Deniz Derinsu
Türkiye’den Almanya'ya doğru dev adım…
Letonya maçı öncesi yine Artı Gerçek’e yazdığım yazıyı tekrar okudum. Liglerin bitmesi ile Türkiye’de, futbol dünyasında yanıt bekleyen sorunları dile getirmeye çalışmışım…
Üzerine olaylı bir Fenerbahçe mali kongresi yaşandı, üç gün daha geçti. Ligler sona erdiği için, Avrupa kupalarına da takımlar erken katılacağı için bugünlerde her kulüpten ciddi hamlelerin gelmesi lazım. Böylece takımlar da sezona zamanında hazır girmiş olurlar…
Ancak aradan geçen kısa süreçte yanıt bekleyen sorunların hiçbiri çözülmüş değil… Takımlar transferde gizli saklı bir şeyler yapmaya çalışıyorlar, Fenerbahçe teknik direktörünü bulamadı, federasyon seçimlerine tek aday ama onlarca serzenişle gidiliyor… Durum böyle olunca futbolda da yapılanma, ileri yönelik adımları beklemek geciktikçe gecikiyor…
BU KEZ GÖREVİ ARDA ÜSTLENDİ
Samsun’da oynanan Galler maçı bir anlamda sezonun da kapanışı oldu. Letonya karşısında adeta talih kuşuyla gelen üç puan grupta Türk milli takımının, diğer sonuçlar da göz önüne alınca şansını fazlasıyla artırmıştı. Ancak Türkiye’nin nam saldığı bir nokta var ki o da çoğu kez ayağına gelen büyük fırsatları tepip işi zora sokması… Eğer Galler karşında üç puan gelirse büyük rahatlık, aksi iki seçenek fırsatı geri itip aynı zorlukta mücadeleye devam demekti…
Kuntz herkesin gözdesi Arda’yı yedek bırakarak maça başladı. Haklıydı da… Belki de geleceğini hala açıklığa kavuşturamamanın sıkıntısıyla Arda, Letonya sınavında düş kırıklığı olmuştu. Barış Alper sahadaydı, yine aynı maça sonradan girip büyük etkide bulunan genç yıldız. Bu kez bu görevi Arda üstlendi!
İlk 45 dakika bittiğinde VAR’da iptal edilen Türkiye’nin golünde çizilemeyen ofsayt çizgisinin teknik ayıbı vardı. Bir de Ferdi’ye yapılan faul sonrası 41’den itibaren 10 kişi kalan Galler ki bu 2. yarı için büyük avantajdı…
Önce Hakan’ın laubali penaltısı, ardından Umut’un eline takılıp iptal olan gol derken ‘Acaba yine bir fırsat daha mı tepiliyor’ diye düşünmemek elde değildi… Ama Barış Alpler’in şık ortasında Umut’un golü Türkiye’nin 2. vatanına en ciddi göz kırpma oldu.
Ama yine de bir endişe vardı ki Arda çıktı ortaya. Milli formasıyla ilk golünü attı ama belki de Türk milli takımıyla atacağı onlarca golün en güzellerinden biri oldu…
Arda’nın bu golü kuşkusuz Türkiye’yi çok sevindirdi ancak sanırım çok Fenerbahçeli bu şık vuruşu, ‘Zaten gitti gidiyordu ama bu gol sonrası tutmak çok zor olacak’ diye değerlendirdi.
Ali Koç başkanın milli maçlar sonrası Arda ve ailesiyle konuşacağı ifade ediliyor. Bu gol Ali başkanın işini kanımca iyice zorlaştırdı!
Demin de belirttiğim üzere, Türkiye’den sonra Türklerin en fazla yaşadığı ülke olan Almanya’nın evsahipliği yapacağı Euro 2024’e Türk milli takımı çok ciddi bir adım attı. Bu galibiyet Kuntz’a önemli nefes aldırdı…
DİKKATLİ OLMAKTA FAYDA VAR
Organizasyon Almanya’da… Ülkede ciddi sayıda Türk vatandaşı var. Türk milli takımının başında bir Alman teknik adam…
Eğer ciddi hatalar olmaz da Türkiye, vatandaşın alamadığı vizeyi futbolda alırsa, ilginç görüntüler olacaktır…
Ama Türk milli takımı işi yokuşa sürmeyi sever, bu nedenle sonuna kadar dikkatli olmak da fayda var…
Bir parantez de Kuntz’a açmak lazım… Teknik olarak bir şey söylemek belki bize düşmez ama siyasetin buram buram futbola bulaştığı bir ülkede zaman zaman çok ağır eleştiriliyor. Bunda kimi zaman politik hamleler de hissediliyor. Ama beğenin beğenmeyin, Kuntz eldeki malzemeden iyi - kötü bir takım kimliği ortaya çıkardı… Biraz da kafaca rahat olsa, gençlerle farklı şeyler de yapabilir…
Türkiye’de bu mümkün mü? Evet, çok zor!
Deniz Derinsu: 1968 İstanbul doğumlu. Saint Joseph Fransız Lisesi ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi İngilizce Basın Yayıncılık bölümü mezunu. Cumhuriyet ve Sabah gazetelerinde uzun yıllar spor muhabirliği ve yazarlığı yaptı. 2011 yılından beri çeşitli internet siteleri, TV programları ve dergilerde spor yazarlığını sürdürüyor. Evli, 1 kız çocuk babası