1 hafta da 140’lı sayılarla idare edin, Korona sönmez bu şafaklarda!..

Bu istatistik dünya tarihine Türkiye’nin gururu olarak geçti, salgından ölümler tek rakamlarla başladı, sonra çift rakamlara haftalık bir düzenle devam etti.

Saat şu an Almanya’da 12.12 ve ben yine Koronavirüs’ten yaşamını yitirenlerin sayısını değiştirmeyeceğim. 120’li sayıların altıncı gününe geldik, bugün büyük olasılıkla 130’lu bir sayı açıklarız ve sonrasında yine 140’lı sayılara geçeriz. Bizde hastalık istatistiği "Alıştıra alıştıra istatistiği" diye bir sistemle yapılıyor, bulanın kim olduğunu bilmiyorum ama büyük olasılıkla damat Berat Albayrak’tır. Okullarda okutulmaya başlanınca üniversite öğrencileri adını "Yersen İstatistiği" olarak değiştirmişler.

Bu istatistik dünya tarihine Türkiye’nin gururu olarak geçti, salgından ölümler tek rakamlarla başladı, sonra çift rakamlara haftalık bir düzenle devam etti, 1 hafta 20’li, 30’lu sonra 50’li, 80’li derken 3’lü sayılara geldik. Onları da haftalık çizelgeyle 100-110 ve 115-127 gibi rakamlar izledi. Bunların hepsinin zaman aralığı 6’şar gün, nuh diyor sekmiyor.

Esasında biz bu sistemi Koronavirüs’den önce biliyoruz, Türkiye’de enflasyon da buna göre ayarlanıyor, açıklanmasını istedikleri sayıyı önceden tespit edip, enflasyonu etkileyen elementleri ona göre dahili yada harici tutuyorlar. Bu sistemin de bir adı var esasında ama her seferinde değişiyor, nedeni her ay en pahalı malzemenin değişmesi. Mesela bu ay en çok pahalanan eşya biber ise o ayki enflasyon "Biber olmasaydı enflasyonu" olarak açıklanıyor. Neyse, benim bugünkü yaşamını yitirenlerle ilgili tahminim 130-135 arası ve bugünden itibaren 1 hafta boyunca 140’ları duyacağız. Hasta sayısında dünya sıralamasında yedinci olduk ama öldürmeyen Allah öldürmüyor.

Tabi ki bunun bir nedeni yada açıklaması var ama halkımız henüz çözemedi. Oysa bu iktidarın Osmanlı merakını gözünüzün önüne getirdiğinizde hemen çözüyorsunuz olayı. Bizdeki merasimleri gözünüzün önüne getirin, mehter marşını da beyninizde canlandırın, alın size Türkiye’de Koronavirüs tedavisi, 1 ileri 2 geri sistemi.

Çözemediniz mi daha, 2 gün (Haftasonu) sokağa çıkma yasağı, 5 gün sokakta cirit atma izni. Bunun karşılığı şudur, 2 adım ileri attınız mı, tamam, çok ileri gittiniz, o kadar ileri gütmek bizim geleneklerimizde yoktur, hadi bakalım 5 adım geri. Biz tedavimizi de gelenek ve göreneklerimize göre yapan bir milletin ahvadıyız, yok öyle beleşe batılı sistem.

Şimdi yeni bir sistem daha buldular o da tedaviye tatil ekleme methodu. 23 Nisan zaten tatil, ona bir de cumayı eklediler, hafta sonu zaten sokağa çıkmak yasak, virüsle mücadelenin başkomutanı Erdoğan bunu zaten açıklamıştı, oldu mu size şimdi 4 günlük virüsle mücadele günleri, daha ne istiyorsunuz. Sadece 2 günlük yasağı 2 saat kala ilan edip Süleyman Soylu’yu istifa noktasına getiren bu halk 4 günlük stok yapmak için Salı ve Çarşamba marketleri ne duruma getirir ve virüs kapmak için nasıl yarışır, bilemedim birden.

Bunlar yetmiyor tabi, Erdoğan baktı ki oylar MHP’ye doğru kaymaya başladı, milliyetçi oylar merkezine gidiyor, 23 Nisan akşamı bir de sesli (Yazıyla da SESLİ) İstiklal Marşı’nı söyleyecek. Bence o akşamdan sonra sokağa çıkmak serbest olabilir, çünkü virüs kaçacak delik arar. Dünyanın önemli şarkıcılarının konser verip de para topladığına bakmayın siz, Erdoğan konserinde biz hem virüsü uzaya göndeririz hem de paraya para demeyiz. O kadar katı bir marş sadece Koronavirüsü değil bütün virüsleri kaçırtır, hem de Erdoğan’ın sesinden:

Korona, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son virüs...
O benim milletimin belasıdır, bulaşacak;
O bulaşıcıdır, bulaşıcı sarayındır ancak.
 
Bulaşma, kurban olayım, çevrene ey gaddar virüs!
Kahraman ırkıma bugün ne bu şiddet, bu telaş?
Sana olmaz dökülen canlarımız sonra helal;
Saraydır, sana tapan, milletimin istiklal.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi