

Turgut Uyar’ın, ön kapağında “Toplandılar” üst başlığının altında “70 -73 Notları” alt başlığı bulunan kitabı yüz kırk dört sayfa. İçinde elli iki şiir yer alıyor. Bölüm ya da bölümler yok. Hatırlatmış olalım; Edip Cansever’in “Sonrası Kalır”ında da yoktur.

“Toplandılar”da bir araya getirilen şiirlerden ilkinin başlığı “Kar Altında, Evde”. Diğer şiirlerin başlığını da paylaşalım. “İlkin”, “Kim Çağırıyor Maviyi”, “Kalmak İçin Bir Yazı”, “Bir Yılın En Soğuk Akşamında Aşk Övgüsü”, “Hadi İzmir'e”, “Kar Sesi”, “Sözcük”, “Kazı”, “Kavşakta”, “Denize Önsöz”, “Güverteden Biri”, “Şehirden Biri”, “Acının Tarihi”, “Acının Coğrafyası”, “Vaktin Çağrısı”, “Anlatı”, “Sunak”, “Bazilika”, “Karşılıklı Çekilmişti Duvarlar”, “Hayri Bey”, “Bir Amcanın ve Onun Karısının Ölümüne Ağıt”, “52 Hane”, “Yanık Tarlalar’a”, “Yaz Yadırgaması”, “Kıştan Kalan Soğukluk”, “Pazarlıksız”, “Ölüm Yıkanması”, “Şaşıyorum Gözyaşına”, “Açlık Çoğunluktadır”, “Bir Kırmızı Örtü”, “Çılgın Hüzünlü”, “Bir Şeyle Mukayyettiz Serbest Değiliz Efendim”, “Önce: Davranmak”, “Durmak”, “Birçok Ölüm İçin Rastlantı”, “Kar Erimedi”, “Feride'ye Ninni”, “Gazete”, “Gazete”, “Gazete”, “Hasan Mutluluğu”, “Paramparça”, “Kalbindir”, “Uzunuzak”, “Mektup”, “Beni”, “Senin Sol Yanında”, “Ağaçlar Uyuyor”, “Mosmor”, “Bir Süregen İlkbahar” ve “Umuttur”.

ŞİİR BAŞLIKLARI

Şiir kitaplarının adı gibi şiir başlıkları da okur için önemli bir ipucudur. Bazen daha fazlası olur, okura kılavuzluk eder. “Toplandılar”da yer alan şiirlerin başlıklarını bunu gözeterek paylaştık.

Turgut Uyar için şiir sadece şiir değildir, öyle olmamıştır. Şairin, 1956’da söyledikleri de bunu kanıtlar nitelikte: “Mesele bir şiir meselesi değildir. Yaşama meselesidir. Hayatımızda olmayan mesele şiirimizde de olmaz.”

Uyar da diğer İkinciyeni şairleri gibi “ustalaşmaya”, yani şairin ve şiirin düşmanı olan kendini tekrara karşı olmuştur. “İcat etme” ve “kendini yeniden icat etme” terimlerini bu çerçevede düşünmek gerekir. Onun “korkulu ustalığının” sloganı olarak bilinen “efendimiz acemelik”se dillere persenk olmuştur. Aslında hem Cöntürk’ün hem de Cemal Süreya’nın vurguladığı gibi ömrünce bitmeyen bir şiire çalışan şairin aynı zamanda arayış içinde, yeni girişimler, yeni deneyler yapması pek tabiidir.

TOPLANMA DAVETİYESİ

Söz uzadıkça uzadı. Araya girip bir şiir okuyalım. Kitaptaki şiirlerin başlıklarını paylaştık. O başlıkların altında neler var? Elbette oraya da bakmak, değinmek gerek.

“Toplandılar”ın “Kar Altında, Evde” başlıklı ilk şiir bir toplanma davetiyesi gibidir. Aktaracağımız betikler şiirin girişinden:

güzel yorgan iğnesi

güzel karanfil sapı

güzel geçmiş bir vakit

güzel öğle sonrası

toplanıp bir odanın

en güzel geçmişine

dünyayı ısıtalım

bir abdullah çocuğun

büyük güzel gözleri

bir hatice çocuğun

büyük güzel gözleri

biri denize yakın

biri denize uzak

toplanıp bir denizin

en güzel geçmişine

dünyayı ısıtalım

Diyelim ki şair hakkında da, şiirle ilgili de bir şey bilmiyoruz. Ayrıca kitabın adının altındaki alt başlık da yok. Yine de şiir dikkatimizi, ilgimizi yetmişli yıllardaki hayata, toplumsal ve siyasal ortama 12 Mart zulmünün öncesine ve takip eden zamana yöneltmeyi sağlayabilecek çağrışımı oluşturabiliyor. Şiir için önemli bir özellik. Örneğin “Kar Altında, Evde” başlığı mahsur kalmışlığı çağrıştırıyor, bir tür esir alınmışlığı imliyor. Başka türlü de yorumlanabilir elbette. Ancak şiirin kendine özgü bir yönünün, bir istikametinin olduğunu da göz ardı etmemek gerekir. Bunun Turgut Uyar şiirinde daha da belirgin bir özellik olduğunu kaydedelim.

Devam edecek...


Enver Topaloğlu: Türk dili ve edebiyatı öğrenimi gördü. Birçok sanat edebiyat dergisinde şiirleri yayımlandı. Altı şiir kitabı bulunuyor. Cumhuriyet gazetesinde 1993 – 2015 yılları arasında düzeltmen olarak çalıştı. Emekli oldu. Gazete Duvar’de yazarlığa başladı. Beş yıl süreyle cumartesi günleri modern Türkçe şiiri odak alan yazılar yazdı. 10 Eyül 2022 tarihinde Artı Gerçek’te başladığı köşe yazarlığını sürdürüyor. Topaloğlu 2017’den bu yana İzmir’de yaşıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Enver Topaloğlu Arşivi