Kuntz’un gözyaşları

Dünya Kupası mücadelesi veren Türkiye, Letonya’yı son saniyelerde attığı penaltı golüyle 2-1 deplasmanda yendi ve şansını son 180 dakikaya taşıdı…

Maç öncesi hesap netti. Yitirilen büyük avantajdan sonra Türkiye, Letonya ile Cebelitarık maçlarını kazandıktan sonra son umut için Karadağ’a gidecek…

Umut yok da denemez, çünkü esas rakip Norveç de son maçını Hollanda deplasmanında oynayacak. 

İkincilik için Norveç ile Türkiye’nin çekişmeleri son maça kadar yaşanacak görüntüsü vardı gecenin başında…

Başladım karşılaşmayı izlemeye…

İlerleyen her dakika ‘Yahu bu Letonya’nın da mı iddiası vardı’ diye aklımda soru işareti doğdu…

İlk yarı bittiğinde spikerin ‘Letonya ilk 45 dakikada 7 korner kullandı’ sözü kulağıma takıldı… Rakam yüksek geldi, Letonya ilk 7 maçtaki kornerlerine baktım…
Sırasıyla Karadağ 3, Hollanda 0, Türkiye 3, Cebelitarık 6, Norveç 3, Karadağ 2 ve ve Hollanda 4 rakamlarına ulaştım…
Yalnız ilginç olan şu: Bu rakamlar Letonya’nın 90 dakika sonundaki korner sayıları. Bu maçta ise yalnızca ilk yarıda 7 korner kazandılar!

Herhalde Letonyalı futbolcular bu grupta kolay kolay böyle etkin bir 45 dakika oynamamışlardır ve bu kadar da keyif almamışlardır oynadıkları oyundan…

Nitekim istatistiklerin yanı sıra saha üstünlüğüyle de sinyaller veren Letonya’nın golü ikinci yarı geliverdi. Büyük krizin eşiğine bir anda adım atılmıştı…

Kuntz’un hamleleri geldi. Tek başına bir şey yapamadığını düşündüğü Burak’ın yanına Serdar’ı koyması ve Rıdvan’ı sol kanata yerleştirmesiyle gelen yeni düzen, dakikalar içinde Ay Yıldızlıların saha içi etkinliğini arttırdı…

Serdar’ın akıl dolu vuruşu beraberliği getirdi. 

Ve Türkiye oynaması gereken oyunu ancak 85’den sonra oynamaya başladı!

Kaptan Burak’tan söz etmek gerekir mutlaka…

Ne demek lazım bilemiyorum…

Kendisini izledikçe sık sık ‘Niye buna mecbur kalıyoruz’ demekten de kendimi alamadığımı itiraf etmeliyim… 

Bir önceki karşılaşmada kendisine yapıldığını iddia ettiği pozisyonda insanı futboldan soğutan tabloları hatırladım…

Aynısı sürüyordu… Kendisine yapılsa ne yapacağını düşleyemediğimiz bir pozisyonda rakibine faul yaptıktan sonra itirazı, ekranlardan net okunan küfürleri, el kol hareketleri derken…

Bakalım Kuntz ne kadar sabredecek diye merak edip durdum…

Ama son saniyelerde kazanılan penaltı ve attığı gol Burak’ı doğal olarak bu maçın kahramanları arasına koyacaktır..
Yine de geniş düşünmek lazım… Onca dakika Burak’ın bekleneceği bir maç değildi bu… Burak gibi tecrübeli isimler bu maçı çok başta koparmalıydı… 

Teknik direktör Kuntz için konuşmak daha çok erken… Alman ekolünden biri olarak mutlaka hedeflerini geniş zamana yaymıştır. İçinden geldiği o ekol, kısa vadede sürprizlere inanan bir ekol değil.

Ancak günlük alınan sonuç Alman çalıştırıcı keyifli gözyaşlarına boğuverdi…

Bu enerji takıma yansırsa güzel şeyler olabilir…

Milli formayı primsiz de giyip mücadele etmenin anlamı anlaşıldığı ve bu tür oyuncuların yerleştiği gün, çok farklı şeyler olabilir… 

Artık baştaki hesaba devam edilebilir. Katar için son 180 dakikaya girildi… Hollanda Norveç’i yenerse Türkiye Karadağ deplasmanında 3 puan alırsa…

‘Olur mu’ diye beklemeye devam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi