Celal Başlangıç

Celal Başlangıç

CHP önce bu faturaların hesabını vermek zorunda!

Adil Seçim Mobil Uygulaması’na yapılan harcamanın faturaları tam bir facianın habercisi. Hatta naylon faturadan beter. CHP bu faturaların hem maddi hem de siyasi bedelini açıklamaya mecbur.

Bir tren faciası yaşanmış.

Resmi açıklamaya göre 24 ölü, yüzlerce yaralı var.

Kaza falan değil, sadece bir siyasi yapının iktidar olma anlayışıyla göz göre göre gelen bir katliam.

Ancak gelin görün ki, CHP Sözcüsü buyuruyor:

"Tren kazasını siyasi tartışma malzemesi yapmayacağız."

Yapmayın elbette. O siyasi partilerin işi.

Özellikle 24 Haziran gecesinden bu yana CHP bir siyasi partiden çok dün başlayan yeni rejimin teşrifatçısı olmuş durumda zaten.

Seçim gecesi de aynı zat hikmet buyurmuştu:

"Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalacak."

Sonra gece yarısı çıkıp "yenilgiyi" kabul etmişti.

Daha doğrusu kabul etmek zorundaydı. Çünkü elinde itiraz edeceği hiçbir veri yoktu.

Sadece Anadolu Ajansı’nın ve YSK’nin söylediklerine inanmak zorundaydı.

Aynı nedenle Muharrem İnce de saat 17.00’den sonra ortadan kaybolmuştu.

Herkes İnce’ye aynı şeyi soruyordu:

"Ne oldu cüppeleriyle bekleyen 50 bin avukat, hepsini YSK’nın önünde toplayacaktın?"

Nasıl toplasın ki?

"Haydi arkadaşlar! İtirazımız var, YSK’ya yürüyoruz" diyebilmesi için elinde AA’nın ve YSK’nın dışında bir veri olması gerek.

Var mıydı, yoktu.

Koskoca bir anamuhalefet partisi, seferber ettiği yüzbinlerce insanın gözüne baka baka iktidara göbekten bağlı manipülatif yayın yapan bir devlet ajansına ve artık Saray’ın hükümranlık alanı dahilinde bir kuruma bırakmıştı seçimin güvenliğini.

Oysa, sandık başlarından sağlıklı sonuç alınabilmesi için bir Adil Seçim Platformu oluşturulmuştu.

Farklı siyasi partilerin ve STK’ların katılımıyla geniş ve doğru platform oluşturulmuştu.

Ancak seçim günü çalışmayan Adil Seçim Platformu değil, Adil Seçim Mobil Uygulaması’ydı.

Biz de Artı TV ve Artı Gerçek olarak seçim günü AA’nın manipülasyonuna alet olmamak için devletin ajansının verdiği sonuçları sadece kıyaslamak için kullanma kararı almıştık.

Günlerce Adil Seçim Platformu’yla ilişkimizi sürdürdük.

Amacımız onların sonuç verme şablonuna göre televizyona ve siteye uygun grafikler hazırlamaktı.

Uzun süre "Bugün hazır değil, yarın konuşalım" yanıtını aldık.

Sonunda seçime bir gün kala ancak bize sonuç verme şablonlarını iletebildiler.

Bu arada siz de gazetelerde, internet sitelerinde Adil Seçim Platformu’nun teknolojik altyapısını oluşturanlardan bol bol iddialı demeçler okuyordunuz:

"Sonuçları AA’dan bile önce vereceğiz."

Gelin görün ki seçim günü AA’dan sonuçlar akmaya başladığında Adil Seçim’den "tık" bile gelmedi.

Bizim gibi sonuçları buradan almak isteyen birkaç televizyon ve internet sitesi de açığa düştü.

AA’dan başka bir yerden sandık sonucu gelmiyordu. Kimi teslim olup dayandı AA’nın sonuçlarına. Bazıları yanlış yaptığını görüp sonradan vazgeçti.

Artı TV de sonuçları eksik ve geriden verme pahasına AA’nın manipülasyonuna karşı sonuna kadar direndi.

Çünkü Adil Seçim Mobil Uygulaması daha çalışmadan çökmüştü.

CHP ve adayı İnce bile seçim sonuçlarını AA’dan izlemeye muhtaç olmuştu.

CHP Parti Meclisi Üyesi Barış Yarkadaş, bu platforma 50 bin sandık sonucunun ulaşmadığını açıkladı önceki gün. Bu mevcut oyların yüzde 27’si demektir.

