Osmanlı Padişahı bile bu kadarını hayal edemezdi
1876 Meşrutiyet (anayasal monarşi) öncesindeki Osmanlı padişahlarında bile bulunmayan yetkileri CB Erdoğan’a veren bir kanun çıktı tam 1 hafta önce.
Nasıl oldu da ülkemizde bu inanılmaz olay bu kadar az yazıldı ve duyuldu, hayretler içerisindeyim. 1876 Meşrutiyet (anayasal monarşi) öncesindeki Osmanlı padişahlarında bile bulunmayan yetkileri CB Erdoğan’a veren bir kanun çıktı tam 1 hafta önce.
Sessiz sedasız bir “yukarıdan karşı-devrim” yapılıyor. Buna yazının sonunda döneceğim ama olayla ilgili olarak insanın aklını başından alacak en az 3 hususu önceden dile getireyim.
***
Birinci husus: 30 Ocak gecesi TBMM’den bir kanun değişikliği geçti. Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) şimdiye kadar duyulmamış bir yetki verildi:
Artık bakanlıklar, valilikler, belediyeler, KİT’ler, BDDK ve SPK gibi düzenleyici kurumlar, barolar, tabip odaları ve kamu bankaları gibi kurumlarda çalışanlar DDK tarafından görevden alınabilecekler.
Herhangi bir yargı kararına gerek olmaksızın.
Hatta, bu olağanüstü yetki DDK’ya bile değil, DDK’nın “ilgili kurul üyesi” veya “denetçisi”ne veriliyor. Bu “görevden alınma” için, o görevlinin “denetimi güçleştiren davranışlarda bulunması” gibi yoruma tamamen açık bir gerekçe yeterli olacak.
***
DDK nedir diyecek olursanız:
Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak çalışan, yönetim işlerinin hukuka uygun, düzenli ve verimli bir şekilde yürütülüp geliştirilmesi amacıyla kurulmuş denetim kurumu. "Üyeleri ve başkanı cumhurbaşkanı tarafından atanır (…) Gizli ve açık her türlü bilgi ve belgeyi, kamu kurumları ile bankalar dahil diğer gerçek ve tüzel kişilerden isteyebilir. Bu talepler geciktirilmeksizin yerine getirilir".
Peki, pat diye nasıl olabildi bu değişiklik diyecek olursanız:
Pat diye olmadı. Olayın özenle hazırlanmış bir geçmişi var:
1) 2017 referandumuyla kabul edilen ve 9 Temmuz 2018’den itibaren uygulanmaya başlanan başkanlık sistemine geçilmesinin ardından Anayasa Md. 108’de yapılan değişiklikle DDK cumhurbaşkanına bağlandı. Başkan ve üyelerinin de cumhurbaşkanı tarafından atanması öngörüldü.
2) 20 Ağustos 2021’de kamuya yararlı dernekler, vakıflar, kooperatifler, birlikler ile bu kurum ve kuruluşların her türlü ortaklık ve iştirakleri de DDK’nın denetim yetkisine alındı (https://artigercek.com/guncel/kooperatiflere-ve-vakiflara-gozalti-174825h).
3) 07 Haziran 2024’te DDK başkanı CB Erdoğan tarafından değiştirildi
***
İkinci husus: Bu girişim, iktidarın (AKP+MHP) olayı üçüncü zorlayışı.
İlk zorlama: Başkanlık sistemi çerçevesinde, 15 Temmuz 2018'de DDK'ya her rütbe ve kademedeki kamu görevlilerini görevden uzaklaştırma yetkisi de tanıyan 5 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılmıştı. Fakat AYM bu girişimi Anayasa Md. 33’deki dernek kurma hakkına aykırı bularak iptal etti.
İkinci zorlama: Bir torba yasaya aynı yönde bir madde eklendi, fakat muhalefetin tepkisiyle geri çekildi.
Şimdiki (ve başarılı) zorlama: Aynı yetki talebi 10 Ocak 2025’te, yani DEM Partili Mersin Akdeniz belediyesinin kayyımlandığı gün TBMM’ye sunuldu.
15 Ocak'ta, yani CHP’li Beşiktaş belediye başkanının görevden alınmasından 2 gün önce komisyondan geçti. 30 Ocak’ta, yani DEM Partili Siirt Bld. Eş Bşk. Sofya Alağaş’ın kayyımlandığı tarihten 2 gün sonra da TBMM’de kabul edildi.
Daha önce de, 31 Mart 2024 seçimlerinden sonra Hakkari, Mardin, Batman, Dersim, Şanlıurfa Halfeti, Mersin Akdeniz, Van Bahçesaray DEM Parti belediyeleri ile İstanbul Esenyurt ve Dersim Ovacık CHP belediyeleri kayyımlanmıştı. Son 8 yılda kayyımlanan yerel yönetimlerin sayısı 154 idi.
Bütün bu kronoloji, gazetecilerin seri halinde gözaltına alınma ve tutuklanma süreci içinde bugüne getirildi.
***
Üçüncü husus: Sanırım en şaşırtıcı olanı da bu. Çünkü bu bağıra bağıra “geliyorum” diyen olayda muhalefet ciddi bir itiraz yükseltmediği gibi, TBMM oylamasında da tam kadro halinde bulunmadı.
Tam kadro derken netleştirelim: Bağımsızlar ve muhalefetten 199 vekil oylamaya katılmadı. Teklife sadece 69 muhalefet milletvekili karşı çıktı. Böyle olunca AKP 219 vekili ve ona destek veren 17 MHP’liyle teklifi TBMM’den geçirdi.
***
Nasıl iştir bu?
15 Ocak günü Anadolu Ajansı “Ekonomiye İlişkin Düzenlemeleri de İçeren Kanun Teklifi”nin Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildiği haberini geçti. Yani yine bir torba kanun! Belli başlı bütün zorlamaların örtülmesinde kullanılan klasik yorgan!
Bu nasıl muhalefet yahu? İklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği Başkanı Önder Algedik X’te oylama tablosunu yayınlıyor:
Tablo şöyle:
***
Bitirmek için, açık konuşalım.
Bu yetkiler 1920’lerde yani bir asır önce Atatürk’e de verilmişti. Hukuken veya fiilen. Fakat o yetkiler, eğer 100 yıl önceki ortamı düşünürseniz ve bu terimi önemsiyorsanız, uygarlaştırıcı bir “yukarıdan devrim” içindi.
Şimdiki, Ortaçağ’a döndürücü bir “yukarıdan karşı-devrim” için.
Bu kadar basit.