Trump’ın büyük güzel yasası
Demokrat Parti elitlerinin sosyal hakları umursamayan çizgisi, işçi sınıfını Trump’a itiyor. Ancak Zohran’ın elde ettiği beklenmedik zafer, yükselen popülaritesi, başkanlık seçiminde Trump’a oy vermiş mahallelerde gördüğü teveccüh, görmek isteyen gözlere çok şey anlatıyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, büyük kapitalistlere vergi indirimi getiren yasası nihayet Kongre’den de geçti! Yasanın derinlemesine anti-demokratik karakteri aşikârdır: Çok kazanandan az vergi alınacak – oluşacak vergi kaybını telafi etmek için dezavantajlı sosyal gruplara verilen yardımlar kesilecek. Bu liberal bir distopyadır. Ronald Reagan’dan beri tüm cumhuriyetçi başkanların hayali olan bu tasarıyı yasalaştırmak Trump’a nasip oldu!
ABD’de ortalama kâr oranı Çin’e ve benzeri imalatçı ülkelere göre düşük. Şirketlere vergi indirimleri ile Trump, üretimi kamçılayabileceğine inanıyor. İlk döneminde de aynı yasayı çıkarmıştı. İlk döneminde vergi indirimlerinin büyümeye katkısı kısa erimli olmuştu. Şimdi de farklı olmayacak. Ancak bu indirimlerle oluşan bütçe kesintilerinin yoksullara etkisi feci olmuştu. Şimdi de fatura yoksullara kesiliyor. Düşük gelirli ve engelli ABD vatandaşlarına sağlık hizmeti sunan Medicaid fonlarındaki kesinti, 11,8 milyon kişinin sigortasını yitirmesine sebep olacak. Yoksullara gıda yardımı fonlarındaki kesinti ise 8 milyon kişiyi gıda yardımlarından mahrum edecek. Sosyal devlet olmaktan fersah fersah uzaktaki ABD’de sistemin sınırlı ölçüde sunduğu sosyal yardımlar da cumhuriyetçi (neoliberal) sağın hedefinde.
Trump’ın “Büyük Güzel Yasa Tasarısı” ABD maliyesine 10 yılda 3,3 trilyon dolarlık ek yük getirecek. Ama Trump vergiyi indirimlerinin istihdam ve yatırım getirerek bunu telafi edeceği iddiasında. (1) Ayrıca tasarı, Musk’ın öfkesini çeken bir maddesi ile, elektrikli araba programlarına verilen devlet desteğini de kesiyor. Diğer yandan, Meksika sınırına duvar örülmesi için 100 milyar dolar ayrılıyor.
Senatodaki oylamada bir, Kongrede iki cumhuriyetçinin aleyhte oy kullanması dikkat çekicidir. Tasarı Senato’dan 51’e 50, Kongre’den ise 218’e 214 oyla geçti. Trump’ın Senato ve Kongre üzerinde kurduğu mutlak egemenlik çok dar bir marja dayanıyor. 2026 ara seçimlerinde birkaç Senato ve Kongre üyeliğinin el değiştirmesi, Trump’ın yasama üzerinde kurduğu hegemonyayı kırabilir. Bu elbette Demokratların izleyeceği seçim politikasına da bağlı.
Tam da bu dönemde, Amerika’nın Demokratik Sosyalistleri (DSA) önemli bir başarı elde ederek, destekledikleri Zohran Mamdani’nin New York belediye seçimleri için yapılan ön seçimi kazanmasını sağladılar. Eğer Demokrat Parti olağanüstü bir tedbir uygulamazsa (ki geçmişte Bernie Sanders’ı böyle safdışı bıraktılar) Zohran, partinin New York belediye başkan adayı olacak. Sosyal hizmetleri genişletmeyi, toplu taşımayı ücretsiz yapmayı, kiralara üst sınır getirmeyi, 6 ay – 5 yaş arası çocukların bakımını ücretsiz üstlenmeyi, enerji şirketlerinin kamulaştırılmasını öngören politikalarıyla Zohran ve DSA, Trumpizme karşı sosyal-demokrat bir alternatif oluşturuyor. Ayrıca göçmen nüfusu koruyacağını ve ICE’nin New York’u terörize etmesine izin vermeyeceğini belirtti. Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) California eyaletinde göçmenler üzerinde terör estiren devlet kurumu. Zohran, ayrıca Filistin mücadelesini destekliyor ve New York’a ayak basması halinde Netanyahu hakkındaki uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tutuklama kararını uygulayacağını söylüyor.
Bütün bu politikalarıyla Zohran, New York’ta ısrarlı ve geniş bir taban çalışması yürüten DSA’nın adayı olarak, ön seçimi daha ilk turda kazandı. Andrew Cuomo gibi majör bir siyasetçiyi mağlup etti. Elbette hemen Trump’ın hedefi haline geldi. Sosyal medya hesabından “ABD başkanı olarak bu komünist manyağın New York’u mahvetmesine izin vermeyeceğim” paylaşımını yaptı. ICE’nin sınır dışı uygulamalarını engellerse Zohran’ı tutuklatacağını ve sınır dışı edeceğini yazdı! Ayrıca Zohran’ın Müslüman kimliği üzerinden nefret ve şiddet içerikli pek çok sosyal medya paylaşımı yapıldı. Laura Loomer, Charlie Kirk gibi sosyal medya yorumcuları Zohran’ı “Hamas destekçisi terörist” diye yaftaladı. Saldırıların belki de en incitici olanlarından birisi de Cumhuriyetçi Kongre üyesi Andy Ogles’in Zohran’ı “küçük Muhammed” diye aşağılamasıydı** - ki bu aslında İslam peygamberine yönelik bir saldırı idi. Leman Dergisi’ni, Hz. Muhammed karikatürü çizmediği halde, Filistinlilerin katledilmesini kınayan bir karikatürü çarpıtarak hedef haline getiren Erdoğan yönetimi, ABD’li bu kongre üyesinin açıkça Hz. Muhammed’e ve İslam’a saldıran nefret söylemi karşısında ise sessiz kaldı.
Zohran’ın ön seçimlerdeki zaferi, taban çalışmasının, yoksulların taleplerini yükseltmenin ve sosyal hakları savunmanın (yani Kamala Harris’in yapmadığı şeylerin) Trump’ı yenebilmenin yegane yolu olduğunu gösterse de, New York mali sermayesinin katı egemenliği altındaki Demokrat Parti buna bir kez daha sırtını dönebilir. Demokrat Parti elitlerinin sosyal hakları umursamayan çizgisi, işçi sınıfını Trump’a itiyor. Ancak Zohran’ın elde ettiği beklenmedik zafer, yükselen popülaritesi, başkanlık seçiminde Trump’a oy vermiş mahallelerde gördüğü teveccüh, görmek isteyen gözlere çok şey anlatıyor.
(1) Haber verileri: Hürriyet, 05.07.2025