GALATASARAY: 2 RİZESPOR: 0
İster inanın ister inanmayın; yine anlamsız yan paslarla tilt olacağımız bir cuma maçı seyredeceğiz. Bari kendimi müziğe vurayım diye, "Muntazır teşrifine hazır kayık / ince yaşmakla bu cuma seyre çık"ı mırıldanıyordum ki, 15'inci dakikada Rizeli Muntazır enfes bir kafayla kendi kalecisi Gökhan'ı tuş etti...
(Yeri gelmişken, iki takımın ilk onbirinde üçer vatandaşımız olduğunu da gururla hatırlayalım...)
Aradan iki dakika geçmişti ki, bu kez Babel, rakibinin topu ceza alanında elle kesmesiyle kazanılan penaltıyı gole çevirince, "herkes rahat bir nefes aldı" diyeceğimi sanıyorsunuz ama demeyeceğim. Çünkü ayağına topu her alan, ne hikmetse ille de bir sarsaklık yaptı...
Gomisli, Onyekurulu, Rodriguesli Galatasaray olsa, "Bu maç bitti" deyip, Fox Criminal'da "Special Victims Unit"i izlemek için eve koşacağız ama bu takım o takım değil. Bakalım zavallılar ligi komedisinin ikinci perdesinde kimler yine ne saçmalıklar yapacak...
***
Rize ilk tehlikeli atağını 53'te 53 numaralı Dario'yla yaptı ama kötü vuruş Muslera'nın kucağına gitti...
Ooo, Emre Mor döktürmeye başladı ha. Ah bir de "Bu kadar çalım yeter; artık pas zamanı" demeyi bilse...
Zaten cimbomun Beşiktaş maçından bir tık daha halli olma nedeni, İmparatore hazretlerinin inadını mecburen kırıp, bu çocuğu baştan sahaya sürmesiydi...
***
Haydaaa. 75'te bir de başıma Jimmy çıkmaz mı...
Bu çocuğun torpili kimden, kim aldı, niye aldı anlamıyorum.
Tamam, kutu bebeği saçlı Babel gününde değildi ama muadili Durmaz mıydı?..
***
Çaycılar Galatasaray'dan daha yeteneksiz olunca, hakem Abdülkadir beylere de artizlik yapma fırsatı doğmadı. Ama bu biraz da onun kabahati. Mesela Fırat beyler olsa, ikinci planda kalmayı kendine yediremez, mutlaka bir şeyler yumurtlardı.
Kulakları çınlayasıca...
***
Değerli Genel Yayın Yönetmenim Celal Başlangıç'a buradan bir mesaj gönderiyorum:
Babacum; Real Madrid maçından sonra beni lütfen Londra'ya tayin ediniz de artık İngiltere liglerini yazayım. Böylelikle bu süper paspal ligden canımı kurtarırım...
Sevgili seyirciler; Başlangıç ne olduğunu biliyor. Bir gün fırsat bulursam sizlere bu "babacum" öyküsünü de anlatacağım. Unutursam remind me please...
(Görüyorsunuz. İngilizcem de sular seller gibi, üst seviyede Londra aksanı elhamdülillah...)
