DEM Parti milletvekili Özgül Saki, yeni müfredatı inceledi: 'Tekkede mürid yetiştirme modelidir'
Artı Gerçek - DEM Parti İstanbul milletvekili Özgül Saki, eğitim sendikalarından siyasi partiler ve TÜSİAD'a kadar geniş kesimlerin tepkisini çeken yeni müfredatla ilgili basın toplantısında, iktidara sert eleştiriler yöneltti. "Türkiye Yüzyılı Maarif modeli, tekkede mürid yetiştirme modelidir" diyen Saki, "Bu müfredat ile açıkça İmam hatip okulları, kuran kursları, tarikat-cemaat yurtları ve eğitim merkezleriyle çocukların ve gençlerin, siyasal İslamcılığın ve neo-Osmanlıcı toplumsal inşa sürecinin dayanağı olması hedefleniyor" tepkisini gösterdi.
'NE HİKMETSE SADELEŞTİRME SADECE BELİRLİ ALANLARDA'
Eğitimci kökenli olan Saki, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında yeni müfredatta "yüzde 35 oranında seyreltme ve sadeleştirme" yapıldığının söylendiğini hatırlatarak "Ne hikmetse tüm sadeleştirmeler fen, matematik, Türkçe, felsefe, sanat tarihi derslerinde" dedi.
'TÜRK-İSLAM SENTEZİ MODELİNE SON ÇİVİ ÇAKILMAK İSTENİYOR'
"Bugün 'Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli' denilen yeni müfredat taslağı ile 12 Eylül darbesiyle şekillenen Türk-İslam sentezine uygun bir toplumsal inşa modelinin tamamlanması için son çivi çakılmak istenmektedir" diyen Saki, "AKP iktidara geldiği ilk günden beri eğitim sistemi üzerinden bir toplum mühendisliğine soyunmuş durumdadır." diyerek şöyle devam etti: "AKP eğitimi ideolojik olarak iki boyutla araçsallaştırmaktadır: Birinci boyutu milliyetçilik-muhafazakârlık dincilik ekseninde yapılan çok sayıda düzenlemeyle halka adeta zorla din eğitimi aldıracak bir ortam yaratılmaktadır."
Saki, yeni müfredatta fiilen "zorunlu seçmeli din dersleri" getirildiğine dikkat çekerken, "'Bütüncül eğitim yaklaşım modeli' olduğu iddia edilen müfredat taslağının omurgası fizik, kimya, biyoloji ve matematik gibi temel bilimsel derslerin öğretilmesine değil, dini ve ahlaki değerlerin öğretilmesi üzerine çatılmış halde" dedi.
'İTAAT, FITRAT, KANAAT, ŞÜKÜR, EDEP, MAHREMİYET, SABIR, AHİLİK...'
DEM Parti milletvekili, "Ancak tabi bununla da kalmıyor, 'değerler eğitimi' adı altında dini söylemler diğer bütün derslere yayılıyor" derken, "milli ve manevi değerler" altında sadece iktidarın bakış açısının yer aldığı eleştirisi getirdi. Saki, "Örneğin; o sayılan değerlerde barış ve eşitlik gibi kavramlar yok. Tüm yapı; itaat, fıtrat, kanaat, şükür, edep, mahremiyet, sabır, ahilik, fazilet, hadis, cedel, hikmet, iffet, medevvet üzerine oturtulmuş durumda. Eşitlik ve barış hiç yok... Dayanışma yok ama “Rekabet gücü yüksek bireylerin yetiştirilmesi” var... Girişimcilik var" diye konuştu.
'ANLATIM BOZUKLUĞU BAŞIĞI ÇIKARILMIŞ'
Saki, basın toplantısında bazı örnekler de verdi. "Canlılarda Sistemler" başlıklı fen ünitesine bile "Aile Bütünlüğü ve Mahremiyet değerlerinin eklendiğini, akraba evliliklerinin normalleştirildiğini, 'Arşimet İlkesi’nin "Türkiye’nin millî çıkarları doğrultusunda" geliştirdiği deniz araçları üzerinden pekiştirildiğini söyledi.
'DİLBİLGİSİ KONULARI ÇIKARILMIŞ'
Saki'nin verdiği bazı örnekler şöyle:
"Türkçe dersinde dinleme, konuşma, yazma etkinliklerinin kapsamı artırılmış buna karşılık "ezber" olduğu dile getirilerek dilbilgisi konularının birçoğu sınıf kademelerinden çıkarılmıştır. Anlatım bozukluğu başlığı da çıkartılmış.
