Deniz Derinsu
Yeni suçlu direkler
Kasımpaşa 2012-13 sezonunun ilk yarısında 2-0 yendiği Fenerbahçe’yi o karşılaşmadan beri yenemiyordu. Oynanan 12 maçın 10’unda Fenerbahçe galibiyeti, 2 de beraberlik vardı…
Neredeyse her maç ayrı bir yeniliğe imza atan Sarı Lacivertliler bu seriyi de sonlandırdı!
Kayserispor galibiyetinin hemen ardından şaşkınlık övgüde doruk yapan sanal medya trollerini takip ediyordum ki Twitter’da zirveyi gördüm. Belli ki görevli bir arkadaş, Alex’in heykelinin yanında Gustavo’nun heykelinin yakışacağını yazmıştı!
Kendime bol sabır diledim… Görevi övmek veya yermek olan bu sanal medya görevlisi, umut avcısı arkadaşlara bir futbolcunun heykeli ne şartlarda dikilir, belli ki anlatan olmamış…
Futbol gerçekçilik ister… İlk ders bu olmalı…
Gerçek konuşmak gerekirse, 2 yılda ortaya çıkan bu kadrodan düşlerdeki Fenerbahçe’nin belki yedek kadrosuna 1-2 isim girer, o kadar… Aynı şekilde, teknik heyetinde de kimse yer almaz!
Jailson uzun süre devşirme stoper olarak oynatıldı diye çok eleştirilmişti Fenerbahçe’de. Perde arkasında dümene geçen Emre de bu kez Gustavo’dan devşirme stoper yaratmıştı. Yenilen ikinci golde Gustavo’nun çaresizliğini defalarca Jailson da yaşamıştı. O dönem Emre sahada ter döküyordu. Belki de hocaya kızanlardandı ama aynı hatayı kendisi de yaptı. Oynat altyapıdan bir stoper ama orijinal olsun, devşirme değil. Bu hata daha başlamamış olan Gustavo’yu da bitirir gelecekte…
Zaten Fenerbahçe değirmen gibi herkesi öğütüyor… Yetkililer de bunu seyrediyor…
Tahir Karapınar… Muhtemelen yaşamının en büyük kulüplerinden birine geldi. Ve belki de altyapıda önümüzdeki sezon büyük hizmetler verecek… Böyle umut bağlanan bir ismi 8 maç da olsa Fenerbahçe gibi bir markanın A takımında neden görev verildi, çözemiyorum. Mesele lisans ise, bir çok isim bulunabilirdi daha uygun…
Önümüzdeki yıl Tahir hoca Dereağzı’na gidecek. Daha şimdiden hakkında bir sürü şey konuşuluyor. Yıpranmış haliyle, altyapıdaki oyuncuların diline düşmeyecek mi? Bu bir güven sorununa neden olmayacak mı mesela?
Bunlar basit yönetimsel hatalardır kanımca…
Birçok isim gibi gibi Tahir hocaya da yazık ediliyor…
İsim derken... Bu takımdakileri kastetmiyorum. Bu takımın oyuncularının kapasitesi bu. Süper Lig’in orta sıralarını hedefleyecek bir takımda olması gereken isimleri Fenerbahçe’ye getiren herkes bu faturayı ödemeli…
Bir de poh poh yarışı var ki… İnanılır gibi…
En basit örneği Muriç… Kaç kilo çiğ et yiyormuş, günde kaç saat uyuyup enerji depoluyormuş… Haftalarca yazıldı, edildi… Ama gelin görün ki, böyle bir yıldızın döndürebildiği maç sayısı ortada! Heykeli dikilen futbolcular dönem kurtarırken bu kadrodan değil Muriç, maç döndüren ‘bir’ oyuncu yok…
Sonra medya Fenerbahçe düşmanı!
Muriç gibi bir oyuncuyu pohpohlarla transfer piyasasına sokup fiyatını arttıran medyadır… Kimse kusura bakmasın…
Muriç elbette bir örnek. Bu takımda giydiği formanın bilincinde, kötü sonuçlardan utanıp bir sonraki maçta gerçekten bu utancı hissettiren bir oyuncu göremiyorum…
Fenerbahçe’nin ligde en çok direkten topu dönen takım olduğunu yeni söylem oldu gibi… Demek yeni suçlu direkler…
Bir de çekip giden Kruse… Onu herkes doğuştan Fenerbahçeli sanmıştı ama değilmiş. En ufak para sıkıntısında kaçıverdi…
Şimdi yeni doğuştan Fenerbahçelilere bel bağlama zamanı geliyor… Onları da alkışlarla daha bir şey yapmadan zirveye çıkartırlar… Sonrası…
Sonrası bu dönemler artık alışılmış olmaya başladı ki bu Fenerbahçe’ye yakışmıyor…
Avrupa’ya bile gidemez hale gelen bir Fenerbahçe söz konusuysa, başkanından malzemecisine herkes sorgulanmalı…
Umut tacirliğine inanan sayısı, sanal dünyada görevlendirilenlere karşın giderek azalıyor…
Bir de Fırat Aydınus’a dikkat çekelim. Bir penaltı verdi, sebep olan oyuncuya sarı kartı var, VAR’a gitti, iki kararı da iptal etti.
Bir gol verdi, VAR’a gitti, golü iptal etti.
Bu saatten sonra Fırat hoca ‘Acıktım’ dese inandırıcı olmaz. Geçmişteki kararlarını düşününce, ‘Kim bilir neler oldu’ diye içten geçirmemek mümkün mü?