He he yaw

Tekrar söylüyorum: 88 dakika on kişiyle savunma yapıp kalan iki dakikada 'Diyarbekir Allah vekil' diyen takıma göbekten oynayacaksın.

Bir saat önce biten maçta, Alanya'nın Başakşehir karşısında Bayern Münih'i çağrıştıran oyununu televizyondan izledikten sonra, Galatasaray'ın sergilediği (ya da sergileyemediği) futbol, son yılların en sıkıcı 100 dakikasıydı. 

Sadece oynayamamak da değil, akıl noksanlığı da var. Linnes'in ve çoğu maçtan sonra yerden yere vurduğumuz Belhanda'nın zeka seviyesinde tek şahıs yok... 

***

Oysa Antalya'nın, bundan önceki maçta, üstelik kendi evinde Hatay'dan yarım düzine gol yemesi, sarı-kırmızılıları iştahlandırmalıydı; değil mi? 

Ne gezer efendim. Tutturmuşlar bir kanat. Peki kanatlardan gelecek topu kaleye yollayacak santrforun nerede? 

Bekleyelim, eğer bu onbir atamazsa, kenarda aslan gibi Falcao duruyor; öyle mi? 

Bravo, iyi fikir. 

Ama adam daha girdiğinin 15'inci dakikasında yine sakat. Öteki yüz milyonluk zaten ortada yok. Kaldın mı Emrelerin en yeteneksiziyle Posta Telgraf Telefon liginden başka yerde şansı olmayan Oğulcan ve Barcelona fatihine. 

Nasıl fatihse, beli dönmüyor. Kılıç sallayacak da kaleyi fethedecek... 

***

Takım üç gol attığında "Bunların içinde ikinci sınıf futbolcu yok; hepsi 3 ve 4'üncü sınıf" dediğimde, Fenerbahçeli Yakup Demirtaş bile mesaj atmıştı, "Haksızlık ediyorsun" diye. 

Az bile söylemişim. Kılınç Emre'nin yaptığı faulü 4'üncü sınıf da yapmaz. Burada anlamadığım nokta, VAR'ın, kırmızı kart gösteren hakeme, "Hele gel de bir daha bak" demesi. 

Boşuna zaman kaybı. Temas yoksa bile kırmızı kart. Çünkü niyet kötü. Topa hakim olma imkanı yok ki...

***

Tüm maçların değişmez elemanı Taylan Antalyalı, acaba cezalı olmayıp Antalya karşısında oynayabilseydi, durum değişir miydi? 

Orasını bilmem. 

Ama bildiğim bir şey var:

116 yaşındaki bir kulübün hesabı bu kadar kısırsa, vay haline...

***

Antalya da kötü ve amaçsız bir takım. Ne var ki Hatay hezimetinin moral bozukluğundan sonra tek puan almaları da başarı. Yine de bu kadroyla ligi 15'incilikten yukarıda bitireceklerini sanmam. Düşmezlerse iyi... 

***

Tayyip Erdoğan'ın ne dediğini duydunuz mu? "Tüm dünyaya sesleniyorum: Bedeli ne olursa olsun, Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'nin güneyinde devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz..."

Gazeteci arkadaşımız Cem Bahtiyar da, Twitter'da bu sözleri hatırlatarak, altına "Yaw he he" yorumu yaptı. Vay sen misin gülen. Şrrrak davacı oldu rte'nin avukatları, "Cumhurbaşkanı'na hakaret etti" diye.

Eee, haklı adamlar. Böyle ağır hakarette bulunmak yakışmaz bir meslektaşımıza. İşte bu nedenle biz de ne olur ne olmaz diye, yazımıza yukarıdaki başlığı uygun gördük. 

Eee, böylesine sağlam demokrasilerde çare tükenmez... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi