yola devam ederken
hdp’nin her bir üyesinin iradesinin parti yönetimine ve siyasetine daha doğrudan yansıyacağı yöntemler üzerine düşünmek partinin çelikleşmek anlamında güçlenmesine yardımcı olabilir.
ben bu yazıyı yazarken türkiye’nin dört bir yanında ilçe binalarında, evlerde hazırlıklar sürüyor; tabii baskılar da. binlerce partili, parti dostu ankara’daki hdp kongresine gidecek. son bir haftadır onlarcası gözaltına alındı, içlerinde tutuklananlar var, cumartesi gecesi yollarının kesilmesi muhtemel, "aklımıza bile getirmeyelim"lik ihtimalleri saymıyorum bile.
bu insanlar, her şeyden önce, yıllar sonra bir sol partiyi meclise taşıyan, üstelik de üçüncü parti yapan, mhp’nin önüne geçiren oylara sahip çıkmak için ankara’da olacaklar. hâlâ burada olduğumuzu göstermek için. çünkü varlığımızın siyasi olmanın ötesinde sayısal bir karşılığının da bulunduğunu o oylar gösterdi ve politik arenanın durgun gölüne atılmış bir taş gibi dalga dalga etki yaptı. bugün chp’nin gerçek bir muhalefet partisi olabilmesi ihtimaline ümit bağlayabilenler varsa, o oylar sayesindedir. o bir yana, iyi parti bile o oylara çok şey borçlu çünkü o cenahta farklı arayışları mümkün kılan mhp’nin böyle zayıflaması, iktidarın payandası haline gelmesi oldu. yani geride bıraktığımız dönemde hdp parlamenter siyasette bütün dengeleri değiştiren bir unsur haline geldi. partiyi de, partiyi bu noktaya taşıyan gücü de küçümsememek gerek ve bu güç türkiye için hâlâ çok önemli.
tabii hdp’nin de, hem bu başarıyı, bu etkiyi ilmek ilmek dokuyan partililere hem de, ama emanet ama ömürlük oy vermiş olsun, seçmenlerine karşı sorumluluğu var. hdp ya da herhangi bir siyasal parti şu kritik dönemeçte dik durmakla yetinemez. özellikle hdp’nin, türkiye’nin içinden geçtiği süreçten nasıl çıkacağıyla ilgili gerçekçi önerilerinin olması gerekir.
malum, hdp bir partiler geleneğinin son noktası ve bu gelenekte hiçbir kongrenin bu kadar ilgiyle izlendiğini hatırlamıyorum. hiçbir kongre, izmir’de, edirne’de, istanbul’da ya da antalya’da diyarbakır’da gördüğü ilgiye yaklaşan bir dikkatle izlenmemişti. bu hdp’nin, en önemli vaatlerinden biri olan "türkiyelileşme"ye yaklaştığının bir ispatı. ama bu da partiye, dönemden de bağımsız olarak sorumluluklar yüklüyor. zaman zaman hdp’nin özellikle türk kökenli seçmenlerine adeta bir diyet borcu olduğu fikriyle karşılaşabiliyoruz, bence bu doğru ve haklı bir bakış açısı değil. ama partinin iç işleyişinin, kendisini takip eden herkesin anlayabileceği sadelikte ve şeffaflıkta olması da sorumluluklarından biri.
hdp’nin geldiği gelenekteki partilerde çalışmak, yönetici olmak her zaman zor oldu. ama bugün özellikle eşbaşkanlık gibi görevlerin birer ateşten gömlek olduğu aşikâr. ama son eşbaşkanların, kamuoyunda bu kadar sevilen, güvenilen, partiyi başarıya taşıyan, yeni bir çıta oluşturan figen yüksekdağ ve özellikle selahattin demirtaş’ın halefi olacak eşbaşkanlar için farklı zorlukların da olacağı muhakkak. ve bu sadece o iki kişinin yaşayacağı bir zorluk değil; türkiye’nin her tarafında partinin derdini anlatmaya çalışan üyeler ve parti dostlarının da önünde o çıta var.
bence ülkeye etkisi olmadan "kendine radikal" olan muhalefet de dahil herkesin hdp’ye ihtiyacı var. o yüzden, partinin bir dostu olarak, yanılma pahasına ve keşke yanılsam ümidiyle şunu şimdiden yazmak zorunda hissediyorum kendimi. hdp’nin, bugüne kadar aldığı yolda ilerlemesinde belki ciddi bir engel teşkil etmeyen hukuk ve işleyiş tarzıyla, yani kelimenin olumlu ve olumsuz anlamlarıyla namlı olan kuruçeşme sürecinde mayalanmış, ödp’nin ilk döneminde epeyce denenmiş hukukla ilerlemesi artık imkânsız denecek kadar zor. izninizle altını çizeceğim, ayakta kalmaktan değil ilerlemekten söz ediyorum. malum, içinden geçtiğimize benzer dönemler köklü değişiklikler yapmaya uygun görülmez. ama bence bugün tam aksi bir ihtiyaç içindeyiz çünkü zor dönemlerde insanlar ancak kuvvetle benimsedikleri yapılara sahip çıkabiliyor. bu da ancak o yapının oluşmasında gerçekten dahil olmakla mümkün. o yüzden bence hdp’nin her bir üyesinin iradesinin parti yönetimine ve siyasetine daha doğrudan yansıyacağı yöntemler üzerine düşünmek partinin hem çelikleşmek anlamında güçlenmesine hem de genişlemesine yardımcı olabilir.
son olarak şunu hatırlatmak istiyorum. tarih bize faşizmin sadece toplumsal-siyasal durum ve baskıcı bir iktidarla değil, muhalefetin hatalarıyla da mümkün olduğunu gösteriyor. umarım bugünümüz tarihte benzer biçimde yer almaz.
herkese iyi yolculuklar.