'CANLILARDA SİSTEMLER ÜNİTESİNDE DE AİLE BÜTÜNLÜĞÜ EKLENİYOR'
Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nda 6. Sınıf 3. Ünite olan Canlılarda Sistemler ünitesinde “Aile Bütünlüğü ve Mahremiyet değerleri” değerler kısmına ekleniyor.
'AKRABA EVLİLİKLERİNDE GENETİK SONUÇLAR SORGULANACAK'
8. Sınıf 3. Üniteye baktığınızda, akraba evliliklerini normalleştirilmekle kalmıyor aynı zamanda kazanım olarak yansıtılıyor. “Akraba evliliklerinin genetik sonuçlarını tartışabilme” bir kazanım olarak adlandırılıp öğretme basamağında “akraba evliliklerinin genetik sonuçlarının her çocukta görülmemesi vb. mantıksal tutarsızlıkları tespit etmeleri sağlanır. Akraba evliliği dışındaki evliliklerde daha düşük ihtimalle de olsa bu sonuçların olabileceğine değinilir” ifadeleri yer alıyor. Bu noktada 'Aslı ne ise nesli odur' atasözü verilerek bu atasözünün anlamı hakkında tartışmaları istenir" şeklinde sunulan atasözünün herhangi bir bilimsel yanının bulunmadığı görülmektedir.
'MİLLİ ARŞİMET'
9. Sınıf Fizik dersinde Akışkanlar temasında öğrenme çıktısı olarak öğrencilere kaldırma kuvveti ile sıvılardaki basınç kuvveti arasındaki ilişkiye yönelik çıkarım yapabilme becerisi kazandırılırken Arşimet İlkesi’ni pekiştirmeleri için Türkiye’nin millî çıkarları doğrultusunda geliştirdiği gemi, denizaltı gibi deniz araçları üzerinden kaldırma kuvvetinin uygulamaları hakkında bilgilendirici bir metin verileceğinden bahsediliyor.
'TEKNOLOJİ İLE GÜVENLİK İLİŞKİLİ KILINACAK'
11. Sınıf Felsefe dersinin Teknoloji ve Hayat başlıklı 2. Ünitesinde öğrencilere teknoloji kaynaklı güvenlik sorunları hakkında tartışma yaptırılacağından bahsediliyor. Ve tartışmada güvenlik sorunlarının millî birlik ve beraberlikteki önemine, ülkenin bağımsızlığını korumadaki değerine vurgu yapılacağı ekleniyor. Böylelikle öğrencilerin zihinlerine güvenlikçi yaklaşımın boca edilmesi amaçlanıyor.
'COĞRAFYA DERSİNE MAVİ VATAN DA GİRECEK'
Coğrafya 9. Sınıf dersinde Türkiye’nin konum özelliklerinin önemi vurgulanırken Mavi Vatan ve Gök Vatan’la (Ulusal Hava Sahası) ilgili haritalar da ele alınıyor. Bu süreçte Türkiye’nin Adalar Denizi ve Doğu Akdeniz’deki hukuksal ve coğrafi haklarını görmezden gelen talepler karşısındaki haklı mücadelesine yer verilerek vatanseverlik değerine vurgu yapılır (D11.2, D19.1). Kıbrıs Adası’nın Türkiye ve Türk dünyası açısından önemine değinilir..."
'KADINLARA VE LGBTİ+'LARA KARŞI AYRIMCI'
Saki, yeni müfredatın kadın hakları ve LGBTİ+'ların hakları konusunda da ayrımcı olduğunu söyledi:
"Yeni müfredat AKP’nin aile temelli patriarkal zihniyetinin yansıması olarak cinsiyetçiliği, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini derinleştirmekte, kadınların, kız çocuklarının toplumsal cinsiyet rollerini meşrulaştırmakta ve LGBTİ+ları yok saymaktadır. Yeni müfredat taslağı ile kadınları, kız çocuklarını, LGBTİ+’ları eğitimden dışlayan, kadınları eve kapatan, güçsüzleştiren ve sömüren, patriyarkayı ve heteroseksizmi tahkim eden bir anlayışın ürünüdür.
