Baskın Oran
YSK esprileri: Bir derleme
Seçimleri denetlemek için kurulmuş YSK asil üyeler varken yedek üyelerle toplandı. Bizzat kurduğu sandık kurullarının yasaya aykırı kurulduğu gerekçesiyle, İBB seçimlerini iptal etti.
Üstelik, aynı zarftan çıkan 4 pusuladan/oydan sadece 1’ini, İBB başkanına ilişkin olanını uygunsuz bulmuştu. Dört dörtlük bir hukuk skandalıydı.
Hüsniyelik yapmak istemiyorum ama bardağın dolu tarafını da görmeliyiz: Mizahımız gelişiyor.
Benzer durum DP döneminin sonuna doğru da görülmüş, mizah doruğa çıkmıştı. Aziz Nesin’den karikatürcü Ratip Tahir’e (Burak) kadar muazzam bir mizah külliyatı oluşmuştu.
Bikaç güncel örnekle neşemizi bulalım.
***
Bir tane Twitter’dan:
"Sorum Nihat Hatipoğlu’na:
"Hocam, sandık aynı zarf aynı. Zarfın içindeki 4 oydan 1’i geçersiz!
"Biz bunu yersek orucumuz bozulur mu?"
***
Bir tane Facebook’tan:
"Hacı Abi, dün sen 4 rekat sabah namazı kıldın mı?
"Evet.
"O namazın 1 rekatını imam kabul etmemiş.
"Neden?
"1 rekatını abdestsiz kılmışın.
"Olur mu öyle şey, 3 rekat abdestli, 1 rekatı abdestsiz olur mu? Başlarım ben öyle imama!
"Eee Hacı Abi, YSK aynı zarftan çıkan 4 oyun 3’ü geçerli 1’i geçersiz dediğinde hiç itiraz etmiyordun. Şimdi imama neden kızıyorsun?"
***
Çok sade olan ama bana en matrak geleni, sosyal medyada çok paylaşılan bir videoda:
Kendisine bir 20’lik uzatılan kişi parayı kabul etmiyor: "Bunun 5 lirası sahte!"
***
Sınırlarımız dışına taşanlar var. New Jersey’den arkadaşım Nurhan Becidyan yolladı:
Çocukluğumuzda Laurel ile Hardy seyreder, bayılırdık; gençler bile duymuştur.
Epey bi süredir, onlara taş çıkartan ve üstelik büyük illüzyon ustası olan çok meşhur bir ekip var: Las Vegas’ta sürekli sahne alan Penn ile Teller ikilisi.
Bunlar ilan etmiş:
"Bunca yıllık sihirbazız. Görmediğimiz, yapmadığımız illüzyon kalmadı. Ama sizin 4 pusulalık zarfta sadece 1’ine nasıl hile yapıldığını çözemedik. Kaç paraysa ödemeye hazırız, Allahaşkına bu numarayı bize de öğretin!"
***
Tabii, mizah mizahı doğuruyor ve güçlendiriyor.
Böylelerini nereden buluyorlar, çok mu arıyorlar hiç bilmiyorum ama, İstanbul Üniversitesi’nden öğretim üyesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı Başkanlık Müşaviri Prof. Dr. Mustafa Karataş, Show TV’de "Zahide Yetiş ve Mustafa Karataş" adlı Ramazan programının 108. bölümüne çıkıyor.
Seyircilerden biri soruyor: "Camiye dolarla bağış yapılırsa, dolar yükseldikçe sevabımız artar mı?"
"Artar. Camiye verilen yardımlar sadece cami değil, Allahuteala’ya yapılır. Sizin sevabınız ne kadar iş görüyorsa, ne kadar uzun sürüyorsa o kadar sevabı artar. Dolayısıyla döviz artarsa sevap da artar".
***
Dedik ya, mizah mizahı körüklüyor diye, İstanbul’dan arkadaşım Mustafa Tiğrek uyarıyor:
"Aman dikkat!
"Diyelim ki camiye, Türk Lirası olarak yüklüce bir bağış yaptınız. Bu kadar sevapla Kevser Irmağı kıyısında bir köşk garantilediğiniz inancıyla mesut ve bahtiyarsınız.
"Günü gelir emrihak vaki olduğunda, bi de bakmışsınız köşk şöyle dursun, bir boş arsa dahi düşmemiştir payınıza.
"Niye? Zaman içinde Türk lirası değer kaybetmiştir. Yaptığınız bağış pula dönmüştür. Ondan."
***
Şu yaşadığımız günlere oranla epey masum kalan, çocukluğumun DP döneminin sonuna doğru da mizah doruğa çıkmıştı demiştik ya, iki farkla:
Birincisi, yukarıda da yazdım, bu seferki sınırlarımız dışına taştı.
İkincisi: En büyük espriyi, aynı zarftaki 4 pusuladan nasıl olup da sadece 1’inin iptal edilebildiği sorusuna cevap veren AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan yaptı:
"26 ilçenin her birinde sonucu değiştirmeyen oylar İBB'de toplandığında seçimin sonucunu değiştirebiliyor."
Bu gerekçe çok muazzam olduğu için zor anlaşılabilir diye de ekledi:
"Yeter ki biz İstanbul seçimleriyle ilgili kararı milletimize doğru anlatalım".
Şimdi bekleyin, YSK 4’te 1 çektiğinin gerekçesini ilan ederken bu tüyonun üzerine ne biçim atlayacak.