Eminim seçimin üzerinden bunca zaman geçmesine karşın hala Türkiye’deki tüm sandıkların sonucu CHP Genel Merkezi’ne ulaşmamıştır.

Bu sürecin sorumlusu olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel suçlanıp, bu uygulamaya yedi milyon lira ödendiği iddia edilince bir açıklama yapmak zorunda kaldı:

"CHP’nin sistemi çalışmadı yalanıyla bizleri hedef gösterme gayretleri boşa çıkınca şimdi de Adil Seçim Mobil Uygulaması’na yedi milyon lira ödediler yalanıyla sahneye çıktılar. Sözüm ona bu gazeteciler beni arayıp maliyeti sorsa faturaları gönderebilirim. Faturalar ektedir."

Keşke bu çalışmayan sisteme yedi milyon lira ödemiş olsalardı da o faturaları ortaya çıkarmasalardı.

Facianın en büyüğüne işaret ediyordu o faturalar.

Adıgüzel’in "görücüye" çıkardığı faturalar CHP Genel Merkezi’ne yazılmıştı.

İşin ilginci seçimde böylesine büyük bir işlevi yerine getirmesi beklenen "CHP’nin anlaşmalı bilişim şirketi", faturaları bilgisayarla değil, elle yazmıştı.

Yani kendi faturasını bile bilgisayar ortamında hazırlayamayan bir şirket üstlenmişti Adil Seçim Mobil Uygulaması’nı.

Daha vahimi, kurumsal olarak anlaşmalı bir matbaaya bastırılmış, logolu bir fatura yoktu karşımızda.

Kırtasiyeciden alınıp notere onaylatılmış ve üstüne üstlük elle yazılmış, yaklaşık 80 bin liralık tutarında iki fatura vardı ortada.

Zaten bilgisayarla faturasını yazamayan bir bilişim şirketinden, Türkiye’nin kaderini belirleyecek bir seçimin sonucunu denetleyecek sistem kurmasını beklemek için ancak "bir kısım CHP’li" olmak gerekiyordu.

İkincisi, faturayı veren şirketin sorumluları fatura yazmasını bilmiyordu.

Çünkü KDV kısmının hemen yanına yüzdesini yazıp ilgili kolona tutarını yazmak yerine, tutar kolonuna yüzdesini yazmışlardı KDV’nin.

Gelelim üçüncü noktaya. CHP’ye kesilen faturanın birinde sıra numarası "1", diğerinin de "2"ydi.

Aslında bunun anlamı açıktı; CHP’nin seçim sonuçlarını emanet ettiği şirketin daha önce iş yaptığı başka bir müşterisi yoktu. Yani ilk işini hem de Türkiye’nin böylesine hayati bir seçiminde yapıyordu.

Hani insan kötü niyetli olsa, "sırf bu işi yaptırmak için birilerine şirket kurdurup iş vermiş" diyebilir.

Dördüncüsü de, bu şirketin gösterdiği adreste tümüyle konut olarak kullanılan bir apartman var. Hiçbir dairenin kapısında da herhangi bir şirketin tabelası yok.

Yine insan kötü niyetli olsa "bir kısım CHP’liler bu kadar kritik bir işi tabela şirketi bile olmayan birilerine vermiş" diyebilir.

Gazeteci kökenli CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan da durumu savunmak için Odatv’ye faturaların doğru olduğunu, bu paranın yani yaklaşık 80 bin liranın imece usulüyle toplanarak platforma aktarıldığını söylüyor.

O zaman da sorulması gereken soru şu; madem para imece usulüyle toplandı, o zaman niye fatura CHP Genel Merkezi’ne alındı?

Elbette ortada sadece ahlaki bir sorun, bir suistimal şüphesi yok, ağır bir siyasi sorumluluk da var.

Varoluş sebebini ortadan kaldıran bir sisteme bilerek ya da bilmeyerek destek veren bir CHP var artık karşımızda.

O yüzden CHP Sözcüsü haklı.

Onlarca yurttaşın öldüğü, daha doğrusu göz göre öldürüldüğü tren kazasını siyasi tartışma malzemesi yapmayın. Zaten yapacak mecaliniz yok.

Siz önce bu faturaların hesabını verin hem maddi anlamda hem de yol açtığı siyasi sonuçlar anlamında.

Yoksa Saray’ın görünür koltuk değneği MHP’nin yanında yerinizi alacaksınız Saray’ın gizli koltuk değneği olarak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Celal Başlangıç Arşivi