'CİNSİYETÇİ İŞ BÖLÜMÜ MEŞRULAŞTIRILIYOR'
Kadınlara atfedilen cinsiyetçi iş bölümüne uygun rolleri İslami kaideler ile meşrulaştırmaya çalışan Millî Eğitim Bakanlığı, yeni müfredat ile aynı zamanda kapitalist ekonominin bir gereği olarak ‘aileyi’ koruma, güçlendirme politikalarını da beslemektedir. Çünkü kadının asli görevinin “annelik”, yaşam alanını ise ev içi alanla sınırlandırarak makbul kadınlık öğretilmeye çalışılmakta; LGBTİ+’lar ise açıkça zikredilmemekle aile yapısını bozucu sapkın akımlarla mücadele kapsamında düşmanlaştırılmaktadır. "
'DİYANET'TEN BAĞIMSIZ DÜŞÜNMEK MÜMKÜN MÜ?'
Saki, "ÇEDES ve benzeri projeler ve protokoller üzerinden eğitim sistemi içine faaliyet alanı açılan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yanı sıra iktidarla ekonomik ve siyasal bağları olan dini vakıf ve cemaatler tarafından okullar, yurtlar, kurslar vb. üzerinden doğrudan iktidar desteği ile bir bütün eğitim sistemi kuşatılmış durumda" ifadelerini kullanarak "Şimdi Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin Diyanet’in bu stratejisinden bağımsız düşünmek mümkün mü?" diye sordu.
'5 MİLYAR LİRALIK YENİ İHALE HAVUZU YARATILACAK'
Yeni müfredatı ekonomik açıdan da eleştiren Saki, şu tepkiyi gösterdi: "AKP hemen her alanda yaptığı üzere yeni müfredat vasıtasıyla yine rant devşirme peşinde. AKP döneminde eğitim politikalarının bir ayağını dinselleştirme oluştururken diğer ayağını piyasalaştırma olduğunu başta belirtmiştim. Bu doğrultunda AKP iktidarında kârlı bir alana dönüştü. Eğitim alanında da kamu kaynaklarının ihalelerle dağıtıldığı bir düzenek söz konusu. Şimdi Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile yeni müfredata uygun ders kitaplarının basılması ve dağıtılması için yaklaşık 5 milyar liralık yeni bir ihale havuzu yaratılacak."
'BİZ BU MODELE TOPTAN İTİRAZ EDİYORUZ'
DEM Parti İstanbul milletvekili, sözlerine şöyle son verdi:
"Sonuç olarak Türkiye yüzyılı Maarif Modeli, içerik itibariyle bilimsellikten ve evrensel değerlerden; hazırlanış biçimiyle katılımcılıktan ve şeffaflıktan uzak iktidarın siyasal-toplumsal programına paralel olarak toplumu tasarlamaya yönelik bir eğitim müfredatıdır. Türk’ün Türk’ten başka dostunun olmadığını, yoksulluğun ve eşitsizliğin kader olduğunu, kadınların erkeklerle eşit olmadığını, aile ve toplum içinde sınıfsal, cinsel ve yaşa bağlı hiyerarşilerin bulunduğunu öğreterek mevcut otoriter düzene ve piyasaya itaatkâr nesiller yetiştirmektir bütün hedefi.
'DİNCİ, MİLLİYETÇİ, CİNSİYETÇİ, HETEROSEKSİST BU ELBİSEYİ YIRTIP ATALIM'
O nedenle biz bu modele toptan itiraz ediyor ve geri çekilmesini talep ediyoruz. Tüm toplumsal kesimleri üzerimize giydirilmeye çalışılan dinci, milliyetçi, cinsiyetçi, heteroseksist bu elbiseyi yırtıp atmaya; bilimsel, demokratik, laik, insan hakları ve özgürlüklerine dayalı, eleştirel-akılcı düşünce ve meselelere evrensel bakabilme kabiliyeti kazandıran, çoğulcu, eşitlikçi, özgürlükçü ve kamusal bir eğitim için mücadele etmeye davet ediyoruz." (HABER MERKEZİ)
MEB'in müfredat taslağına 'anadilde eğitim' vurgusuyla tepki: 'Demokratik, bilimsel ve laik olmalı'
CHP'lilerden Milli Eğitim Bakanlığı önünde 'yeni müfredat' eylemi: 'Bu eğitim modelini reddediyoruz'
Alevi örgütlerinden yeni müfredat tepkisi: Zorunlu din dersinin kaldırılmasını istiyoruz
“Türkiye yüzyılı maarif modelinin” düşündürdükleri
TÜSİAD'dan müfredat uyarısı: Oldu bittiye getirilmemeli, katılmcı bir süreç yürütülmeli
CHP'den yeni müfredat tepkisi: AKP iktidarının çağdışı eğitim manifestosu
MEB’in ‘müfredat taslağına’ tepki: Müfredat parti programı olarak hazırlanmış